Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/632 Esas KARAR NO : 2021/519 DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 22/04/2015 KARAR TARİHİ : 25/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan -----maliki, ------plakalı aracın, otobüs durağında bekleyen müvekkiline çarptığını; onun yaralanmasına neden olduğunu; müvekkilinin kalçasına ameliyatla çivi takıldığını; kazadan evvel kamyon şoförü olarak aylık ---- maaşla çalışırken ---- çalışamadığını belirterek; kazan kaybı ve sürekli iş gücü kaybı olarak ---- fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik --- maddi tazminatın tüm davalılardan; ---- manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan yasal faizleriyle beraber müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davacı şirketin tel ve çivi imalatı yapıp satan firma olduğunu, davacının müvekkili şirketten almış olduğu demir sebebiyle 3.165.562,00-TL borçlandığını ve borcu ödemediği için davacının beyan ettiği gibi 1.562.229 kg demir olarak ödenmek üzere 14/02/2017 tarihinde borcun sabitlendiğini, davacının müvekkili şirketten aldığı demiri katma değer yaratarak daha fazla bir fiyatla satış yapan firma olduğunu, davacının müvekkili şirkete döviz olarak borçlanmadığını, almış olduğu demiri demir olarak ödemek üzere borçlandığını, davacı tarafın protokol gereği 2017 yılından başlamak üzere borcun ödenmesi kararlaştırılmışsa da davacı tarafından borcun ödenmediğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etme zorunluluğu bulunmadığını, TMK Madde 138 maddesinde belirtilen, akdin uyarlama şartları bulunmayan davanın reddine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yan mağazasından 12/06/2019 tarihinde 11.700,00 TL bedelle MDF ve 10 yıl garantisi olduğu belirtilen yatak odası takımını aldığını, kendisinin %50 oranında görme engelli olduğunu, tarafına satılan yatak odası takımının teşhir ürünü ve sunta olduğunu sonradan öğrendiğini, oysa kendisine satılan takımın MDF ve 10 yıllık garantisi olduğunun belirtildiğini, aradan iki ay geçince aldığı oda takımının dolabında çatlama, boya yapışması, çivi izi, kötü montaj gibi sıkıntıların ortaya çıktığını, her ne kadar mağazanın teknik ekiplerinin gelip söz konusu ayıplı çıkan ürünlerin tamiratını yaptıysalar da kısa zaman sonra yine aynı sıkıntıların yaşanmaya devam edildiğini ve halen de devam ettiğini, 10 yıl garantisi verilen ürünün 8 ay içinde 4 kez tamiratının yapıldığını, söz konusu oda takımının hataları ve eksiklikleri nedeni ile ayıplı olmasından dolayı yararlanamadığını, bu nedenle 28/02/2020 tarihinde dilekçesi ekinde sunduğu ihtarı davalı...

      Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, evlendikleri günden bu yana müvekkilinin eşine daima sadık, evine bağlı bir eş olduğunu, eşinin ihtiyaçlarını sürekli gözettiğini, sevgi, saygı ve hoşgörü sınırlarını aşmadan davrandığını ancak eşinin hakaretlerine ve onur kırıcı davranışlarına maruz kaldığını, bir defasında taraflar kavga ettiklerinde davacının müvekkiline üzerinde çivi bulunan odun ile vurduğunu, bunun üzerine müvekkilinin darp raporu aldığını ve bu olayın dava konusu edildiğini, yine davacının müvekkiline "ağzına sıçarım, Allah belanı versin, gidişin olsun dönüşün olmasın, sen erkek değilsin, erkekliğine yazıklar olsun" gibi onur kırıcı küfür ve beddua içerikli sözler sarf ettiğini, yine davacının tarafların beraber kirada yaşadıkları evde sobayı yakarken evi yaktığını, evdeki eşyaların kül olduğunu, ev kira olduğu için evin bütün masraflarını müvekkilinin karşılamak zorunda kaldığını, davacını...

      Davalı İmamoğlu Çivi T5 vekilinin 09/03/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mal kaçırma durumunun bulunmadığını, kusur ve borç miktarının yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, ihtiyati haciz kararına itiraz ettikleri ve kaldırılmasını, davalı kurum bünyesinde tespit edilen kusur ve maluliyet oranlarının hatalı olduğunu, iş kazasının meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, davalı iş veren tarafından tüm önlemlerin alındığı ve kazanın işçinin tedbirsiz hareketi sonucu meydana geldiği, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden görevli personel bulundurulduğunu, işçiye gerekli eğitimlerin verildiği, iş verene kusur atfedilemeceğini, davalı iş veren tarafından işçilerin sigortalandığı ve davanın Allianz Sigorta Aş. Ye ihbarını talep ettiklerini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, davanın reddine ve yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      nin kazalının düştüğü asansör boşluğunda kaza öncesinde yüksekten düşme riskini bertaraf edecek toplu koruma önlemlerinin tesis edilmemesi, çalışma alanlarında çalışanların takılmasına, kaymasına neden olabilecek zemindeki bozuklukların, çivi vb. malzemelerin tespiti ile erişim yollarından kaldırılmasının sağlanmaması, işyerinde işi verdiği işveren ve çalışanlarını işyerindeki tehlike ve riskler hakkında yeterince bilgilendirmemesi, güvenli çalışma organizasyonunun tesis edilmesini sağlamamasının kaza olayında temel ve etken unsurlar olduğunu, Davalı Kastamonu Uzman Elek. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti....

        dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinin HMK m.342'ye aykırı olarak düzenlendiğini, dilekçenin cevap dilekçesi ile birebir aynı olduğunu, bu nedenle öncelikle usuli yönden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise Kınaş İnşaat ile müvekkili arasında organik bağ bulunduğuna yönelik iddianın yargılama aşamasında da ileri sürüldüğünü ancak herhangi bir delil sunulmadığını, müvekkili ile Kınaş İnşaat yetkilisi arasında düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığında inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile tarafların taşınmaz üzerine %50 arsa sahibi %50 müteahhit olmak üzere sözleşmeye kararlaştırılan cins ve nitelikte binanın inşası için arsa payı devrini karşılıklı olarak taahhüt ettiklerini, sözleşmede inşaatın bitim tarihinin sözleşme tarihinden itibaren 6 ay içinde ruhsat alınması, ruhsat tarihinden itibaren 14 ay içinde inşaatın tamamlanıp, yapı kullanım izni alınması şeklinde kararlaştırıldığını, 20 ayı geçkin sürede müteahhit firmaca tek bir çivi...

        Şahıslarla yapmış olduğu sözleşmeden dolayı herhangi bir ifa yükümlülüğünde olmasının mümkün olmadığını, her iki parseldeki inşaatı 15.08.2022 tarihinde tamamlayıp teslim edeceğini taahhüt eden yüklenici 8069 inşaatına başladığını, satış vaadi sözleşmesi ile bağımsız bölüm alan alıcılara satış öncesi yapmış olduğu reklamlarda, bastırmış olduğu kataloglarda her iki parseldeki inşaatı tamamlamak sureti ile bir ticaret merkezi kuracağını taahhüt etmişse de bu taahhüdünü yerine getirmediğini 8065 parseldeki inşaata çivi dahi çakmadığını, hal böyle iken diğer davalı ... firmasına husumet yöneltmesi gereken davacı vekilinin müvekkiline husumet yöneltmesinin trajikomik olduğunu, ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını belirtmekle asla kabul manasına gelmemekle birlikte taşınmazların her birinin ayrı ayrı %25 oranında teminata hükmedilmesi gerektiğini, ezcümle yukarıda detaylı şekilde izah edildiği üzere, davacı talebi ve tedbir...

          revizyon imar planı, uygulama imar planı içinde kaldığını, parsel üzerine davacının rızası hilafına Ayşe Sıddık Alişan Okulu yapılarak davacının hissesine kamulaştırmasız el atıldığını, müvekkilinin hissesinin bedelinin bugüne kadar ödenmediğini ve ödenmesi için en ufak bir girişim de dahi bulunulmadığını, müvekkillerinin taşınmazı kamuda okul ve üzerine okul yapılmasından dolayı, davacının taşınmazından fiilen ve hukuken faydalanması ve hukuki tasarrufu mümkün olmadığını, müvekkillerinin ev yada işyeri yada başka bir şekilde yapılaşma izni yada yapmasının mümkün olmadığını, her iki halde de taşınmazdaki hukuki ve fiili tasarrufların engellendiğini, davalının fiili el atması ve tecavüzü halen ve sonrasında devam ettiğini, müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaz için tüm tasarruf haklarının hukuken engellendiğini, fiilen de taşınmazdan yararlanma hakkı bulunmadığını, davalı idarenin imar planı ile taşınmaz üzerindeki tüm tasarruflarının kısıtlamış olduğunu, idarenin izni olmadan taşınmaza bir çivi...

          Dava konusu sökülen doğalgaz sayacının bulunduğu yerin davalı vekili tarafından bildirilmesi üzerine, mahkememizce bu sayaç üzerinde makine mühendisi tarafından yerinde inceleme yapılarak sayaç üzerinde kaçak doğalgaza sebebiyet veren bir delik bulunup bulunmadığı, varsa bu deliğin sayacın uzun süreli olağan kullanımı sonucunda oluşup oluşmayacağı ya da dışarıdan müdahale ile oluşup oluşmadığı hususunda rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 11/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; "Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından yapılan Şikayetli Doğalgaz sayacı muayene raporunda sayacın borusu delik olduğundan doğruluk muayenesi yapılamadığı notunun düşüldüğü, sayaç resimlerinden görüleceği gibi giriş borusunun plastik tabanında çivi gibi sert sivri uçlu bir şeyle 2 adet delik delinmiş olduğu, böylece gazın çoğunun ölçülmeden sayaç çıkış ağzına yönlendirilmiş olduğu, bu deliklerin birileri tarafından bilinçli ve isteyerek açılmış olduğu, sayaç sahibinin...

            UYAP Entegrasyonu