Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan "ihtiyati tedbir" 6100 sayılı HMK’nin 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nin 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 392. maddesinde teminat durumu, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır. Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir....
İcra Müdürlüğü’nün 2009/1971 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi konusunda ihtiyatı tedbir kararı verilmiş ve icra dosyasına yatırılacak paranın alacaklı davalı şirkete ödenmesi engellenmiştir. İhtiyati tedbir kararının uygulandığı icra müdürlüğü tarafından davalı yüklenici şirkete ihtiyati tedbir nedeniyle ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK’nın 72/IV. maddesi uyarınca davalı alacaklı yararına %40 oranında tazminatın karar altına alınması zorunludur. Mahkemece davalı alacaklı şirketin tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İhtiyati tedbir Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ihtiyati tedbir davasına dair karar, karşı taraf tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahalli mahkemenin ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin temyiz talebinin reddine dair hükmü, davalı vekili tarafından 30.11.2012 günlü dilekçe ile temyiz edilmiş ise de, henüz talep konusunda karar verilmediği anlaşılmakla temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı T5 A.Ş. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin inanç sözleşmesinin tarafı olmadığını, taşınmazın davalı T7' dan satın almadığını, gerçek kişi olan Ferit Oruç'tan satın aldığını, daha sonra şahıs şirketi kurduğunu, Ferit Oruç'un önce şahıs şirketi kurduğunu, daha sonra değişiklik yaptığını, ihtiyatı tedbirin yasaya aykırı olduğunu belirterek ihtiyatı tedbirin kaldırılmasına, davanın usulden reddine, mümkün olmadığı taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve esas yönünden haksız, kötü niyetli bir dava olduğunu, verilen tedbir kararının hatalı olduğunu, tedbir koşullarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Buna rağmen ihtiyati tedbir isteminin reddi ve ihtiyati tedbire itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğini savunmak, kanun koyucunun iradesine aykırı olacaktır. Yukarıda yapılan açıklamalardan açıkça anlaşıldığı üzere kanun koyucu, ihtiyati tedbir isteminin reddi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz dışındaki ihtiyati tedbire ilişkin kararlara kanun yollarının kapalı olmasını öngörmüştür. Tüm bu nedenlerle davacı taraf yönünden teminatlı olarak verilen ihtiyatı tedbir kararına karşı teminat yönünden davacı tarafın istinaf yoluna başvuru hakkı olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 346, 352. 391 ve 394. maddeleri uyarınca verilen karara karşı istinaf kanun yolunun açık olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bankasının ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazların değerlendirilmesinde ise; Her ne kadar müdahil yanca yukarıda yer verilen dilekçe içeriği ile ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiş ise de, iflas erteleme talebine ilişkin olarak "Erteleme Yargılaması"na başlığı altında İİK m. 179/a hükmünde mahkemece alınacak karar ve tedbirler düzenlenmiş, İİK m. 179/b hükmünde ise "Erteleme kararı ve sonuçları" düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafiinin temyizinin verilen tedbir kararına yönelik olarak yapıldığı belirlenerek yapılan incelemede; 5395 sayılı Kanunun 5/3. maddesi gereğince verilen tedbir kararlarının aynı Kanunun 14. maddesi gereğince itiraza tabi olması nedeniyle temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HMK'nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazların uyuşmazlık konusu olduğu, taşınmazların devri halinde hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı" gerekçeleri ile; 1- Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının REDDİNE, dair karar verilmiştir....
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; Hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir....