İFLASIN ERTELENMESİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 166 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 179 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 329 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 546 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 324 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı K... A.Ş. Konstantın ve Hüseyin vekilince duruşmasız, davacı vekilince de her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de davanın niteliği itibariyle duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Hukuk Dairesinin 08.09.2015 tarihli 2015/ esas sayılı kararında; iflasına karar verilen borçlu şirketin temsil yetkisi iflas idaresine geçtiğinden ve iflas kararının bozulması ile iflas idaresinin temsil görevinin son bulmayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davalı şirketin 05.02.2007 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesinde iflasın ertelenmesi talepli dava açtığı, mahkemece 09.04.2009 tarihinde davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine, şirkete kayyım atanmasına ve İcra ve İflas Kanunu'nun 179/b bendindeki tedbirlerin uygulanmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 24.03.2010 tarih, 2010/karar sayılı ilamı ile onandığı, davacı tarafın iflasın ertelenmesi süresi bittikten sonra tekrar iflasının ertelenmesi talebinde bulunduğu, mahkemece 28.10.2010 tarihli ve 2007/ karar sayılı ek kararı ile iflasın erteleme talebinin reddine ve “...”nin iflasına, İflasın 28.10.2010 günü saat 11.56 itibari ile açılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 23....
Hukuk Dairesinin 08.09.2015 tarihli 2015/17668 esas sayılı kararında; iflasına karar verilen borçlu şirketin temsil yetkisi iflas idaresine geçtiğinden ve iflas kararının bozulması ile iflas idaresinin temsil görevinin son bulmayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davalı şirketin 05.02.2007 tarihinde ... Asliye Ticaret Mahkemesinde iflasın ertelenmesi talepli dava açtığı, mahkemece 09.04.2009 tarihinde davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine, şirkete kayyım atanmasına ve İcra ve İflas Kanunu'nun 179/b bendindeki tedbirlerin uygulanmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 19....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; icra emrinin tebliğine karşın borcun ödenmediği, yargılaması devam eden iflasın ertelenmesi davasında verilen bir tedbir kararı olmadığı, anılan dosyada düzenlenen 03.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketin borca batık olmadığı belirlendiğinden iflasın ertelenmesi davasının sonucunun beklenmesi talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, İİK'nın 177/4. maddesine dayalı olarak borçlu davalının doğrudan iflası istemine ilişkindir. İflası istenen bir şirket, iflas davası sırasında borca batıklık bildiriminde bulunarak, iflasın ertelenmesini savunma olarak ileri sürülebilir. Bu takdirde de öncelikle iflasın ertelenmesi talebinin incelenmesi, iflasın bu incelemenin sonucunu beklemesi gerekir. (19. HD'nin 08.11.2007 tarih ve 3853 E, 9760 K; 16.03.2006 tarih ve 1525 E, 2644 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)...
(HGK. 18.04.1956 T/36-29, HGK. 11.12.1951 4/177-135; HGK. 03.10.1957 83/79 ve TD. 11.03.1955 1366/1857) Öte yandan, doktrindeki görüşlerde de Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu’nun 43. maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası (İİK. 156 vd.) açılamayacağı yönündedir (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3. sh.3351). Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır....
Harçlara ilişkin düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin aynı davada iflasın ertelenmesini istemelerine engel teşkil etmektedir. Öğretide ve uygulamada iflas ve konkordato istemlerine ilişkin davaların münferiden açılması gerektiği düşüncesi hakimdir (KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C.III, Ankara 1993, S.2667). İflasın ertelenmesi davasında da bu görüşlere paralel davranılmalıdır. Zira, iflasın ertelenmesi davasının reddi gerektiğinde, bir diğer ifadeyle borca batıklığın tesbit edildiği ve iyileştirme projesinin uygun görülmediği hallerde mahkemece şirketin iflasına karar verilecektir. İflasın ertelenmesi davasının sonuçlarından biri de iflasın açılmasıdır. Birden çok borçlunun iflası bir dava içinde istenemeyeceği gibi birden çok borçlunun iflasın açılması sonucunu doğuracak olan iflasın ertelenmesi davasını da birlikte açmalarına imkan bulunmamaktadır....
(HGK. 18.04.1956 T/36-29, HGK. 11.12.1951 4/177-135; HGK. 03.10.1957 83/79 ve TD. 11.03.1955 1366/1857) Öte yandan, doktrinde de görüşler de Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu’nun 43. maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası (İİK. 156 vd.) açılamayacağı yönündedir (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3. sh.3351). Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dava dosyasındaki deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK'nın 179 maddesi uyarınca sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflası başlığı altında düzenlenen iflasın ertelenmesi koşullarının davacı şirketler açısından gerçekleşmediği, şirketlerin borca batıklık durumlarının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, her iki davacı şirket yönünden iflasın ertelenmesi taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacıların iflasın ertelenmesi taleplerinin REDDİNE, 2-Alınması gerekli 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70....
Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir....
İnş.Ltd.Şti.vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İflas ve iflasın ertelenmesi talebi ile ilgili kararlar tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz olunabilir (İİK.nun 164 ve 181.maddeleri). Alacaklı ... A.Ş., ... Ltd.Şti., ... ve ... Asansör Ltd.Şti.nin temyizi süresinde olmadığından reddi gerekmiştir. 2-İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir. Borca batık durumdaki şirketin bu durumunun ortadan kaldırılması ve şirketin normal faaliyetine devam edebilme ihtimali konusunda objektif gerekçelere dayanan bir kanaatin oluşması halinde mahkemece mali durumun iyileştirilmesi ümidinin var olduğu kabul edilmelidir....