WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava, yayla iddiası ile açıldığından ve yayla olduğu saptanan yer krokide (B) harfi ile gösterildiğinden kadastro bilirkişisinden bu kısmın miktarını gösterir infaza elverişli rapor ve kroki alınarak, davanın taşınmazın (B) harfli bölümüne hasren kabulü gerekir. Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak kesinleşmiş tahdit içindeki orman olan (A) harfli bölümün de yayla niteliği ile özel siciline yazılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; davalı taraftan tahsiline karar verilen harç ve vekalet ücretinin hesabında yöreyi ve taşınmazın durumunu bilen yerel bilirkişilerin bildirdiği metrekaresi 15 YTL'den hesaplanan taşınmaz değeri yerine bu konuda uzman olmayan fen memurunun bildirdiği 5500 YTL.nin esas alınması ve yargılama giderlerinin davalı yerine davalı vekilinden tahsiline karar verilmesi de doğru değildir. ./.....

    Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava yayla iddiası ile açılmış ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiş olduğuna göre, 111 ada 201 parsel ile ilgili davanın bu nedenle reddi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak tapunun iptaline yayla niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 4.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava yayla iddiası ile açılmış ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiş olduğuna göre, 148 ada 163 parsel ile ilgili davanın bu nedenle reddi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak tapunun iptaline yayla niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Haczi öğrenme tarihi belli olmayan davacı İcra Müdürlüğüne verdiği 9.4.2010 tarihli dilekçede haczedilen mallar hakkında istihkak iddiasında bulunmuş, istihkak iddiası 12.5.2010 tarihinde alacakalıya tebliğ edilmiş ve davalı alacaklı süresi içinde 14.5.2010 tarihinde istihkak iddiasına itiraz etmiştir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğünce İİK.nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Prosedür işletilmemişse dava açma süresi henüz başlamış olmayacağından 3. kişi davasını, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödenene kadar açabilir. Prosedür işletilmişse icra mahkemesince verilecek kararın tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davasını açabilir. (İİK.nun 97/6) somut olayda prosedür işletilmiş ve icra mahkemesince takibin devamına ilişkin olarak verilen 18.5.2010 tarihli karar davacıya 28.6.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir....

          Davacı Hazine'nin orman iddiası ile açtığı bir davası yoktur. Dava yayla iddiası ile açılmış ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenmiş olduğuna göre, 148 ada 120 ve 126 parsel ile ilgili davanın bu nedenle reddi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak tapunun iptaline yayla niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            ın baba yanında kaldığı yönünde iddiası bulunmaktadır. Bu çocuğun baba yanında kaldığı dönemde etüde gönderildiğine dair belgeler de ibraz edilmiş olup bu iddia yönünden borçlu tanık deliline de dayanmıştır. Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu vekili, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocukların bakım ve giderlerinin borçlu tarafından karşılandığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Bu durumda Mahkemece müşterek çocuk Batuhan'ın baba yanında kaldığı döneme ilişkin iddiası ile ilgili delilleri toplanıp incelendikten sonra gerektiğinde ek bilirkişi raporu da alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir....

              e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs iddiası nedeniyle verilen beraat hükmüne yönelik aleyhe temyiz itirazları ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin cezai ehliyet raporu yönünden eksik incelemeye, haksız tahrik hükümlerinin ve 5237 sayılı TCK'nun 62. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle suça sürüklenen çocuk hakkında maktul ...'i kasten öldürme suçu nedeniyle verilen ve re'sen de temyize tabi olan mahkumiyet hükmü ile suça sürüklenen çocuk hakkında katılan ...'i kasten öldürmeye teşebbüs etme iddiası hakkında verilen beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 28.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Davacı Hazine, taşınmazın özel mülkiyete konu olduğu iddiası ile adına tescili istemiyle 13.03.2012 tarihinde dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi, "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmünü içermekte olup, Hazine tarafından özel mülkiyet iddiası ile açılan davalar da hak düşürücü bu süreye tabidir. Çekişmeli taşınmazla ilgili kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve re'sen gözetilmesi zorunlu olan 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğuna göre, Mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsiz ise de, karar sonucu itibariyle doğrudur....

                  Davacı dava dilekçesi ile Davaya konu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda davalının 20.6.2011 ve 22.7.2011 tarihlerinde toplam 140.000 TL bedel ile pay satın aldığını, satılan hissenin geçek değerinin 29.000 TL olduğunu belirterek bedelde muvazaa iddiası ile davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir....

                    Sahtecilik iddiası mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebilir. Somut olayda davacı keşideci olarak yer aldığı çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş ve dosyaya sunulan İcra Mahkemesi kararı ile de iddiası doğrulanmıştır. Hernekadar icra mahkemesinin bu kararı davamız açısından kesin hüküm oluşturmamakta ise de, mahkemece davacının kendi imzası ile ilgili sahtecilik iddiası yönünden imza incelemesi yaptırılıp, deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile ve somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu