senedi usul ve yasalara aykırı bir şekilde düzenlediğini belirterek 16/05/2022 tarihindeki ihalenin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin fesini talep etmiştir....
Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....
İİK'nun 134. maddesinde ihalenin feshine ilişkin düzenlemeler yer almakta olup; ihalenin fesih nedenleri, gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1-) İhaleye fesat karıştırılmış olması, 2-) Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3-) İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4-) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. Somut olayda; borçlunun ihalenin feshi nedeni olarak belirttiği husus İİK'nun 134. maddesinde düzenlenen ihalenin feshi nedenleri arasında yer almamaktadır. Kaldi ki; İİK'nun 22. maddesi nazara alındığında ..........Esas sayılı dosyasından verilmiş icranın durdurulması kararı da bulunmadığından, taşınmazın ihaleye çıkartılabilmesi için meskeniyet şikayetine konu ilamın kesinleşmesinin beklenilmesine gerek olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, .............
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 30.06.2008 tarih ve 2007/396 Esas-2008/774 Karar sayılı ilamında açık artırma usulü ile satışına karar verilen ... ilçesi, Kızılırmak mahallesi, 244 ada, 5 parsel sayılı hisseli taşınmaz, 15.04.2010 tarihinde yapılan ikinci artırmada 98.300,00 TL bedel ile ...Ltd.Şti.'nin temsilcisi Vedat Alışkan'a ihale edilmiştir. Şikayetçi ... vekili tarafından mahkemeye yapılan başvuruda; "... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/396 Esas sayılı dosyasında yapılan 21.02.2008 tarihli kıymet takdir dosyasında taşınmazın değerinin 244.000,00 TL tespit edilmesine rağmen, 2009/12 Esas sayılı izale-i şuyu satış dosyasında yapılan 28.08.2009 tarihli kıymet takdirinde de 244.800.00, TL değer tespiti yapıldığı, kıymet takdirine ilişkin işlemin gayrı ciddi yapıldığı, satış ilanının mahalli bir gazetede yapılması sebebiyle satışa olan ilginin yeterli düzeyde olmadığı, ihaleye fesat karıştırıldığı iddia edilerek" ihalenin feshi talebinde bulunulmuş; mahkemece ...'...
İcra Müdürlüğünün 2021/14 iflas sayılı dosyasından talimatla Çatalca İcra Dairesi 2021/233 talimat sayılı icra dosyasında 30/09/2021 tarihinde araçların ihale edildiğini, ihalenin usulsüz olduğunu, satış ilanı ve şartnamesinde satışa konu taşınırım önemli nitelik ve vasıflarının yazılmadığını, ihaleye katılımı etkilemesi sebebiyle ihalenin feshi gerektiğini, satış ilanının usulüne uygun yapılmadığını, ilgililer ve dosya alacaklılarının tümüne usulüne uygun tebligat yapılmadığını, müvekkil firmaya gönderilen bir tebliğin olmadığını ve satışa katılması açıkça engellendiğini, temlik durumunun tüm alacaklılara bildirilmesi gerektiğini, satış ilanının da usulsüz olduğunu, kıymet takdiri raporunun da müvekkiline Tebliğat Kanunu’na göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ihaleye konu araçlar üzerindeki hacizlerin düştüğünü ve süresinin geçtiğini,icra yoluyla satışı KDV istisnası kapsamında olmayıp satış ilanı ve şartnamede hatalı bir şekilde KDV alınmayacağının belirtilmesi nedeniyle ihalenin...
İcra Müdürlüğünün 2021/14 iflas sayılı dosyasından talimatla Çatalca İcra Dairesi 2021/233 talimat sayılı icra dosyasında 30/09/2021 tarihinde araçların ihale edildiğini, ihalenin usulsüz olduğunu, satış ilanı ve şartnamesinde satışa konu taşınırım önemli nitelik ve vasıflarının yazılmadığını, ihaleye katılımı etkilemesi sebebiyle ihalenin feshi gerektiğini, satış ilanının usulüne uygun yapılmadığını, ilgililer ve dosya alacaklılarının tümüne usulüne uygun tebligat yapılmadığını, müvekkil firmaya gönderilen bir tebliğin olmadığını ve satışa katılması açıkça engellendiğini, temlik durumunun tüm alacaklılara bildirilmesi gerektiğini, satış ilanının da usulsüz olduğunu, kıymet takdiri raporunun da müvekkiline Tebliğat Kanunu’na göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ihaleye konu araçlar üzerindeki hacizlerin düştüğünü ve süresinin geçtiğini,icra yoluyla satışı KDV istisnası kapsamında olmayıp satış ilanı ve şartnamede hatalı bir şekilde KDV alınmayacağının belirtilmesi nedeniyle ihalenin...
(X) KARŞI OY : Temyiz başvurusu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca şirketin ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararına ilişkin istinaf talebini reddeden bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının bozulması istemine ilişkindir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan...
(X) KARŞI OY : Temyiz başvurusu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca şirketin ortağı olan davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararına ilişkin istinaf talebini reddeden bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının bozulması istemine ilişkindir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan...
Ayrıca, 5766 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 6183 sayılı Kanunun 3. maddesine eklenen;"Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen, satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,”; Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,” ifade eder, olarak açıklanmıştır. 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi de; “ Bu Kanunla 6183 sayılı...
O halde, yukarıda açıklanan gerekçelerle İlk Derece Mahkemesince, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsiz olduğundan davacı borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararı 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, ihalenin feshine dair yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....