WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın kefaletinin kanuni şartları ihtiva etmemiş olması sebebiyle hükümsüz olduğu gerekçesi ile ... yönünden icra kefilliği ve kefaletin iptaline, sair itirazlarının husumet yokluğundan reddine karar verildiği görülmektedir.İİK.’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

    İİK’nun 38.maddesi gereğince, icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu durumda, şikayetçi, icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2020/6426 Esas sayılı dosyasına borçlu olarak eklenmesine sebebiyet veren icra kefaletinin yasanın emredici hükümlerine aykırı olduğundan hükümsüz ve geçersiz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin icra dosyasında borçlu kaydının silinerek mal varlığı üzerinde bulunan bütün hacizlerin kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin icra kefaletini imzaladığı tarihte evli olduğunu, müvekkilinin eşi tarafından icra kefaletine, icra kefaletinden önce veya icra kefaleti sırasında herhangi bir rıza verilmediğini, bu sebeple icra kefaletinin geçersiz olduğundan, borçlu sıfatının kaldırılması istemiyle icra müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, bu talebi icra müdürlüğü tarafından reddedildiğini, 16.09.2021 tarihli icra müdürlüğü red kararının iptaline, müvekkilinin geçersiz icra kefaleti ile icra dosyasına borçlu olarak eklenmesine sebebiyet veren icra emrinin ve icra kefalet tutanağının iptaline karar...

      Dava konusu olayda icra kefaletinin tarihi .../.../... olup, olayda uygulanması gerekli kanun hükümleri 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin hükümleridir. Buna göre 818 sayılı BK 484. Maddesine göre; "Kefaletin sıhhati tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin mesul olacağı muayyen bir miktar iraesine mütevakkıftır." Yani kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktar belirtilmedikçe kefalet geçersiz olacaktır. İcra kefaletinin amacı, icra takibine konu edilen ve ödenmeyen bir borcun 3.kişi icra kefili tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir. İİK'nın 38.maddesinde kefaletin şekli hakkında özel bir hüküm bulunmadığından, dava konusu olayda uygulanması gerekli 818 sayılı BK'nın 484. Maddesi hükümleri icra kefilliği için geçerlilik şartıdır. Davacının icra kefaletinin alındığı .../.../... tarihli haciz tutanağında 818 sayılı BK 484....

        Hemen belirtmek gerekir ki, İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliğine yönelik iddia yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup; dar yetkili icra mahkemesinde, tartışılma ve değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri gönderilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ''Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

          İcra Müdürlüğü'nün 2013/1263 Esas dosyasından takip borçlusu .... aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı ....İcra Müdürlüğü'nün 2015/233 Talimat sayılı dosyası ile 03/07/2015 tarihinde borçlunun adresinde yapılan fiili haciz sırasında müvekkilinin borçlu lehine icra kefili olduğu, haciz baskısı altında verilen icra kefalet işleminin TBK'nun 583. maddesindeki koşulları taşımadığını ileri sürerek 03/07/2015 tarihli kefaletin ve icra taahhüdünün iptaline talep ettiği; mahkemece icra kefaletinin geçersizliğinin icra mahkemesi tarafından incelenemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 38.maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2015/233 Talimat sayılı dosyası ile 03/07/2015 tarihinde borçlunun adresinde yapılan fiili haciz sırasında müvekkilinin borçlu lehine icra kefili olduğu, haciz baskısı altında verilen icra kefalet işleminin TBK'nun 583. maddesindeki koşulları taşımadığını ileri sürerek 03/07/2015 tarihli kefaletin ve icra taahhüdünün iptaline talep ettiği; mahkemece icra kefaletinin geçersizliğinin icra mahkemesinde incelenemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

              Mat….A.Ş. arasında üç adet finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmelerden sadece ilkinde kefaletinin olduğunu, yine sözleşmelerde tadil yapılarak kiracının değiştiğini, ancak davalının müvekkili aleyhine kira borcunun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattığını belirterek müvekkilinin bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı şirketin kira bedelini ödememesi üzerine kefil olan davacı aleyhine icra takibine geçildiğini, her ne kadar kiracı değişse de davacının sorumluluğunun devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                Öte yandan icra kefaletinin diğer eşin borcu nedeniyle verilmiş olması, anılan maddede öngörülen eşin rızası koşulunu da ortadan kaldırmaz. Kefalet sözleşmelerinin geçerliliği için öngörülen bu şekil şartları icra kefaletleri hakkında da uygulanır. Ancak ve sadece usulüne uygun olarak verilen icra kefaletleri ilam hükmünde belge sayılacağından Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmış olması zorunludur. Anılan maddeler koşullarında yapılmayan icra kefaletinin ilam niteliğini taşıdığı düşünülemeyeceği gibi böyle bir belge esas alınarak ilamlı icraya ilişkin İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ve icra kefili hakkında işlem yapılmasına da imkan bulunmamaktadır....

                  İİK.’nun 38.maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olup; icra kefaletinin geçersizliğine yönelik iddia, yargılamayı gerektirdiğinden ve dolayısıyla genel mahkemede ileri sürülebileceğinden dar yetkili icra mahkemesinde, tartışılma ve değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır. Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin, yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ''Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz....

                    UYAP Entegrasyonu