- K A R A R - Şikayetçi vekili, kamu alacağının borçlu şirket ortaklarından tahsil edilebilmesi için şirket hakkında yapılan takibin sonuçsuz kalması ve sonrasında şirket ortağına ödeme emri tebliği gerektiğini, borçluya ve şirketin diğer ortağına ödeme emri tebliğ edilmediğini, borçlu şirket hakkındaki yasal işlemlerin tamamlanmadığını, şirketin acz içinde olduğunun tespit edilmediğini, şikayet olunana sıra cetvelinde pay ayrılmasının doğru olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, borçlu .....'ne vergi ziyaı cezası kesilmesi üzerine, 6183 sayılı Yasa'nın 13/3. maddesi uyarınca şirket temsilcisi ...hakkında ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınarak taşınmazına ihtiyati haciz konulduğunu, 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesi gereği alacaklarının imtiyazlı olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, hükmün denetime elverişli gerekçe taşımadığına işaret eden Dairemizin ... tarih ve ... E., ......
Mahkemece iddia ve dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, ihtiyati haciz kararının ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6405 Esas sayılı dosyası ile tatbik edildiği, icra dosyasında ödeme emri, icra emri, sözleşme, ihtarname ve eki hesap özetinin itiraz edene 26.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, itiraz edenin 27.06.2014 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunarak hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, İİK'nın 265/1 maddesi uyarınca 26.06.2014 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde itirazda bulunulmadığı gerekçesiyle, itirazın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili temyiz etmiştir. 1- Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze hangi sebeplerle, hangi sürelerde itiraz edilebileceğine, mahkemece itiraz üzerine ne suretle inceleme yapılacağına dair düzenlemeye yer verilmiştir....
Dolayısıyla ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı, henüz tahakkuk etmediği için ödenmesi gereken safhaya gelmemiş vergi ve cezaları için alınabilen, nedeni yeterli teminat gösterilmemesi olduğu takdirde, yeterli teminat gösterilmesi halinde, 6183 sayılı Yasa'nın 16. maddesi uyarınca kaldırılması gereken geçici önlemlerdendir. Kesin haciz uygulanabilmesi için kamu alacağının tahakkuk etmiş ve ödeme emri ile istenilmiş olması gerekmesine karşın, ihtiyati haciz henüz tahakkuk etmemiş veya tahakkuk ettiği halde ödeme vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde henüz cebren tahsil ve takibata başlanmamış, ödeme emri düzenlenmemiş kamu alacakları için öngörülen, geçici nitelikte bir koruma önlemidir....
Ödeme emri veya icra emrinin tebliğinden önce yapılan ödemelerden tahsil harcı alınmaz. 492 Sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin İcra İflas Harçları B bölümünün 1-3 maddesindeki tahsil harcının ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür(12. HD 10.03.2003 T. 1505- 4760 Esas- Karar sayılı ilamı). Somut olayda borçluya ödeme emri tebliğ edilmediğinden icra müdürlüğünün tahsil harcı alınmasına yönelik işleminin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava sırasında verilen ihtiyati haciz ile ilgili ihtiyati haczi tamamlayan merasimin düzenlendiği yukarıda bahsedilen İİK 264/3 maddesi uyarınca tazminat davası sonucunda alacakla ilgili karar verildikten sonra esas takibe geçilmesi gerekirken bu usule uyulmadan daha mahkemece karar verilmeden önce esas takibe geçilerek icra emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ihtiyati haciz kararının infazı için kararın icra müdürlüğüne ibrazı ile icra takibi yapılması usul ve yasaya uygun olup, vaktinden önce icra emri düzenlenmesi doğru değil ise de; davacının icra emrinin iptali için İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvuru yapabileceği, ihtiyati haciz kararı kaldırılmadığından takibin geçerli olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacının istinaf isteminin reddine karar verilerek HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. İhtiyat tedbirde çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava, ödeme emrinin iptali talebi olup, takip işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı istenmiştir....
HD'lerinin içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyati haciz kararı dayanak gösterilerek ilamlı icra takibi yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, takibin iptaline karar verilmesi gerekirken icra emrinin iptali ile yetinilmesinin doğru olmadığını, ayrıca Milas l.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nde görülen dava dosyasında vekil olarak bulundukları halde icra takibinde vekil gösterilmeksizin müvekkilleri aleyhinde takipte bulunularak icra emri tebliğ edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamlı icra takibi yapılamayacağı ve vekil varken asile tebligat yapılması iddialarıyla takibin iptali istemine ilişkindir....
HMK Madde 389 Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiş, kanunda "Uyuşmazlık konusu hakkında" diyerek bu hususa vurgu yapıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. Somut olayda; dava konusunun kurumun ödeme emrinin iptali istemi olduğu, 5510 sayılı Kanunun 88. Maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağının hüküm altına alındığı, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm mahiyetinde, hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gözetilerek davacı vekilinin talebinin reddine .... " şeklinde karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli I sayılı tarifenin B/I-3. fıkrası gereğince, tahsil harcının doğması için takibin harca esas safhasının yerine getirilmesi gerektiği, ödeme emri tebliğinden önceki ödemelerden tahsil harcı alınamayacağı, bu harcın ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemlerden alınacağı, ihtiyati haciz ile icra takibinin ayrı hukuki düzenlemelere ilişkin olup, takip kesinleşmediği sürece ihtiyati haczin icrai hacze dönüşmeyeceği ve bu durumda ihtiyati haczin icra takip işlemi sayılmayacağı gerekçesiyle, ihtiyaten haczedilen mallardaki hacizlerin fekki nedeniyle tahsil harcı da alınamayacağı belirtilerek, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 29.05.2022 tarihli kararının iptaline hükmedilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlere yetkisiz icra müdürlüğünce gönderilen icra emri incelendiğinde de görüleceği üzere davalı tarafça icra emrindeki alacak kalemlerine ihtiyati haciz vekalet ücreti ve ihtiyati haciz masrafları da eklenmiş olup, ihtiyati haczin icra edileceği yer büyükçekmece olmadığından, bu icra emrinin mahkeme kararına dayalı normal bir ilamlı icraya ait olmadığını, ihtiyati haciz talepli icra takibinde, ihtiyati haciz merasiminin devamı niteliğinde yetkisiz olduğu mahkeme kararı ile sabit olan icra müdürlüğünce icra emri düzenlendiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen tüm bu işlemlerin hakkın kötüye kullanıldığının açık göstergesi olduğu ve bu eylemlerin hukuk düzeni tarafından korunmayacağını, yetkisiz olduğu mahkeme kararı ile sabit olan Büyükçekmece 1....