Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/03/2014 tarih ve 2014/129-2014/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz kararına konu bonoları, müvekkilinin temsilcisi olan şirkete yönelik yapılan haciz esnasında şirketin borcuna mahsuben cebri icra baskısı altında imzaladığını, şirket aleyhine yapılan hacizle alacağın teminat altına alındığını, söz konusu bonoların şirkete yönelik başlatınlan icra takibine konu borç ile alakalı olduğunu, şirket aleyhine başlatılan icra takibi hakkında ......

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, davalı aleyhine yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece takibin 29.08.2005 tarihi itibariyla işlemden kaldırıldığı, yenilenmediği ve böylece iptali istenen bir itiraz söz konusu olmadığından konusu olmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Sincan 1. İcra Müdürlüğünün 2004/1374 sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine aidat borçlarını ödememesi nedeniyle yürütülen icra takibine 01.04.2004 tarihli itiraz dilekçesi ile borçlu tarafından itiraz edildiği İcra Müdürlüğünce aynı gün tebliğ mazbatasının dönüşünün beklenmesine karar verildiği ve 29.08.2005 tarihinde takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırıldığı; Dairemizin geri çevirme kararı üzerine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır....

      İcra Müdürlüğü’nün ......

        Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller sonucunda, davalı yanın alacağın dayanağını oluşturan faturayı Ba formu ile vergi dairesine bildirdiği, fatura içeriğine itiraz etmediği, davalının icra takibine itiraz dilekçesinde borcun 28.800,00 TL'sini kabul ettiği için bu miktar yönünden dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 28.800 TL yönünden davanın reddine, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, 45.477,18 TL üzerinden takibin devamına, 3.335,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/8944 E. 2014/12079 K. sayılı 30.06.2014 tarihli ilamıyla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacı temyizi yönünden ise itiraz dilekçesi içeriğinden borcun tamamına itiraz edilmiş olduğu, başka bir anlatımla itirazın kısmi itiraz niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından dolayı davacının itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için...

          dosyasına ---- tarihinde "borcun tamamına" şeklinde itiraz eden davalı taraf, daha sonraki tarihlerde itiraz ettiği icra takibine konu faturalara ilişkin kısmi ödemeler yaparak toplamda -----ödeme yapmış olduğunu, buradan da anlaşılacağı üzere davalı kötü niyetle, müvekkiline söz konusu faturalardan kaynaklanan borcu olduğunu bilmesine rağmen sadece ödemede vakit kazanmak ve müvekkilinin alacağına geç kavuşmasını sağlamak amacıyla haksız bir şekilde icra takibine itiraz etmiş olup, davalı şirket'in iddiaları ile uygulamaları birbirinden farklı ve çelişki içermekte olduğunu, keza davalı şirketin icra dosyasındaki borca itiraz ettiği müvekkili şirkete, cari hesaba ilişkin olarak ayrı tarihlerde toplamda ----- ödeme yapması da işbu iddialarını kanıtlar nitelikte bir delil olup, davalı tarafın, tüm borca itiraz edilen bir icra dosyasına ilişkin olarak ödeme yapması ve bu kapsamda halen daha borçlu olmadığını iddia etmesi abesle iştigal ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunun da izahtan...

            Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....

            Borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin dava dilekçesinin vekile tebliği gerektiği yönündeki istinaf istemi yerinde bulunmamıştır. Ancak; davalı vekilinin icra takibine itiraz aşamasında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, Mahkemece davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır. İtirazın iptali davasında mahkemece, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....

            tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, navlun alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takipte, yetkiye ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yetki itirazının reddine, davacının davalıyı icra takibine başlamadan önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığı gerekçesi ile faize yönelik itirazın iptali talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının %20 icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

              Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı vekili icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş, mahkemece itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre, temyiz eden davalı borçlunun tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı borçlunun alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı alacaklı, 23/09/2014 tarihinde başlattığı tahliye talepli icra takibi ile 3.000,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir....

                Her ne kadar mahkemece ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği ve somut olayda iptal edilebilecek itiraz bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; icra takibine vaki dosyada süresi içerisinde verilmiş usulüne uygun bir itiraz dilekçesi bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Bu kapsamda mahkemece, hukuki dinlenilme hakkı ve davanın aydınlatılması yükümlüğü çerçevesinde taraflardan açıklanma istenilmeden ve icra müdürlüğü nezdinde araştırma yapılmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olup hatalıdır. Kaldı ki tarafların icra dosyasına itirazın yapılmadığına yönelik bir iddiaları da bulunmamaktadır. Hatta davacının mahkemeye sunmuş olduğu temyiz dilekçesinin ekinde davalının borca ve ferilerine süresi içerisinde uyap sistemi üzerinden itiraz ettiğine dair belge si bulunmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu