Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....
Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....
-K A R A R- Davacı vekili, kooperatif aidatları ve işlemiş faizlerinin tahsiline yönelik müvekkilince yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava konusu alacakların dayanağını oluşturan kooperatif genel kurul kararlarına itiraz ettiğini, kooperatife peşin ödemeli ortak olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça faturaya dayalı olarak başlatılan -----Sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememizce icra dosyası celb edilmiş, incelenen icra dosyasında davacı tarafça ----- fatura bakiyesi alacağının takibe konu edildiği, davalı borçlu tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır....
Her ne kadar mahkemece ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği ve somut olayda iptal edilebilecek itiraz bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; icra takibine vaki dosyada süresi içerisinde verilmiş usulüne uygun bir itiraz dilekçesi bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu kapsamda mahkemece, hukuki dinlenilme hakkı ve davanın aydınlatılması yükümlüğü çerçevesinde taraflardan açıklanma istenilmeden ve icra müdürlüğü nezdinde araştırma yapılmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olup hatalıdır. Kaldı ki tarafların icra dosyasına itirazın yapılmadığına yönelik bir iddiaları da bulunmamaktadır. Hatta davacının mahkemeye sunmuş olduğu temyiz dilekçesinin ekinde davalının borca ve ferilerine süresi içerisinde uyap sistemi üzerinden itiraz ettiğine dair belge si bulunmaktadır....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, navlun alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takipte, yetkiye ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yetki itirazının reddine, davacının davalıyı icra takibine başlamadan önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığı gerekçesi ile faize yönelik itirazın iptali talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının %20 icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı vekili icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, temyiz eden davalı borçlunun tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı borçlunun alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı alacaklı, 23/09/2014 tarihinde başlattığı tahliye talepli icra takibi ile 3.000,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir....
İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır. Ayrıca, taahhüt nedeniyle açılacak tahliye davasının taahhüt edilen tarihten başlayarak bir (1) ay içinde açılması veya bu süre içinde taahhüde dayalı olarak icra takibi yapılmış olması gerekir. Yine aynı yasanın “İtiraz Sebepleri” başlıklı 63.maddesinde aynen; "İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; davalı borçlu icra mahkemesinde görülmekte olan davada, icra takibine yaptığı itirazları ile bağlı olup, yargılamada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Ancak, senet metninden anlaşılan sebepleri yargılamada savunma olarak ileri sürebilir....
İcra Müdürlüğünde icra takibine giriştiğini, davalının haksız olarak icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini, şirketin ticari faaliyet adresinin ...olduğunu, davalının itirazında belirttiği ... İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığını, icra takip talebinde belirtilen adreste icra ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı kurumun yerleşim yerinin ... olduğunu, yerleşim yerinin ...olmadığını ileri sürerek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... adresinde faaliyet gösterirken.... stadına taşındığını, mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin geçersizliği nedeniyle davanın reddini dilemiştir....
Davacı, davalının borcunu ödememesi üzerine yaptığı icra takibine itirazın iptali için eldeki davayı açmış, davalı davaya cevap vermemiş, Mahkemece davalının icra takibine itiraz dilekçesinde; alacaklıya herhangi bir borcununun bulunmadığını, alacaklı ile aynı kurumda çalışırken elden para verildiğini ve alacaklıya borcun peyder pey havale çıkartılarak ödendiğini ileri sürerek itiraz ettiği, davalının ispat külfetini üzerine aldığı, davalının borcu ödediğini senetle ispat etmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Silifke İcra Müdürlüğü’nün 2012/9043 Esas sayılı takip dosyasında mevcut olan, davalının icra takibine itiraz dilekçesi incelendiğinde; davacı ... ile aynı kurumda çalışırken davacıya elden para verdiğini ve davacının kendisine borcunu peyder pey havale çıkararak ödediğini belirttiği görülmüştür. Davacının, banka havalesi ile davalı hesabına ödeme yaptığı dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu husus taraflarında kabulündedir....