K A R A R Davacı, davalı ile aralarında sürekli bir borç ilişkisi ve hukuki ilişki bulunduğunu, bu ilişki çerçevesinde davalının borçlarını ödememesi üzerine başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek,davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, alacaklı davacının takibe dayanak yaptığı faturaları sunamadığı, iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, Kahramankazan İcra Dairesinin ... esas numaralı dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğundan iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, borçluya ödeme emri gönderildiğini borçlu gönderilen ödeme emri üzerine borca itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine itiraz eden borçlu yönünden icra takibinin durmasına karar verildiğini, davacı nezdinde borçlu şirketin 20.04.2014 tarih 011401 nolu 216.453,49 TL tutarlı ve 30.05.2014 tarih 011402 nolu 147.483,39 tutarlı fatura alacağı sebebiyle ödenmemiş bulunduğu 84.000,00 TL tutarındaki fatura alacağı bulunduğunu, davalı tarafından söz konusu faturalardan kalan 84.000,00 TL tutarındaki borcun ödenmediğini, borçlunun haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sırf icra takibini uzatmak maksadı ile icra takibine itiraz ettiğinden davacı alacaklı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, borçlunun itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, taraflarınca...
Diyarbakır İcra Dairesinin .... esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine, ..... düzenleme, ..... faiz başlangıç tarihli ..... TL bedelli çeke dayalı, ..... TL asıl alacak, ..... TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda ..... TL alacağın tahs ili amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu ........in vekilinin süresinde imzaya, borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunduğu, diğer borçlular yönünden yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığı, İcra müdürlüğünce..... tarihinde takibe itiraz eden borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, ..... tarihli kararla da takibin borçlu .......in yönünden durdurulmasına karar verildiğini, borçlunun itirazının alacaklı vekiline ..... tarihinde tebliğ edildiği, eldeki itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, diğer davalılar tarafından icra takibine yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Ayrıca icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu ve alacağın likit olup icra takip tarihi itibariyle dava konusu icra takibine konu alacağın --- olduğu ve işbu miktarın üzerinden İİK 67. Maddesi gereğince hesaplanan %20 oranına isabet eden -----icra inkar tazminatının davalıdan tahsili verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir....
Mahkemece, taraflar arasındaki ihtilafın ilaç alımından kaynaklandığı, yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahı mahkemesi olan Tokat icra dairesi olduğu, yetkili ... dairesinde yapılan icra takibi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu icra takibine itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesindeki beyanlarında, icra takibine konu akdi ilişkiyi kabul etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesi uyarınca borcun ifa yeri açıkça belli değil ise borç alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifade edilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2020/39 ESAS 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2019/167 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna dayalı olarak icra emri gönderildiğini, müvekkilinin icra emrini 22/11/2019 tarihinde tebliğ aldığını, icra takibine dair yetkiye, husumete, borca, takibe ve faize itiraz ettiklerini bildirerek takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli olduğundan alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, konaklama bedelinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takibe konu alacağın sorumlusunun ... Spor Kulübü Derneği olduğu gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. İcra İflâs Kanunun 62/1. maddesi uyarınca, borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur. Aynı kanunun 66/1. maddesine göre ise, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder....
Davacı, 16/04/2015 tarihinde başlattığı 15/12/2014 tarihli tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi ile kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmiş, davalı süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile tahliye emrine itiraz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine vaki itirazın kaldırılmasını ve tahliyeye karar verilmesini istemesine rağmen, Mahkemece dava kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye davası olarak nitelenerek ve bu nitelemeye uygun gerekçe oluşturarak, dosya içeriğine aykırı şekilde sadece kiralananın tahliyesine karar verilmiş itirazın kaldırılması talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmamıştır. Davalının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi durmuş olup; itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemez. Mahkemece anılan hususlar üzerinde durularak karar verilmesi gerekirken itirazın kaldırılması talebi yönünden olumlu–olumsuz hüküm kurulmaması doğru değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili amacıyla haciz ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından kira alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinde düzenlenen tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı borçlu yasal sürede icra takibine konu alacağın 4.950.TL'lik kısmı için borcunun bulunmadığını belirterek kısmi itiraz etmiştir. Davacı alacaklı iş bu itiraz üzerine, icra mahkemesine başvurarak kısmi itirazın kaldırılmasını ve kiralananın tahliyesini istemiştir....
Dava, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Ödeme emrine itiraz süresi İİK 62. maddesinde düzenlenmiş olmakla tebliğden itibaren yedi gündür. Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirmek zorundadır. Borçlu takibin yapıldığı icra dairesinden başka bir icra dairesine de itirazını yapabilir. Bu durumda itiraz için başka yer icra dairesine yapılan başvuru tarihi itiraz tarihi olarak kabul edilir ve itiraz dilekçesinin esas icra dairesine yedi günlük süre geçtikten sonra ulaşmış olması itirazın süresinde yapılmadığı sonucu doğurmaz. Ne var ki borçlu itiraz dilekçesini posta ile gönderebilir ise de, bu halde itiraz tarihi olarak dilekçenin postaya verildiği tarih değil, posta ile gönderilen itiraz dilekçesinin icra dairesine geldiğinin icra tutanağına işlendiği tarih kabul edilir....