İtirazın iptali davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir . Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Diğer yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki davada öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Diğer taraftan ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgâhındaki icra dairesidir. Sözleşmeden doğan alacaklarda akdin ifa edileceği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir. Somut olayda, davalı borçlunun ikametgâhının Bornova/İzmir olduğu anlaşılmaktadır....
KARAR Davacı, davalı ile birlikte dava dışı kişinin çekmiş olduğu krediye kefil olduğunu, asıl borçlunun borcu ödememesi üzerine asıl borçlu ile kendisi ve davalı hakkında başlatılan icra takibi neticesinde 15.102,00 TL'yi icra dosyasına yatırarak borcu infaz ettiğini, bu takibe davalının itiraz ettiğini ve davalı hakkında itirazın iptali davası açıldığını, davalının kefil olması sebebi ile ödediği 15.102,00 TL'nin yarısından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, icra takibine itiraz ettiğini, borcu olmadığı savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2010/693 takip sayılı dosyasında davalı tarafın ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğe çıkarılmadığı görülmektedir. Bu durum karşısında mahkemece; davacı tarafın icra takibine itirazdan resmi şekilde haberdar olmadığından dolayı açılan davanın süresinde olduğu gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra müdürlüklerinin yetkili olmadığı anlaşılmış, mahkememizce borcun esasına yönelik itirazın incelenmesine geçilmeksizin icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine" şeklinde karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından ... 9. İcra Müdürlüğünün 2013/4939 Esas sayılı icra dosyası ile 26.04.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan icra takibine karşı davalı-borçlunun süresinde hem borca hemde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, itiraz neticesinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz K A R A R Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan icra takibine itiraz davasının reddine ilişkin hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Dairenin 19.03.2013 tarih 2013/4527 Esas, 2013/3873 Karar sayılı ilamı ile "temyiz dilekçesinin reddine" karar verilmiştir. Mahkemece, redde ilişkin Daire kararı HUMK.nun 438. maddesi (HMK.nun 372.m) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, red kararı taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....
KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle dava açıldıktan sonra ödeme emrinin iptal edilmiş bulunmasına, dolayısıyla icra takibi geçerli olmasına rağmen, dava tarihinde icra takibine yapılmış geçerli bir itiraz bulunmamasına ve icra takibine itiraz edilmeden de itirazın iptali davası açılamayacağına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE , ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 140 (yüzkırk) YTL para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, peşin harcın red harcından çıkartılmasına. 15.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki sözlü iş yeri kira sözleşmesi kapsamında ödenmeyen birikmiş kira borcunun tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının 20.12.2008 ve 20.11.2009 aylarına ilişkin toplam 4.400 TL kira alacağına itirazda bulunduğunu, borca açıkca kısmi itiraz edildiği belirtilmediğinden takibin tamamen durduğunu ileri sürerek 4.400 TL' lik kısım hakkında dava açma hakkı saklı kalmak üzere itirazın 23.119.11 TL yönünden iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin borcun tamamına itirazının bulunmadığını, davacının itirazsız kısmı hakkında dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Dava konusu icra takibine borçlunun vekil olarak tayin ettiği avukat tarafından itiraz edilmiş ise de itiraz üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında , takibe itiraz eden vekilin borçlu aleyhine açılan davayı da takip etme zorunluluğu bulunmadığı gibi asil tarafından vekilin davada yetkilendirildiği de önceden belli olmadığından dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerekir. Hükmü temyiz eden davalı vekili müvekkilinin yargılama sırasında davadan haberdar edilmediğini ve ancak hükmün tebliği üzerine bilgi sahibi olduklarını belirtmiştir. Yargılamanın hiçbir aşamasına davalı taraf katılmamıştır. Dava dilekçesinin az önce açıklanan ilke gözetilmeksizin davalı borçlu yerine itiraz dilekçesini vekil olarak imzalayan avukata tebliğ edilmesi usul ve yasaya aykırı olup savunma hakkının kısıtlanmasına yol açtığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
İhtiyati haciz geçici hukukî himaye tedbiri olup, icra takip işlemi niteliğinde bulunmadığından açılan menfi tespit davası sırasında Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 3.3.2009 tarihinde verilen “çek icra takibine konulduğu takdirde icra takibinin durdurulmasına” şeklindeki tedbir kararı gerekçe gösterilerek ihtiyati haczin kaldırılması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek hâlinde iadesine, 15.7.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. Aslı gibidir....
Davalı icra takibine itirazında 18.516,45 TL'lik asıl alacak kısmına, 12.657,16 TL işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiş, dava dilekçesinde de icra takibine itiraz edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Mahkemece talep aşılarak itiraz edilen miktar gözetilmeksizin itiraz edilen miktar olan 31.173,61 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken itiraz edilmeyen miktar da dahil edilerek tüm takip çıkışı miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiş ve davalı vasisinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur....