Oysa somut olayda karar tarihinde şirketin borca batık durumda olmadığı anlaşıldığından iflas ve iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.3 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 13.05.2010 No : 315/84 Davacı tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil T.Vakıflar Bankası AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İflas erteleme isteyen vekili, müvekkili şirketin 2008 yılı Haziran ayında yatırımlarının kısa vadede nakde dönüşmemesinden dolayı zor duruma düştüğünü, şirketin muaccel para borçlarını ödeyemedikleri için faaliyetlerini durdurmak tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını, ekonomik durumunu devam ettirme durumu olan şirketin yeniden yapılandırılarak ekonomik hayatlarını devam ettirmeye sağlamaya çalıştığını, iflasın ertelenmesi ile alacaklıların menfaatlerin aynı oranda korunduğunu belirterek iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil ... Endüstriyel Day. Tük. Mam. San. Tic. A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında mahkemece iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, müvekkili şirketin atanan kayyum heyetinin gözetim ve denetiminde ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, borçlarını ödemeye başlayarak mali durumunu iyileştirmeye başladığını, ancak iflasın ertelenmesi için verilen bir yıllık sürenin tüm borçların tasfiyesi ve aktif pasif dengesinin tam olarak düzeltilmesi için yeterli olmadığını ileri sürerek, iflasın ertelenmesinin bir yıl süre ile uzatılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ... A.Ş, Türkiye ... ... A.Ş. Türkiye ... A.Ş., ..., ... San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin iflasın ertelenmesi talebinin kabul edilerek ....07.2009 tarihinden itibaren bir yıl süre ile iflasın ertelenmesine karar verildiğini, kayyım raporuna göre iflasın ertelenmesinin uzatılmasının uygun olacağını ileri sürerek, ertelemenin bir yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asli müdahiller vekilleri, talebin reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile iflasın bir yıl süre ile uzatılmasına dair kararın müdahiller ..., ... A.Ş., ... Hizmetleri A.Ş. ve Türkiye ... ......
Mahkemece, davacı vekilinin iflas avansını dava açarken peşin olarak yatırmadığı, tensiple kendisine verilen kesin sürede de avansı yatırmadığı gibi davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiği, iflas avansının iflas erteleme davasında dava şartı olduğu gerekçesi ile davanın HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, borca batıklık incelemesi yapılmadığından iflâs kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, müdahil K.. A.. vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre müdahil K.. A.. vekili'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir. İflasın ertelenmesi geçici bir mali darboğaza düşen şirketlerin hayatiyetini koruması, istihdam ve milli ekonomiye katkı sağlaması için öngörülen geçici bir hukuki himaye yoludur....
(HGK. 18.04.1956 T/36-29, HGK. 11.12.1951 4/177-135; HGK. 03.10.1957 83/79 ve TD. 11.03.1955 1366/1857) Öte yandan, doktrindeki görüşlerde de Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu’nun 43. maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası (İİK. 156 vd.) açılamayacağı yönündedir (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3. sh.3351). Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır....
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler işçiyi koruma amaçlı olup, iflasın açılmasından öncesine ilişkin bir yıllık süre alt sınır olarak öngörülmüştür. Anılan yasa maddesinde yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin; iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" olarak kabulü gerekeceğinden, iflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine ilişkin ve erteleme süresi içinde doğan işçi alacakları bu madde kapsamında kabul edilmelidir. Aksi halde iflasın ertelenmesi süresi içinde tek geçim kaynağı ücreti olan işçinin korumasız bırakılması, yasa koyucunun amacı ile bağdaşmayacaktır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.09.2012 tarih ve 2012/6-238-2012/635 sayılı kararı ile [Görüldüğü üzere, bu hükümde (İİK.nun 179/b maddesi kastedilerek) iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıklık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır....
Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinden itibaren yaklaşık 2.5 yıl gibi bir süre geçtiği halde iyileştirme sağlanamadığı, şirketlerin gayri faal olduğunu, fabrikanın kiraya verildiğini, iflasın ertelenmesi için gerekli koşulların oluşmadığı gerekçesiyle iflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin iflasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Birden fazla şirketin birlikte yapacakları bir taleple iflasın ertelenmesine karar verilmesini istemelerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANAMASINA, 05.11.2009 oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI İki anonim şirket birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuşlardır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2012 tarih ve 2012/6-238-2012/635 sayılı kararı ile [Görüldüğü üzere, bu hükümde (İİK.nun 179/b maddesi kastedilerek) iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıktık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır....