Mahkemece, asıl dava ile 2005/123 Esas sayılı birleşen tapuda kayıt düzeltilmesi davasının kabulüne karar verilmiş ise de, ayrı araştırma usullerine tabi bulunan tapu iptali ve tescil davası ile aynı taşınmaz hakkındaki tapuda kayıt düzeltilmesi davasının birleştirilerek aynı dosya üzerinden yürütülmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla; tapu iptali ve tescil davası, tapudaki kayıt düzeltilmesi davasının sonucuna bağlı olup mahkemece her iki dava dosyası tefrik edilerek tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın, ön mesele yapılarak sonucun beklenmesi, ondan sonra tapu kaydının hukuksal değerini yitirip–yitirmediği ve davacı lehine kanunda öngörülen koşulların gerçekleşip-gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda, aynı hükümle tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve bir sonraki hüküm fıkrasında da 245 ada 42 parselin tapu kaydının düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Yargıtayca temyiz incelemesi yapılabilmesi için; 1) Dava konusu taşınmazların bir kısmının tapuda yazan arsa vasfının 25/03/1994 tarih ... yevmiye nolu işlemle orman olarak düzeltildiği anlaşıldığından, 25/03/1994 tarih 1520 yevmiye nolu işleme dayanak tüm belgelerin, 2) Dava konusu taşınmazların ilk geldi parselinin hangi taşınmaz olduğu, taşınmazın hangi tarihlerde hangi parsellere ifraz gördüğü tapu müdürlüğünden sorularak müfrez parselin tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosya içerisine alınması, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203....
Mahallesi 514 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesinde Hazineye ait iken geçerli bir hukuki sebebe dayanmaksızın tapu kütük ve takbis kayıtlarında yapılan usulsüzlük ile davalıya satıldığının 27.11.2019 tarih ve 32917/07 sayılı inceleme raporu ile sabit olduğunu ileri sürerek, söz konusu yolsuz tescile dayalı tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ".......
Burada öncelikle belirtilmesi gereken husus, davacıların olağanüstü kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine değil, 13.09.1979 tarih ve 14 numaralı tapu kaydına dayanmış olmalarıdır. O yüzden mahkemece öncelikle bu kaydın 52 ve 54 parsel numaralı taşınmazlarla revizyon görüp görmediği üzerinde durulmalıdır. Şayet yapılacak incelemede dayanılan tapu kaydının bu parsellere revizyon gördüğü saptanırsa kayıt 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/4. maddesinde hükme bağlanan işleme tabi olmayan nitelikte bir kayıt sayılamayacağından kapsamının keşfen belirlenmesi, yapılacak keşifte dava konusu yolun kayıt kapsamında kaldığı anlaşılırsa istemin hüküm altına alınması gerekir. Zira, anlatılan durumun ortaya çıkması halinde tapu kaydı hatalı uygulanmış, kapsamı kadastro sırasında yeterli açıklıkta tayin edilmemiş sayılır....
Davacı tarafça, miras bırakan Kazım adına kayıtlı taşınmazın, mirasçılarından Yücel Hürol’un mirası red etmesinden sonra (reddi miras yokmuş gibi) mirasçılarına intikal ettirildiğini, ayrıca tapu kaydına İstanbul 3. İcra Dairesinin2018/8352 E. sayılı haciz şerhi konulduğunu ancak reddi miras nedeniyle davacının mirasçı olduğu ileri sürülerek, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinini ve tapu kaydının düzeltilmesini talep edilmiştir. Uyuşmazlık yargı yoluna ilişkin olup; somut olayda davanın idari yargı yerinde mi yoksa adli yargı yerinde mi görülmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır....
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı, cinsiyeti, doğum tarihleri gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz. Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi Tapu Sicili Tüzüğünün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince; Mahkemece yapılacak ara kararı ile ilgili mercilerden ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ile tüm geldi ve gittileri dahil olmak üzere söz konusu tapu kaydının oluşumuna esas teşkil eden tedavül kayıtlarının (tapu kaydı hükmen oluşmuş ise ilgili dava dosyalarının, kadastro tutanaklarının), ayrıca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün arşivinden dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın menşei olduğu iddia edilen eski tapunun Mardin ili, Merkez ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/180 Esas KARAR NO : 2022/160 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (İnançlı İşleme Dayalı Olarak) DAVA TARİHİ : 17/06/2016 KARAR TARİHİ : 09/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2022 Mahkememizde görülmekte olanTapu İptali Ve Tescil (İnançlı İşleme Dayalı Olarak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili B. Çekmece AHM'ye sunmuş olduğu 17/06/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu Beylikdüzü ilçesi ...... Mahallesinde kain ...... ada ...... nolu parselin müvekkiline ait iken, müvekkilinin de ortağı olduğu davalı şirketin bankadan kredi kullanabilmesi amacıyla taşınmazın inançlı işleme dayalı olarak 5 yıllığına davalı şirkete devredildiğini, 5 yıllık süre dolmasına rağmen şirket tarafından taşınmazın iade edilmediğini, bu nedenlerle inançlı işleme dayalı olarak davalı şirkete devredilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tahsis belgesi şerhi tapudan terkin edildiği, davacı tarafından bu işleme yönelik idari bir başvuru yapılmadığı, sonuç olarak davacının elinde dava tarihinde hukuken geçerliliğini koruyan bir tahsis belgesi bulunmadığından tapu iptal ve tecil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....