İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2021 NUMARASI : 2021/156 ESAS 2021/537 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi(icra) İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece borca itiraz edilmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında özetle: Alacaklı T1 vekili T2 tarafından borçlu T3 hakkında Şanlıurfa 2.İcra Dairesinin 2018/1160 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığı, borçlu T3 yetkiye ,faize ve borca itiraz etmesi sonucunda İcra dairesince takibin durdurulup yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Viranşehir İcra Dairesine gönderildiği,dosyanın 2019/127 esas numarasını aldığı,Viranşehir İcra Dairesi tarafından borçluya ödeme emri gönderildiği,ödeme emrinin borçluya 24/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 23/09/2019 tarihli yetkili memur yada müdürün havalesi olmayan borca itiraz dilekçesiyle borca itiraz edildiği ve itiraz sonucunda icra müdürüne vekaleten görevli Serhat Karagöz tarafından 05/01/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmakla; her ne kadar alacaklı vekili tarafından havalesiz borçlunun itiraz dilekçesiyle takibi durduran icra müdürünün işlemine karşı şikayette bulunulmuşsa da; borçlunun 24/09/2019 da ödeme...
dosyasına ---- tarihinde "borcun tamamına" şeklinde itiraz eden davalı taraf, daha sonraki tarihlerde itiraz ettiği icra takibine konu faturalara ilişkin kısmi ödemeler yaparak toplamda -----ödeme yapmış olduğunu, buradan da anlaşılacağı üzere davalı kötü niyetle, müvekkiline söz konusu faturalardan kaynaklanan borcu olduğunu bilmesine rağmen sadece ödemede vakit kazanmak ve müvekkilinin alacağına geç kavuşmasını sağlamak amacıyla haksız bir şekilde icra takibine itiraz etmiş olup, davalı şirket'in iddiaları ile uygulamaları birbirinden farklı ve çelişki içermekte olduğunu, keza davalı şirketin icra dosyasındaki borca itiraz ettiği müvekkili şirkete, cari hesaba ilişkin olarak ayrı tarihlerde toplamda ----- ödeme yapması da işbu iddialarını kanıtlar nitelikte bir delil olup, davalı tarafın, tüm borca itiraz edilen bir icra dosyasına ilişkin olarak ödeme yapması ve bu kapsamda halen daha borçlu olmadığını iddia etmesi abesle iştigal ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunun da izahtan...
Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK' ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, takibin alacaklı Antaş T3 vekilince borçlu T1 hakkında 17/03/2021 tarihinde toplam 649.442,36 TL alacağın tahsili istemiyle örnek 7 ödeme emri düzenlemek suretiyle ilamsız takip yapıldığı, takibin şekli itibariyle borca her türlü itirazın İİK.62.maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği gerekçesi ile itiraz ve şikayetin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayetin konusunun icra müdürlüğü tarafından değerlendirilecek bir husus olmayıp, takibin esasına yönelik bir itiraz olup, kamu düzenine ilişkin ve 7 günlük yasal süreye tabi olmayan bir husus olduğunu davanın konusunun altın alacağının ilamsız icra takibine konu olup olamayacağına ilişkin olduğunu, konusu altın olan alacaklar için ilamsız icra takibine girişilemeyeceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. 2004 Sayılı İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231)....
Davacı borçlunun icra mahkemesine 19/10/2020 tarihli başvurusunda takibe konu senetlerin zamanaşımına uğradığı iddiası ile borca itiraz ettiği; bilahare 29/10/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ilave olarak icra takibine konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme iddiasında bulunularak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacının ödeme nedeniyle borcun olmadığına yönelik itirazı yönünden yapılan değerledirmede; İİK'nın 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Borçlunun borcun itfa edildiğine dair iddiası da, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük itiraz süresinde ileri sürülmesi gerekir....
Davacı, davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine girişmiştir. Davalının borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu gerekçesiyle itirazın iptali isteminde bulunmuştur. İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" Somut olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 01.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz süresi 08.07.2003 günü dolduğu halde 09.07.2003 tarihinde borca itiraz etmiştir. O halde icra takibine davalının itirazı süresinde değildir. Bu haliyle davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince isteyebilir....
Bu hâlde borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşur. Bu husus Özel Daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık konusu değildir. Borçlunun borca itiraz hakkını yeniden elde edebilmesi için alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartılması yeterli olup, ilk ödeme emrinin tebliğinin usule uygun olup olmadığının önemi yoktur. Ancak borçlunun yeni ödeme emri tebliğinden itibaren süresi içinde icra mahkemesinde borca itiraz hakkını kullanabilmesi ilk çıkan ödeme emrine karşı icra mahkemesinde borca itiraz etmemiş olmasına bağlıdır. Aksi hâlde derdestlik itirazı söz konusu olur. Aynı ödeme emrinin farklı tarihlerde tebliğ edilmiş olması ödeme emirlerinin birbirinden farklı olduğu anlamına gelmez....