Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....

    Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemesinde hukuki yararı bulunmayıp, icra mahkemesince, yapılacak ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı kanısına varılırsa ihalenin feshi talebi esasa girilmeden usulden reddedilmelidir. Bu sayede cebri artırmalara katılım artacak ve buna bağlı olarak da malın gerçek değerinde ihale edilmesi sağlanacaktır. (ARSLAN Ramazan; (1984), İcra – İflas Hukukunda İhale ve İhalenin Feshi, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara)....

      Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nun 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 281. maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlemektedir....

      İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/852 esas sayılı dosyasında, borçlunun açmış olduğu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile takip ıttıla tarihinin 15/08/2018 tarihi olarak kabul edildiği ve bu kararın kesinleşmesi beklenmeksizin ihale yapılmasının fesih sebebi olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında ihalenin feshine karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134/2.maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, (ihalenin BK.nun 226.maddesinde yazılı), (satış ilanı tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerinde hata) ve (ihaledeki fesat) nedenleri ile ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir....

        e satıldığı, borçluların ise icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürdükleri sair iddialarının yanı sıra, taşınmazın kapısı üzerinde 18 nolu bağımsız bölüm yazmakta olduğu, Tapu Sicil Müdürlüğünde mevcut mimari projede davaya konu meskenin 22 nolu daire olduğunun tespit edildiğini, meskenin bulunduğu ana yapı yönetim planı ile mimari projede uyumsuzluk mevcut olduğunu, satış kararına esas alınan bilirkişi raporunda bu hususa değinilmediğini, satış ilanında bu şekilde yer aldığını ileri sürerek ihalenin feshini talep ettikleri, icra mahkemesince, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçluların icra mahkemesine başvuruları bu hali ile satışa hazırlık işlemi olan kıymet takdir raporunun ve satış ilanının yanlışlığı nedeniyle ihalenin feshi istemidir....

          BORÇLAR KANUNU [ Madde 226 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki “ “İhalenin Feshi-Haczin Kaldırılması-İcra Emrinin İptali“ “ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. İcra Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.06.2007 gün ve 400-522 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 04.12.2007 gün ve 20254-22733 sayılı ilamı ile, (...1-Duruşma talebinin reddine, 2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK. nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, (ihalenin Borçlar Kanunu’nun 226. maddesinde yazılı),(satış ilanı tebliğ edilmemiş olması),(satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir....

            İhale tarihinden önce, satışı yapılan menkuller hakkında, kendi dosyasından satış isteminde bulunmayan haciz alacaklısının ihalenin feshi davası açmasına yasal imkan bulunmamaktadır. Somut olayda, ihalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, ... 2.İcra Müdürlüğünün 2010/21717 E. sayılı icra takip dosyasında alacaklı olduğu, ihale konusu makineye bu dosyadan haciz uygulandığı, ancak, ihale tarihinden evvel satışı yapılan makine hakkında kendi dosyasından satış isteminde bulunmadığından İİK. nun 134/2. maddesinde yazılı “satış isteyen alacaklı” sıfatını taşımadığı görülmektedir. Bu durumda, haciz alacaklısı şikayetçinin ihalenin feshi davası açmasına yasal imkan yoktur. O halde, mahkemece, şikayetçinin ihalenin feshi davası açma hakkı bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçelerle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....

              Diğer taraftan; ihalenin feshi şikayet yolu ile istendiğinden ve şikayet bir dava olmadığından, ihalenin feshinde davadaki anlamda, "davacı" ve "davalı" taraf yoktur. Burada, ihalenin feshini talep eden taraf ile karşı taraf sözkonusudur. İhalenin feshi talebi bir dava olmadığından, ilgililerin tümünün karşı taraf olarak gösterilmemiş olması, ihalenin feshi talebinin reddini gerektirmez. İcra mahkemesi, diğer ilgilileri de duruşmaya davet ederek, onlara savunma (görüşlerini bildirme) imkanını vermelidir. Esasen uygulama da bu şekildedir (Kuru, Baki; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,(Ankara: Adalet Yayınevi, 2013), Sh.716). Bu itibarla hasmın yanlış, hatalı ya da eksik gösterilmiş olması ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesine engel teşkil etmez. Aksi halin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak düşürücü sürelerin geçirilmesi sonucunu doğurur ki, bu da kabul edilemeyecek bir durumdur....

                İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında; 1)İhaleye fesat karıştırılmış olması, 2)Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3)İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4) Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır . Somut olayda; 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ihalenin ilanda belirtildiği gibi saat 10:00'da satışına başlandığı ve 10:05'te ihalenin tamamlandığı, anlaşılmıştır. Bu durumda anılan taşınmaza ilişkin ihale usulüne uygun yapıldığından mahkemenin bu yöne ilişkin fesih gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde mükellefiyet listesi düzenlenmesini gerektirecek herhangi bir mükellefiyetin bulunmadığı belirlenmiş olup, mükellefiyet listesinin düzenlenmesi gerekmez. Kaldı ki mükellefiyet listesinin düzenlenmemiş ve ilgililere tebliğ edilmemiş olması da ihalenin feshi sebebi olamaz....

                  Somut olayda, şikayetçinin, ihale tutanağında ihalenin bitiş saatinin gösterilmediği yönünde bir iddiasının mevcut olmadığı, bu hususun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülmediği, görülmektedir. Bu durumda, ihale tutanağında ihalenin bitiş saatinin gösterilmediği hususu, mahkemece re'sen değerlendirilerek fesih nedeni yapılamayacağı ve yapılan inceleme sonucu başkaca fesih sebebi bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, başvurunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ......

                    UYAP Entegrasyonu