Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aksi takdirde İcra İflas Yasasının 4. maddesi hükmüne aykırı olarak, yargı çerçevesinde olmayan icra dairesi ile ilgili karar verilmiş olur ki, bu da doğru değildir. Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza baktığımızda, alacaklı davacı, davalı aleyhinde ... 2.icra 2007/6897 esas sayılı dosyası ile yaptığı ilamsız takibe, davalının borcun esasına itiraz etmesi üzerine, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/162 esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı, esasa cevap süresi içerisinde verdiği 29.6.2007 tarihli dilekçesinde yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunmuştur. Az yukarıda açıklandığı gibi itirazın iptali davasına bakmaya yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yargı çevresindeki mahkemedir. Davacı, ... İcra Dairesinde takip başlatıp, o yerin yargı çevresi sınırları dışına çıkarak başka bir yargı çevresi sınırları içerisinde itirazın iptali davası açamaz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili bankanın Genel Kredi Taahhütnamesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bunun üzerine işbu davanın devamı sırasında davacı idare tarafından davalı borçlu hakkında Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 2011/270 sayılı dosyası ile İİK hükümleri gereği ilamsız takip yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine davacı idare tarafından Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/157 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğunun davacı ve davalı borçlu vekilinin kabulündedir. Varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur. Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25, 11/241 sayılı kararı ve 15.H.D. 18.11.2003 T.5510E-5515 K.sayılı kararlarıda aynı doğrultudadır.)...

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlıkta, itirazın iptali dava şartlarından olan geçerli bir icra takibinin bulunması bakımından yapılan incelemede, uyuşmazlığın, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi ile müteveffanın bir kısım mirasçılarına karşı yapılmış olup muris öldüğünde tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olmasına ve mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmasına karşın, bozma ilamında bildirildiği şekilde iptali istenen icra takibinin müteveffanın tüm mirasçılara karşı yapılmadığı, yedi mirasçı bulunuyorken icra takibinin mirasçılardan beş kişiye yapıldığı, tüm mirasçılar hakkında icra takibi yapılmadığından geçerli bir icra takibinin bulunduğundan da söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı temlik alan vekilince temyiz edilmiştir....

          borçluya tebliğ edildiğini ve borçlu tarafça tarihinde icra takibine gerekçe bildirmeksizin, haksız olarak itiraz edilmiş ve icra takibinin durmasına sebebiyet verildiğini, açıklanan nedenlerden ötürü, haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile icra takibinin takip talebindeki taleplerle devamına, davalının asıl alacağın % 20'si tutarında icra inkâr tazminatı ödemesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

                İşlemiş faizin karar altına alınabilmesi için davalı iş sahibinin icra takibinden önce Borçlar Kanunu'nun 101.maddesi uyarınca temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Somut olayda davalı iş sahibi icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz yönünden olan isteminin reddi gerekir. Davalı iş sahibi icra takibinin başlatılmasından sonra ve itirazın iptali davasının açılmasından önce 26.11.2002 tarihinde icra veznesine 8.250.000.000 lira ödeme yaptığına göre, icra takibine konu asıl alacak miktarı olan 12.200.000.000 liradan 8.250.000.000 TL ödeme düşülmek suretiyle, kalan 3.950.000.000 TL yönünden icra takip tarihinden itibaren %60 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek suretiyle icra takibinin devamına, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar oluşturulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                  Davalı ... vekili; dava tarihinden önce borçlu hakkında açılmış geçerli bir icra takibinin varlığına ihtiyaç bulunduğunu, müvekkili hakkında 12/03/2014 tarihinde tasarrufun iptali davası açıldığını, bu tarihten önce bir icra takibi yapılmış olması gerekmesine rağmen müvekkili hakkındaki icra takibinin 08/05/2014 tarihinde yapıldığını, borçlu üçüncü şahıs hakkında alınmış bir aciz vesikası bulunmadığını, iptali istenen tasarrufi muamelenin, alacağın oluştuğu tarihten önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, davalı borçlu ...'ın ..., ..., İçerenköy mah. 801 ada, 248 parsel, B.2, bağımsız bölüm 3 nolu taşınmazı diğer davalı ...'a satmak suretiyle oluşan tasarrufun davacı yönünden iptali ile taşınmaz üzerinde ... ... 24....

                    İcra Müdürlüğü'nün 2015/11668 esas sayılı dosyasına yaptığı icra takibinin davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile icra takibinin faize faiz yürütülmeme şartı ile 40.686,26 TL kıdem tazminatı, 1.050,28 TL İzin alacağı ve 116,63 TL işlemiş faiz yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine alacakların likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine'', rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.07.2020 gününde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu