"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, davalı aleyhine kira sözleşmesine dayalı haciz ve tahliye istekli olarak yapılan ilamsız icra takibine gecikmiş itiraz ile takibin durdurulması istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesine .../... Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu davalının itirazının haksız olduğunu açıklanan nedenler ile İzmir .... İcra Dairesinin .../... Esas sayılı dosyasına yapılan borçlu itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız yere itiraz eden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 19.10.2020 tarihli takibe itiraz dilekçesinde; davalı müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borca ve ferilerine itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....
DELİLLER : Ankara Batı İcra Dairesi’nin ... Esas sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, BA-BS formları, vergi kayıtları ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE : Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından, Ankara Batı İcra Müdürlüğü nezdinde başlatılan ... esas sayılı icra takibine yapılan itirazda; İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine de itirazda bulunulmuştur. Somut olayda alacaklı- davacı tarafından girişilen icra takibinde davalı-borçlu hem icra dairesinin yetkisine hem de borca süresinde itiraz etmiş, yapılan bu itiraz neticesinde icra takibi durmuştur. Açılan itirazın iptali davasında öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Çünkü yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının şartlarından biridir. İcra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı taktirde dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, itirazın iptali davasında bir yıllık hak düşürücü sürenin borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağını, hak sahibinin sahip olduğu hakka yönelik saldırıları durdurma ve önleme yetkisine rağmen pasif kalarak bu yetkisini uzun süre kullanmaması veya bu yetkisini kullanmayacağına ilişkin aktif bir davranış gösterdikten ve karşı tarafta da hakkın kullanılmasına karşı çıkılmayacağına ilişkin güven ve haklı beklenti oluşturulduktan sonra, kendisine duyulan güveni ihlal edecek ve karşı tarafı zor durumda bırakacak şekilde sahip olduğu haktan kaynaklanan yetkisini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olup, çelişkili davranış teşkil edeceği, davalının icra takibinde borca itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesi davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmemiş ise de, dosyanın iki defa yenilendiği, davacı alacaklı vekili tarafından takip dosyasında pek çok kez işlem yapıldığı, davanın borca itirazın üzerinden uzunca bir süre...
Şti. tarafından dosyaya ibraz edilen 26/09/2019 tarihli dilekçede hiçbir şekilde "borca" yönelik bir itiraz bulunmadığını Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği borca itiraz edildiğinin kabul edilebilmesi için "borca itiraz"ın açık ve net bir şekilde ortaya konması gerektiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile
icra takibi kesinleşmiş ise diğer borçlular için de bu icra dairesi yetkili hale gelmiş olacağını, diğer borçlu Salih Hezer hakkında icra takibi kesinleştiği için davalı tarafından yetki itirazında bulunması, yetkisiz icra dairesinde açıldığını söylemesinin bir hükmü kalmayacağını, davalı tarafa ödeme emrinin 01/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu dava açılmadan önce borçlulardan Salih Hezer hakkında kesinleşen icra takibinde artık yetkili yer Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü olacağını, davalı taraf için de Afyon icra daireleri yetkili hale geldiğini, davalı tarafın yetki itirazı yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan bu kambiyo senedinin bono olduğunu, bu durumda davalı sadece sıradan borca itiraz ettiğini, sıradan borca itiraz etmek yerine böyle bir borcunun olmadığını ispatlayabilecek bir delil sunması gerektiğini, davalı borçlunun sırf borcunu ödememek için ödemesi gereken borca itiraz ettiğini, belirtmiş bu nedenlerle; borçlunun icra takibine yaptığı borca ve yetkiye...
Yerel Mahkemece davalı borçluya ödeme emrinin 28/05/2010 tebliği üzerine davalı borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, İcra Dairesince 21/06/2010 tarihinde icra takibinin durdurulduğu tarihten sonra davacı alacaklı ve vekili tarafından dava tarihi olan 17/10/2012 tarihine kadar icra dosyasında hiçbir takip işlemi yapılmadığı, İİK’nın 78. maddesi hükmüne göre davacı alacaklının ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasında işlem yapmaması halinde icra dosyasının İİK’nun 78/4. maddesi hükmüne göre muameleden kaldırılacağı, ilamsız icra takibine itiraz tarihi olan 03/06/2010 tarihinden itibaren bir yıl süre ile 03/06/2011 tarihine kadar alacaklı vekilinin icra dosyasına işlem için müracaat etmesi halinde İcra Müdürlüğünce verilen 21/06/2010 tarihli icra takibinin durdurulmasına ilişkin işlemi ıttıla kesp edeceği, alacaklı vekilinin bu süre içerisinde işlem yapmaması nedeniyle itiraz dilekçesi tebliğ olunmamakla birlikte icra takibine yapılan itiraz...
İcra Müdürlüğü'nün 2008/1722 esas sayılı dosyası ile başlatmış, borçlu 07.04.2008 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. 27.06.2008 tarihinde alacaklı vekili yetki itirazını kabul ederek icra dosyasının yetkili ... İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istemiş ve davaya konu 2008/10889 esas sayılı icra takip dosyası üzerinden yeni ödeme emrini borçluya göndermiş ve borçlu 23.07.2008 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş, takip durmuştur. Bu itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş, alacaklı itirazı 01.12.2010 tarihli icra zaptındaki beyanı ile tebellüğ etmiş ve 30.11.2011 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali davasını açmıştır. Dava açıklanan tarihler gözetildiğinde süresinde açılmış olup, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir....
Takibe konu icra dosyaları incelendiğinde davalının .... tarihinde süresinde i borca itiraz edildiği, itirazıların davacı alacaklıya tebliğine ilişkin icra dosyası içerisinde herhangi bir tebliğ evrakı bulunmadığı anlaşılmakla iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu içeriği, cevabi yazı içeriklerine göre; banka ile davalı genel kredi sözleşmesi imzalamış olup, icra takibine yapılan itiraz incelendiğinde davalının borcunun bulunmadığından bahisle borca itiraz etmiş ise de cevap dilekçesi sunmamış olduğu, dolayısı ile borcu inkara yönelik herhangi bir delil ileri sürmediği anlaşılmıştır. Söz konusu kredinin ödenmemesi sebebiyle davacı tarafından Beyoğlu ........