Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, borçlunun talep dilekçesinde terditli olarak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep ettiğini, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali hususunda başvurulabilecek yolun icra memurunun muamelesinin şikayeti yolu olup şikayet yolunun kendine özgü sebepler barındıran dava ve takibin iptaliyle herhangi bir benzerliği olmayan hukuki bir yol olduğunu, borçlunun taleplerinin göz önünde bulundurulduğunda kendine özgü özellikleri olan iki yarı hukuki yolu icra mahkemesinden terditli olarak talep etmesinin göze çarptığını, takibin iptali ve şikayet yolunun kendine özgü özellikleri olan icra mahkemesinden talep edilebilen iki ayrı hukuki bir yol olduğunu, aynı usullere tabi olmayıp takibin iptali talebinin ve şikayet talebinin terditli olarak açılamayacağı gibi aynı dilekçe ile mahkemeden talep edilemeyeceğinden takibin iptali nedenleri somut olayda bulunmamasından dolayı taleplerin...
Daha önce takibe konu edilen ve mahkemece takibin devamına karar verilen alacak kalemleri yönünden takibe devam edilebilmesi için ayrıca bir icra emri gönderilmesine gerek yoktur. Ancak itirazın iptali kararında ilk defa hüküm altına alınan alacakların tahsili için ilamlı icra takiplerinde çıkarılması gereken örnek 4- 5 icra emrinin borçluya gönderilmesi gerekir…” ifadeleri yer almaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından davacı hakkında icra takibinde bulunulduğu davacı tarafından takibin ,icra emrinin iptalinin talep edildiği , davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde davanın kabul edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davalı vekilinin kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, ancak davanın kabulü ifadesi ile yetinildiği, takibin veya icra emrinin iptaline ilişkin hükümde açıklık bulunmadığı, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde konu kısmında takibin iptali talebinin yer aldığı , sonuç kısmında ise icra emrinin iptali talebinin yer aldığı ancak dilekçe içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde talebin takibin iptaline yönelik olduğu anlaşılmıştır....
Davacı borçlu ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; şikayetin takibin ve icra emrinin iptali talepli olduğunu, kesin olmadığını beyan etmiş, ek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, limit ipoteğinin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte limiti aşar şekilde alacak talep edildiği iddiasına dayalı olarak takibin ve icra emrinin iptali şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde; Mahkemece şikayetin satışın durdurulmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle kararın kesin olduğundan bahisle istinaf başvurusu reddedilmiş ise de, yukarıda da belirlendiği üzere şikayet icra emrinin ve takibin iptali talepli olduğundan, karar nitelik itibariyle kesin olmadığı gibi miktar itibariyle de kesinlik sınırının üzerindedir....
Mahkemece borçlu ilamda vekille temsil edildiği halde, vekil yerine asile icra emrinin tebliğ edilmesinin yasal düzenlemelere aykırı bulunduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmiş, alacaklı vekilince karar temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11, Avukatlık Kanununun 41 ve HUMK.nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda takip dayanağı ilamda borçlunun vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işleminin adı geçen vekiline yapılması gerekmektedir. Mahkemenin yukarıdaki kuralı açıklayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde İcra Mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptal istemi yanında, takibin esası ile ilgili şikayetlerini de ileri sürüldüğünden artık icra emrinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığının kabulü gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 21/10/2021 tarih, 2021/439 esas, 2021/650 karar sayılı kararı ile icra emrinin iptaline karar verildiğini, icra emrinin iptali sonrası davalı tarafça İzmir 22....
Bu durumda Mahkemece özellikle davacının dava dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmak üzere konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılarak icra takibinden sonra ödeme yapıldığından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100/I. maddesi de dikkate alınarak varsa işlenmiş faiz ile icra takip giderleri ve icra vekalet ücreti hesaplattırılıp ödenen miktar öncelikle işlemiş faiz, icra masrafları ve icra vekalet ücreti, kalanı da asıl alacaktan düşülmek suretiyle varsa kalan miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmelidir." 18/01/2024 tarihli bilirkişi raporu ile temerüdün takip tarihi itibariyle oluştuğunun kabul edilmesi halinde davacının dava tarihi itibariyle 1.695,05 TL asıl alacak ve 46,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.741,86 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, işçi alacaklarının tahsilini teminen başlatılan ilamlı icra takibinde, icra emrine ve faize yönelik şikayet niteliğindedir. Davacı icra hukuk mahkemesine başvurusunda; taraflarına gönderilen icra emrinin hatalı olduğunu ileri sürerek takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, takibin yanış kişiye başlatılması yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 Sayılı İ. B. K. ve H.G.K.nun 17.3.1954 tarih ve 3/40- 49 sayılı kararı gereğince, her dava açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanır....
dayanak belgesinin ödeme emrine eklenmemesinin yasaya aykırı olduğunu, icra takibinin Kaş İcra Müdürlüğünde başlatılması gerekirken yetkisiz Senirkent İcra Müdürlüğünde başlatılmasının da yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğundan ödeme emrinin iptaline, icra takibinin yetkisiz yerde başlatılmış olması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 03.05.2016 tarih ve 2016/334 Esas, 2016/362 Karar Sayılı ilamıyla şikayetin kabulü ile itirazların tümden kaldırılarak takibin aynen devamına, takip konusu asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline hükmedildiği anlaşılmaktadır. Alacaklının talebi ile icra müdürlüğünce, itirazın kaldırılması davasında hükmedilen alacak kalemleri yanında, takip talebinde yazılı olan asıl alacak ve işlemiş faizi de kapsar şekilde icra emrinin düzenlenerek borçluya gönderildiği, borçlunun ise; anılan icra müdürlüğü işleminin iptali için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; müdürlük tarafından 27/06/2016 tarihinde asıl alacakları da kapsar şekilde icra emri düzenlenmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne ve ... 13. İcra Müdürlüğünün 2016/92357 Esas sayılı dosyasından tanzim edilen 27/06/2016 tarihli icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir....