in Karşı Oy Yazısı: İİK’nın 149. maddesinde “İcra müdürü…. borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmünü düzenlemiştir. Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmakta olup takip talebinde hem borçlunun hem de var ise ipotek veren üçüncü kişinin takibin borçlu tarafından yer alması gerekir. Kural olarak kredi sözleşmesinin kefili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılmaz ise de kefil, kefalet borcunu teminatını oluşturmak üzere kendi taşınmazını ipotek vermesi halinde, kefil asıl borçlu konumuna yükseleceğinden asıl kredi borçlusu gibi aleyhine ipotekli takip yapılabilir....
İcra Müdürlüğünün 2010/16550 E. sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ...1....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, 18/03/2014 tanzim tarihli 55200 TL tutarlı bono nedeniyle başlatılan takipte, icra tehditi altında yapılan icra kefaletinin iptali istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 01/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....
Kefalet sözleşmelerinin geçerliliği için öngörülen bu şekil şartları icra kefaletleri hakkında da uygulanır. Ancak ve sadece usulüne uygun olarak verilen icra kefaletleri ilam hükmünde belge sayılacağından Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmış olması zorunludur. Anılan maddeler koşullarında yapılmayan icra kefaletinin ilam niteliğini taşıdığı düşünülemeyeceği gibi böyle bir belge esas alınarak ilamlı icraya ilişkin İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ve icra kefili hakkında işlem yapılmasına da imkan bulunmamaktadır. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektireceğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak, iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir....
İlk derece mahkemesince, davacının davalılar aleyhine sözleşmeye dayalı alacak iddiasına dayalı icra takibi başlattığı, davalıların borçlu olmadıkları iddiasıyla icra takibine itiraz ettikleri ve süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, aldırılan bilirkişi raporu ile icra takibine konu kredi sözleşmesine davalıların kefaletinin bulunmadığının tespit edildiği ve davacının kötü niyetli olarak icra takibini başlattığının ispatlanamadığı geerkçesiyle davanın reddine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
Davacı ... 21.02.2001 tarihinde verdiği dava dilekçesinde, kefaletinin sona erdiğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, asıl davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde davacının kefaletinin sona ermesine ilişkin koşulların oluşmadığını belirterek asıl davanın reddini istemiştir. Banka kredi hesabını kat ederek borçlu ve kefiller hakkında icra takibi yapmış, takibe itiraz edilmesi üzerine İstanbul 7. Ticaret Mahkemesi’nin 2001/1106 esasında kayıtlı itirazın iptali davasını açmış, 21.05.2002 tarihinde itirazın iptali davacı ile asıl davanın birleştirilmesine karar verilmiştir....
İhtiyati haciz sırasındaki kefalet de geçerli olup asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe icra kefili müteselsilen sorumludur. Anılan hükmün amacı, icra takibine konu edilen ve anında ödenemeyen bir borcun üçüncü kişi/icra kefili tarafından ödenmesini sağlamaktır. İcra kefaletinin şekli hakkında ise, İcra ve İflas Kanunu'nda özel bir hüküm bulunmadığından kefalete ilişkin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 483 ve takip eden maddeleri hükümlerinin gözetilmesi gerekir. Bu hükümlere göre de kefaletin yazılı şekilde olması ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir. Diğer taraftan, icra kefiline karşı, ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak, ayrı bir ilamlı icra takibi yapılabileceği gibi; bu takibin, icra kefiline karşı icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyası üzerinden yürütülmesi de mümkündür....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/16550 sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/832 Esas sayılı dosyasında davalı vekili,.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1422 E.-2010/1350 K.sayılı dosyasından açtıkları davada ödeme emrinin usulsüz olduğuna karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, bu nedenle usul hukuku açısından itirazın iptali davası açılamayacağını, davacının icra takibini... İcra Müdürlüğü'nde başlattığını, dosyanın yetki itirazı ile........
ın müşterek borç ve müteselsil kefaleti ile Genel Kredi Sözleşmeleri'ne istinaden Esnek Ticari Hesap Kredisi kullandırılmış olduğunu, esnek ticari hesabından dolayı 10.895,44 TL borcun ödenmesi hususunda hesap özeti gönderildiğini, ancak bu ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden dava dışı Hakan Koç ve kefil davalı ... aleyhine icra takibine geçildiği, ancak davalı kefilin itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun itiraza uğrayan alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 11.05.2012 tarihli sözleşmeyi imzalamadığını, imzaladığı sözleşmenin 2009 tarihli olduğunu, geçerli bir kefaletinin olmadığını savunarak davanın reddini ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....