- KARAR - Dava, icra takibine vaki yetki ve borca itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK 50. maddesi gereğince para ve teminat borcu için takip hususunda HUMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanarak davalı borçlunun ikametgah adresinin Ağrı olması ve özel yetki durumunun olmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuştur. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, icra takibinin ...’de yapıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın da ... mahkemelerinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı aynı zamanda icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiştir. Hiç kuşkusuz, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir takibin bulunmasına bağlıdır. Gerek icra dairesinin yetkisine, gerekse buna bağlı olarak mahkemenin yetkisine itiraz söz konusu ise, mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda icra dairesi yetkili ise çekişmenin esasının incelenmesi, yetkili değilse ortada geçerli icra takibi bulunmadığından davayı reddetmesi gerekir (Yargıtay HGK.20.03.2002 tarihli, 2002/13 -241 E. 208 K. sayılı ilamı). İcra dairelerinin yetkisini düzenleyen İcra ve İflas Kanununun 50/1.maddesi hükmüne göre ilamsız icra takiplerinde HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir (HUMK m.9)....
yapmış olduğu 17.05.2019 tarihli 4 sayfalık itirazında yetki itirazında bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketçe taşınmazın bulunduğu, akdin ifa edileceği, icra takibinin yapıldığı yer Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunmadığından Serik Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkisini kabul etmiş sayıldığını, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalının mahkemenin yetkisine itiraz etmesinın haksız olduğunu, HMK'nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ''taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça'' düzenlemesi bulunduğundan, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalının taşınmazın bulunduğu, akdin ifa edileceği, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinın artık yetkili hale geldiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin yetkisizliğe dair kararının yerinde olmadığını ve kaldırılmasının gerektiğini, davalının istinaf dilekçesinde mahkemenin görevsiz olduğunu öncelikle görev itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;öncelikle dava dilekçesi ve kararın vekile tebligat yapılmadığı için usule aykırı olduğunu, gerekçeli kararda da davalı vekili olarak gösterilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, dava konusu ihtilafın Tüketici Yasası kapsamında olduğunu, bu nedenle yetki ve esasa yönelik davaya bakma yetkisinin Tüketici Mahkemelerinde olduğunu, tüm bu nedenlerle; usul ve yasaya uygun olmayan mahal mahkeme kararının esastan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, icra takibine itiraz (yetkiye/borca itiraz) talebine ilişkindir. İstinaf incelemesine konu edilen başvurunun toplam 6.702,26 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz niteliğinde bulunduğu, dosyadaki borç miktarının 12.600,00 TL kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, söz konusu mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir....
Mahkemece satış akdi ve ödeme olgusunun tabi olduğu yetki kurallarının bu davadaki yetki kurallarıyla irtibatlandırılmasının mümkün olmadığı, davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin yetki yönüden reddine, dosyanın yetkili ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ticari ilişki nedeniyle satın alınan malın eksik teslimi sonucu fazla ödenen para alacağının tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davalı yan takibe vaki itirazında borca ve icra müdürlüğünün yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Davalı taraf, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi kabul etmiştir....
Davacı banka önce Muğla 1.İcra Müdürlüğünün 2008/4328 esas sayılı dosyada davalı hakkında icra takibi yapmıştır. İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz üzerine davacı alacaklı yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili Ula İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istemiş ve dosya yetkili Ula İcra Müdürlüğüne gönderilmiş ise de yetkili icra dairesinde davalıya ödeme emri gönderilmeden ve yetkili icra dairesinde yapılan takibe itiraz vaki olmadan işbu dava açılmıştır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır. Temyize konu davada yetkili icra dairesinde davalıya ödeme emri gönderilmediği gibi, yapılmış bir itiraz da bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı biçimde davanın kabulü isabetsizdir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 8.000 TL'lik bakiye fatura alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini, davalının 8.000 TL'yi icra takibinden sonra ödediğini bu nedenle icra harç ve masrafları ile vekalet ücreti yönünden davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve bu alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davaya dayanak icra takibine konu alacağın 11.08.2009 tarihli mutabakat zabtı başlıklı sözleşmeden kaynaklandığını, sözleşme uyarınca ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, takibe konu borcun ödeme emri müvekkili şirketçe tebliğ edilmeden yani icra takibinden haberdar olmaksızın ödendiğini, bu nedenle davacı talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, icra takibinin ...’de yapıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın da ... mahkemelerinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı aynı zamanda icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiştir. Hiç kuşkusuz, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir takibin bulunmasına bağlıdır. Gerek icra dairesinin yetkisine, gerekse buna bağlı olarak mahkemenin yetkisine itiraz söz konusu ise, mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda icra dairesi yetkili ise çekişmenin esasının incelenmesi, yetkili değilse ortada geçerli icra takibi bulunmadığından davayı reddetmesi gerekir (Yargıtay HGK.20.03.2002 tarihli, 2002/13 -241 E. 208 K. sayılı ilamı). İcra dairelerinin yetkisini düzenleyen İcra ve İflas Kanununun 50/1.maddesi hükmüne göre ilamsız icra takiplerinde HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir (HUMK m.9)....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, icra takibinin ...’de yapıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın da ... mahkemelerinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı aynı zamanda icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiştir. Hiç kuşkusuz, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli bir takibin bulunmasına bağlıdır. Gerek icra dairesinin yetkisine, gerekse buna bağlı olarak mahkemenin yetkisine itiraz söz konusu ise, mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda icra dairesi yetkili ise çekişmenin esasının incelenmesi, yetkili değilse ortada geçerli icra takibi bulunmadığından davayı reddetmesi gerekir (Yargıtay HGK.20.03.2002 tarihli, 2002/13 -241 E. 208 K. sayılı ilamı). İcra dairelerinin yetkisini düzenleyen İcra ve İflas Kanununun 50/1.maddesi hükmüne göre ilamsız icra takiplerinde HUMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Buna göre ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir (HUMK m.9)....
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının İİK m.50/2 gereğince esas hakkındaki itirazla birlikte yapılması gerekirken, davalı yanca yetki itirazının ileri sürülmediği, yetkisiz bir icra dairesinde başlatılmış bir takibe karşı, borçlunun süresi içerisinde yetki itirazını ileri sürmemesi halinde yetkisiz icra dairesinin yetkili kabul edileceği ve icra takibine ilişkin diğer işlemlerin de bu icra dairesi tarafından yerine getirileceği, davalı şirketin yetki itirazında bulunmadığı için İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisinin sabit olduğunu, itirazın iptali davasını görme yetkisinin takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğu ve itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yargı sınırları içerisinde başlatılmış bir icra takibinin bulunmasının zorunlu olduğu bu nedenlerle mahkemenin yetkisizlik sebebiyle usulden ret kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir....