Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2020/208 ESAS- 2021/148 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2020/8784 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesinin 2018/563 Esas 2020/255 Karar sayılı dosyası ile T3 kendi adına asaleten, çocukları Alp Eren, Ertuğrul ve Ayşe Rana adına velayeten dava ikame ettiğini, Ertuğrul Yalçınkaya'nın yargılama sırasında reşit olduğundan davaya kendi adına devam ettiğini, İstanbul Anadolu 3....

tarihine göre Zonguldak 1.İcra Dairesinin 2021/4713 esas sayılı dosyasında süresinde yetkiye, borca ve borcun tüm ferilerine (yersiz ödeme,işlemiş ve işleyecek faiz,toplam alacak, faiz, faiz oranları,icra giderleri ve vekalet ücreti) itiraz ettiklerinin tespitine, konulmuş haciz varsa kaldırılmasına, masraf ve vekillik ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalıdan olan alacaklarına ilişkin olarak icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, para borcu olduğu için alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının açılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin ikametgahının .... olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin ..... İcra Dairesi ve Mahkemesi olduğunu, davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını, davacının tek taraflı fatura ve sevk irsaliyesi düzenlediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Tebligat yönetmeliğinin 21. maddesinde de, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemlerinin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli için de vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı düzenlemesi karşısında icra dosyasında ödeme emrinde tebliğ yapılan şirket çalışanının şirket yetkilisinden sonra gelen kişi olup olmadığı hususunun araştırılması gerekirken araştırılmadığı anlaşılmıştır....

    KARAR Davacı, davalı aleyhine ... 16.İcra Müdürlüğü'nün 2014/15688 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başladığını, borçlunun İcra Müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının borca itirazının yerinde olmadığını, davalı borçluya ... ...şubesi Müdürlüğü'nden 1.250,00 TL ve 500,00 TL olmak üzere iki kez para gönderdiğini, bu parayı sözlü olarak defalarca geri istemesine rağmen davalının bir türlü bu parayı iade etmediğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibine başladığını ancak davalının icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      İcra ve İflas Kanunu'nun “İhtiyati haczi tamamlayan merasim” başlıklı 264/2. maddesinde; “İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır. ” hükmüne yer verilmiştir. İİK'nun 264/2. maddesinde yer alan ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca borçlunun itirazının hemen alacaklıya tebliğ edilmesi gerekir. Takip dosyası içerisinde yapılan incelemede borçluların itirazının alacaklıya tebliğ edildiğine dair tebligat evrakı yada icra tutanaklarında bu konuda bir tespit bulunmamaktadır. Borçluların itirazı alacaklıya tebliğ edilmediğine göre, itirazın kaldırılması veya iptali istemiyle açılacak davaya ilişkin 7 gün süre işlemeye başlamaz....

      Somut olay ve iddiaların incelenmesinde, her ne kadar takip konusu senette çift vade olduğu nedenle kambiyo vasfında değil ise de davacı dava dilekçesinde borcun tamamını ödediğini iddia ettiği nedenle İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince kambiyo vasfının tartışılmasının artık mümkün olmadığı, davacı borçlu mahkemenin borca itirazın reddine ilişkin kararını istinafa getirmiş ise de borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması zorunludur. Buna rağmen takip borçlusu davacı taraf bu maddede düzenlenen belgeler ile borca itirazını ispatlayamamıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik kararı isabetli olup, istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde değildir....

      Borca itiraz yönünden yapılan incelemede: Davacı her ne kadar borca itiraz niteliğindeki iddialarını da Mahkememize sunmuş ise de, İ.İ.K.'nun 62. maddesinde: "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." denilmiş olup, itiraza konu takibin ilamsız takip olduğu fakat Davacı borçlunun borca yönelik itirazlarını kanunda öngörüldüğü şekilde icra dairesine bildirmeyerek Mahkememize bildirdiği, nitekim davacı borçlunun itiraz dilekçesini 10/10/2018 tarihinde icra müdürlüğüne de sunduğu anlaşılmakla; davacı borçlunun itirazının reddine" dair karar verildiği görümüştür....

      Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Hüküm, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı borçlunun şikayeti nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesi'nce verildiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu