ile KDV oranın % 1 olarak tespiti ile fazladan tahsil edilen KDV'nin tarafına iadesine, aksi yönde tesis edilen memur işleminin iptali ile yargılama giderlerinin haksız tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddelerine göre yapılmış sayılmasına dair memur işleminin iptali talebine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, davaya konu menkul haczinin İİK. 'nun 96 ve 97. Maddelerine göre yapılmış sayılmasına dair memur işleminin iptali talep edilmiş, ancak mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı ve hüküm kurulmadığı gibi talep edilmeyen bir konuda karar verilmesi açıkça hukuka aykırıdır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
Karar, cebri icra yolu ile satışı engelleyecek ve icra dosyasındaki takibi durduracak nitelikte değildir. Taşınmazın rızai devrini engellemek amacıyla konulan ve icra dosyasından söz edilmeyen tedbir kararları, cebri icra sonunda yapılacak satışa engel teşkil etmez. Bu itibarla, şikayete konu memur işlemi usul ve yasaya uygun olmayıp, açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince şikayetin reddi isabetsizdir. Dolayısıyla, davacı alacaklı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, şikayetin kabulü ile, Bursa 6. İcra müdürlüğünün 2020/5768 esas sayılı dosyasında 19/04/2021 tarihli memur işleminin iptaline karar verilmesine oy birliğiyle karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi : Kartal 1.İcra Mahkemesi - K A R A R - Şikâyet takip alacaklısı tarafından alacağının temliki çerçevesinde yaptığı bildirim uyarınca icra dosyasına yatan paraların temlik alacaklılarına ödenmesi yolundaki memur işleminin iptali istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14 ncü maddesine göre Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, İİK.nun 142, 151, 235 nci maddelerine ilişkin davalar ve şikayetler sonunda verilen hüküm ve kararların temyizen incelemekle görevli olup, somut olayda anılan yasal düzenleme kapsamında tanzim edilen bir sıra cetveli bulunmamaktadır. İşlem icra memurunun temlik alacaklılarına ödeme yapmasından ibaret olup, açıklanan nedenle dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 12. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/11/2013 gün ve 2013/13- 372 E., 2013/1606 K. sayılı kararı) Dosya kapsamında yapılan incelemede; ilk derece mahkemesi tarafından, mahkemece yetkiye itirazın iptali bakımından açıkça bir hüküm kurulmadığı gibi "fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine" şeklindeki hüküm fıkrasından yetkiye ilişkin itirazın iptali talebinin reddedildiği hüküm lafzından anlaşıldığı gerekçesi ile icra memur işleminin yerinde olduğu belirtilmiş ise de itirazın iptaline konu ilamda hükümde belirtilen tutar yönünden takibin devamına karar verildiği, yukarıda belirtildiği üzere itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisiz olması halinde işin esasına girilmeden davanın reddi gerektiği, ilamda ise buna ilişkin bir hususa yer verilmediği gibi hükümdeki fazlaya ilişkin taleplerin reddine ilişkin kısmın esasa dair olduğu, bu ilamlardaki itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin hükmün takibin devamı için yeterli olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle davacı vekilinin...
Madde hükümlerine göre tebligat yapılamadığını, satış işleminin de yalnızca 103 davetiyesinin tebliği gerektiğinden bahisle yapılamadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, Şikayet, 10/02/2021 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, davalıların şikayet davasında şeklen davalı olarak gösterildiğini, davanın konusunun icra memuru kararının iptali ve düzeltilmesi talebine ilişkin olup, şikayet davasına karşı dava açılamayacağını beyanla, davalıların usul ve yasaya aykırı istinaf istemlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, icra memur muamelesini şikayete ilişkindir....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar etmiş, müvekkilinin sadece tasarrufun iptali davasına konu parselin satışı kadar borçtan sorumlu olduğunu, dosya borcunun tamamından sorumluymuşcasına dosyaya borçlu olarak eklenmesinin hatalı olduğunu, icra müdürlüğünün şikayete konu 10/10/2019 günlü işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16,277 vd. maddesi uyarınca açılmış memur işleminin iptali davasıdır....
Yine, memur işleminin 2 nolu bendinde ''... alacaklı tarafın talebinin Türkiye Barolar Birliği'nin 27/06/2020 tarihli duyurusunda ve İcra İşleri Dairesi Başkanlığı'nın 26/06/2020 tarihli UYAP güncelleme duyurusunda belirtildiği şekliyle talep edilmesi halinde talebin değerlendirilmesine alacaklı tarafın iş bu ekrandan talebinde direnmesi halinde talebin değerlendirilmesine yer olmadığına...'' şeklinde karar verilmiş ise de; icra müdürlüğünce alacaklı tarafın haciz talebinin belirtilen resmi yazılarda adı geçen ekrandan gönderilmesi halinde yerine getirilmesi şeklinde sınırlandırma yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla memur işleminin bu yönden de hukuka aykırı olduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle, 02/12/2021 tarihli memur işlemi usul ve yasaya uygun değildir....
Davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda özetle; tasarrufun iptali davası sonunda verilen karar gereğince davalının araç ve taşınmazlarına haciz konduğunu, bu kararın henüz kesinleşmediğini, borcun tamamen tahsil edilmişcesine hacizlerin kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada icra memur işleminin şikayet edildiğini, davalının taraf olmadığını, lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir. Başvuru, tasarrufun iptali kararı gereğince taşınmazlara uygulanan haczin kaldırılması talebinin kabulüne ilişkin icra memur işleminin iptali istemidir. İİK'nın 283/2. maddesinde; “İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nisbetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edilir" hükmü yer almaktadır....