Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebliğ işleminin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak ilgilisince ileri sürülebilir. İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, satış ilanının ihalenin feshini isteyen borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine ilişkin bir iddiada bulunulmadığından mahkemece resen satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gözetilemez. Kaldı ki malı taşınmazı arttırılmaya çıkarılan borçlu, ihaleye katılamaz ve kendisine ihale yapılmaz. Borçlu ancak satıştan önce borcunu ödeyip haczi kaldırtmak suretiyle satışı önleyebilir. Öte yandan, İİK'nun 129. maddesinde öngörülen ihalenin elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılacağına yönelik düzenleme, elektronik ortamda teklif verilmesi koşuluna bağlıdır....

    Bu nedenle söz konusu parsellere ilişkin ihalenin feshi talebinin işin esasına girilmeden reddi gerekir.İhalesi yapılan diğer taşınmazların ihale bedelleri toplamı 434.650 TL yapmakta olup %10 para cezası uygulanması halinde dahi verilebilecek para cezasının miktarı 43.650 TL yapmakla davacının istinaf taleplerinin bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmış, 2514,2606,1431,1237,2807,2809,596,993,2565 parsel sayılı taşınmazlar için ihalenin feshi taleplerinin reddine davacının bu parsellerin satış bedelleri toplamının %10 u oranında 43.650 TL para cezası ile cezalandırılmasına 2528,1830,2249,2248 parseller ile ilgili ihalenin feshi taleplerinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Ayrıca; satış ilanında satışa konu taşınmaz için "yıpranmış" ibaresinin yazılması hususu borçlular tarafından açıkça ileri sürülmediği ve ihalenin feshi yargılamasında mahkemece re'sen bakılacak hususlardan olmadığı halde mahkemece bu hususun fesih nedeni olarark kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. O halde mahkemece yazılı nedenlerle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İstanbul Anadolu 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/916 esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin iptali talebi ile dava açıldığı ,davanın reddine karar verilmiş ise de kararın temyiz aşamasında olduğu kesinleşmediği ileri sürülerek ihalenin feshi talebinde bulunulmuş ise de İstanbul Anadolu 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/916 E- 2019/31K sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu ,İstanbul BAM 22 HD 10.12.2019 tarih 2019/897 E-2019/2461 K sayılı kararı ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacıların şikayetlerinin süre aşımı nedeni ile reddine karar verildiği ,karara karşı temyiz talebinde bulunulduğu Yargıtay 34 XX 911/1424 E-2020/9122K sayılı kararı ile BAM kararının kesin nitelikte olduğu gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verildiği anlaşıldığından bu neden ihalenin feshi olarak kabul edilmemiştir....

      Hal böyle olunca, mahkemece, ihalenin feshini gerektirecek başkaca bir fesih sebebi de bulunmadığından, 21 Ada 9 parsele ilişkin ihalenin feshi isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, anılan taşınmaz yönünden şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK'nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkeme, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine, taşınmazların toplam ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi yasaya aykırı bulunmuştur....

        DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

        Davacı istinaf dilekçesinde, açmış olduğu ihalenin feshi davasında iş bu parsel yönünden dava açılmadığı gerekçesiyle mahkemenin verdiği red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, açtığı ihalenin feshi davasının 645 parseli de kapsayacağı gerekçesiyle istinaf isteminde bulunmuşsa da iş bu iddialarının ihalenin feshi davasına ilişkin açılan davada kanun yoluna başvurulması halinde tartışılabileceği, iş bu davada başka bir yargılamanın konusu olan hususun tartışılamayacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle şikayetinin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

        İcra Müdürlüğünün 2002/3050 sayılı icra dosyasında dava konusu taşınmaza haciz konulduğunu ve taşınmazın satışına karar verildiğini, cebri ihale sonucu da alacağa mahsuben taşınmazın tescil edildiğini, davacının açtığı ihalenin feshi davasında ihalenin feshine karar verilmiş ise de, Yargıtay aşamasında davacının davasından feragat ettiğini, bu nedenle eldeki davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ihalenin feshi davasını açan ... Kollektif Şirketinin temsilcisi ...'ın şikayeti üzerine ihale feshedilmişken, temyiz aşamasında davasından feragat etmesi nedeniyle ihalenin kesinleştiği ve bu nedenle 4721 sayılı TMK'nun 2. maddesi gereğince davacının eldeki davayı açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece “......

          CEVAP: Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; İhalenin usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı tarafın ihalenin iptali davasını süresinde açmadığını, ihalenin iptali davasının İcra Müdürlüğüne yönelik açılması gerektiğini, davacının davada tarafı yanlış göstermiş olduğundan husumet itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhale alıcısı Mert DEMİR dilekçesinde özetle; ihale bedelini yatırdığını, kendisine ihale edilen hayvanların 54 adedinin borçluda bulunduğunu, bu hayvanların yediemine teslimini istediğini belirtmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Taşınır satış ilanının usulüne uygun düzenlendiği, yasada yazan şekilde tiraji yüksek bir gazetede yayımlandığı, satılacak taşınırın tüm özelliklerinin uygun bir şekilde yazıldığı ve satış ilanının borçluya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiği ve ihalenin feshini gerektirecek bir duruma rastlanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

          D.Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : İhalenin sözleşmeye bağlanmasından önce geçici teminat mektubunun irat kaydı, ihalenin iptali istemine bağlı tek yanlı idarece tesis edilecek bir idari işlem niteliği taşımakta olup, davacı üzerinde kalan ihalenin iptali ile geçici teminatın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan bu davada, uyuşmazlığın ihale bedelinin ödenmesi aşamasında meydana geldiği dikkate alındığında ihalenin kesinleştiğinden sözedilemeyeceğinden davanın adli yargıda görüm ve çözümü gerektiği yolunda verilen idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı : … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir....

            UYAP Entegrasyonu