WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....

    Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak ilgili hukuk mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. Ayrıca ihalenin, Kanun'un emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nın 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

    Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

    Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....

      Bu durumda icra dairesinin yapmış olduğu ihalenin yolsuz olup olmadığı, iptal edilip edilmediği, bir başka ifade ile halen ayakta olup olmadığı önem arz etmektedir. Bir tescilin yolsuz olabilmesi için dayanağının sakat veya hiç olmaması gerekir. İcra İflas Kanunu'nun 134.maddesi ihalenin feshi süresini ve usulünü düzenlemiştir. Somut olayda tescilin dayanağı ihalenin iptali için açılan dava süresinde açılmadığı için reddedilmiş, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde tescilin dayanağı yolsuz olmadığı gibi ihale de halen ayaktadır. Sayın çoğunluğun belirttiği gibi "davacının dilerse ihalenin feshi, dilerse yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal tescil davası açabilmesinin" yasal dayanağı da bulunmamaktadır. İhale sonucu tescil edilen bir taşınmazın kaydının iptal edilebilmesi için iptal edilmiş bir ihale bulunmalıdır. Aksi halde yolsuz tescilden söz edilemeyecektir. Diğer yandan "İhalenin feshi için (icra mahkemesi görevli olup) genel mahkemeler görevli değildir....

        Sadece, (ihalenin BK.nun 226.maddesinde yazılı), (satış ilanı tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerinde hata) ve (ihaledeki fesat) nedenleri ile ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. Buna göre; ihalenin bozulma nedenleri, gerek doktrinde ve gerekse yargıtay uygulamalarında; 1-İhaleye fesat karıştırılmış olması, 2-Artırma hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4-Alıcının, taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. Bölge Adliye Mahkemesince, -şikayet dilekçesinde de yer almadığı halde- satışı yapılan taşınmaz hissesi için alacaklının daha önce açmış bulunduğu tasarrufun iptali davası sonucunda verilen kararın ihale tarihinden önce Yargıtay tarafından bozulduğu hususunun fesih sebebi olarak kabul edilmesi, yukarıda yazılı fesih nedenleri arasında yer almadığından yerinde görülmemiş, yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

          İhalenin feshi istemi bir çeşit şikâyet olduğu hâlde İİK'nın 134. maddesi ihalenin sonucunu, kimlerin ihalenin feshini isteyebileceğini, ihalenin feshi sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre cebri icra yolu ile yapılan satışların feshi şikâyet yolu ile icra mahkemelerinden istenebilir. Anılan fıkra hükmüne göre ihalenin feshinin istenebilmesi için ilgili olması ve bu ilgilinin yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmesi gerekir. Ancak her hukuki yararı olan değil, hukuki yararı olanlar içerisinde "ilgili" konumda bulunan kişilerin şikâyet yolu ile ihalenin feshi hakkı olduğunu düzenlemiştir. İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrası hükmünde ihalenin feshini isteyebilecek olanlar sınırlı (tahdidî) olarak sayılmıştır....

          İhaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekir....

          İİK’nun 134. maddesi pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak eden kişileri ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında saymakla birlikte bu kişiler ihalenin feshi isteminde bulunabilmesinin diğer ihalenin feshini isteyecek ilgililere göre daha ağır şartlara tabii tutmuş ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinde nisbi harca tabi olduğunu ve ayrıca ihale bedeli üzerinden %5 oranında teminat göstermesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından başlatılan icra takibinde taşınmazın ihalesinin gerçekleştiği , davacı vekili tarafından ihalenin feshinin talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği , davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında açıklandığı gibi; takibe ve borca itiraz ihalenin feshi sebebi değildir. Taşınmazın ihalesinin kıymet takdirinin geçerlilik süresi olan 2 yıl içerisinde gerçekleştiği, anlaşıldığından buna yönelik istinaf isteminde yerinde görülmemiştir. İhalenin feshi talebinde bulunan ilgili ancak kendisine yönelik tebligatlara ilişkin ihalenin feshi talebinde bulunabilir ,eşine tebligat yapılmadığı nedenine dayalı olarak ihalenin feshi talebinde bulunulması mümkün değildir....

            UYAP Entegrasyonu