Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.Dosya içeriğine göre, davacı ücret alacaklarının ödenmemesi sebebi ile yaptığı icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ve icra takibinin devamı istemi ile dava açmıştır. Davalı, davacının şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu sebeple davaya bakmakla Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görev ve ayrıca yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, yetki itirazı değerlendirilerek ... İş Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiştir. Ancak görev ve yetki itirazının birlikte ileri sürülmesi durumunda öncelikle kamu düzeninden ve dava şartlarından olan görev itirazı değerlendirilmeli, ardından görevli mahkeme ve yargılama usulüne göre yetki itirazı üzerinde durulmalıdır....
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilimiz tarafından verilen itiraz dilekçesinde borca ve yetkiye itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu, buna rağmen davacı vekilince yetki itirazı kaldırılmadan ve yetkili icra müdürlüğünce icra takibi yapılmadan huzurdaki davayı açtığını, koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle süresi içerisinde açılmayan davanın reddinin gerektiği, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, İİK 67. maddesinde taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında kesilen faturalardan kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla yapılan 2 ayrı icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır....
Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece borçlunun icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu kabul edilmiş olduğundan, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, alacaklının ilamsız takipte itirazın kaldırılmasını talep ettiği gözardı edilerek borçlunun icra mahkemesinde yetki itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi isabetsizdir.SONUÇ:Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının...
Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu süresinde yaptığı itirazında '' Tarafına gönderilen 2014/22210 nolu icra dosyasına ve içindeki tarafına gönderilen tüm masraflara itiraz ettiğini '' belirtmiştir. Mahkemece davalının geçerli bir itirazı bulunmadığı, itirazda ifade edilmek istenenin icra memur muamelesine karşı şikayet olarak da yorumlanabileceği bu nedenle itiraz geçersiz kabul edildiğinden itirazın kaldırılması talebinin reddine, davalının tahliyesine karar verilmiş ise de; davalının itirazında icra dosyasındaki asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu niteliği ile davalının itirazı borca itiraz niteliğinde olup icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İcra takibine itiraz varsa itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilemez. Bu nedenle davalının itirazı incelenip sonucuna göre karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Somut olayımızda da davalı borçlu T3'in borca itiraz dilekçesinde İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, cevap dilekçesinde ise mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, Kızıltepe İcra Dairelerinin ve İcra Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirttiği ancak ilk derece mahkemesince her iki yetki itirazı hususunda olumlu olumsuz her hangi bir karar verilmediği, davanın esastan görülerek sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın kaldırılması istemi hakkında karar verildikten sonra yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itirazların esasının incelenmesi gerekir. Bu nedenle davalı T3 tarafından borca itiraz ve cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulduğu halde mahkeme kararında öncelikle bu husus değerlendirilmeden esas yönünden davanın görülüp sonuçlandırılmasının hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklısı bulundukları Gümüşhane İcra Dairesinin 2019/291 Esas sayılı dosyasında borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini, dosyada düzenlenen 10/04/2019 tarihli tensip tutanağında takibin öncelikle yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, davalının itiraz dilekçesinde sadece yetki itirazında bulunduğunu ve hangi icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmediğini, bu nedenle itirazın geçersiz olduğunu ve Gümüşhane İcra Dairesinin yetkili hale geldiğini beyan ederek 2019/291 esas sayılı dosyasında 10/04/2019 tarihli kararının kaldırılarak icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Başvuru, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte zamanaşımı itirazına ilişkin olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nın 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir. Borca itirazın incelenmesi ile ilgili düzenleme olan İİK'nın 169/a-1 maddesinde "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. " hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece borca ilişkin itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....
- K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı iddiasından kaynaklanan zararın tazmini için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkili şirketin adresi dikkate alındığında yetkili mahkemenin ...Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuştur. Mahkemece, savunmaya itibar edilerek yetkisizlik kararı verilmiş, vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, borçlu aleyhindeki icra takibinde hem borca, hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarındandır. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemenin kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip, yetkisizlik kararı vermesinde isabet görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine sözleşme ve senede dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, borca itirazı ile birlikte yetkili icra dairesinin Adana İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek İstanbul İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, bunun üzerine alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; takibe dayanak sözleşmenin 18. maddesinde İstanbul (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığı, sözleşmenin taraflarının...
İcra Dairesi 2022/3530 E. sayılı takip dosyası İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Somut olayda takip dayanağı bonoda açıkça düzenleme yeri olarak ''Konya'' yazdığından Konya icra dairelerinin de yetkili olduğu, davacı borçlunun, borca itiraz konusunda mahkemeye bir belge ibraz etmediği, alacaklı vekili tarafından da borca itirazın kabul edilmediği, netice itibariyle borçlunun iddialarını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı gerekçesiyle "Davacının yetki itirazının reddine, Davacının borca ve ödeme emrine itirazının reddine" karar verildiği görülmüştür....