Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar Mahkemece, icra emrinin düzeltildiği belirtilmiş ise de, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, icra emrini düzeltme yetkisinin icra müdürlüğüne ve icra hukuk mahkemesine ait olduğunu, dolaysıyla kendilerince icra emrinin düzeltilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davalı vekili ile yaptıkları görüşmede, ödemenin hemen yapılması için şimdilik kendilerinin kabul ettiği faiz oranlarının esas alınmasını talep ettiklerini, taraflarınca da şimdilik bu oranlar kabul edilerek ödeme talep edildiğini, davacının buna göre ödeme yaptığını, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki faiz oranı konusunda tarafların mutabakata varılması halinde davacı lehine vekalet ücretine karar verilemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

faiz alacağı talep edildiğini, takip talebi ve icra emrinde yer alan bu "takip öncesi işlemiş faiz" alacağının mahkeme kararına aykırı olduğundan, faiz oranı ve başlangıcı belli olmadığından, fahiş olduğundan icra emrinin ve takibin iptali gerektiğini belirterek, icra takibinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle zarar görenlere yapılan ödemelerden, davacıların sorumlu olduğundan bahisle yapılan ödemenin rücuen tahsili istemli icra takibi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti istemidir. Mahkemece, davalı tarafından, davacılar hakkında yapılan icra takibinde; icra mahkemesi kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi sonrasında icra takibine yapılan itirazın davadan sonra süresinde olduğunun tespit edilmesi ve icra takibinin durmuş olması nedeniyle menfi tespit davasının konusuz kaldığına karar verilmiştir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı,borçluya ödeme emrinin 31.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İcra dosyasında bulunan kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe ilişkin ödeme emrinin borçluya gönderilmediği hususunda taraflar mutabıktır. Alacaklı bu belgenin icra rosyasında işlem yapılabilmesi için oluşturulduğunu, kullanılmadığını, borçluya gönderilmediğini, geçersiz olduğunu ifade etmektedir. Söz konusu belge imzasız ve mühürsüzdür. Bu açıklamalar kapsamında herhangi bir icra takip işleminde kullanılmayan belgeye dayanılarak takibin ve ödeme emrinin iptalinin istenmesinde hukuki yararın bulunmadığı açıktır. Ayrıca senette tahrifat iddiası ödeme mrinin tebilğinden itibaren beş günlük yasal sürede icra mahkemesinde ileri sürülebilir(İİK md 168) Davacı dilekçesinde ödeme emirlerinin iptalini talep etmiştir....

    ye karşı takip talebinde bulunulduğu iddiasının doğru olmadığını, davacıların icra takibi açılırken borçlu olarak tanımlandığını, takibin açıldığı tarihte icra dairesine ayrıca fiziki olarak da takip talebi ve eklerinin sunulması gerektiğinden, taraflarınca 27/11/2020 tarihinde takip talebi ve ödeme emrinin dosyaya sunulduğunu, takip talebinin portal kayıtlarıyla aynı olduğu icra memuru tarafından onaylandıktan sonra taratılıp, UYAP'a kaydedildiğini, icra memuru tarafından onaylanan bu üç ayrı ödeme emrinin davacılara ve dava dışı olan borçluya gönderildiğini, dosyada taraf olarak kaydedilmeyen borçlu için Uyap'tan tebliğ evrakının çıkarılmasının da mümkün olmadığını, davacıların takip dayanağı belgenin sunulmadığı itirazının da yerinde olmadığını, ilamsız takipte alacaklı tarafından dosyaya herhangi bir belgenin konulmasının zorunlu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/140- 160 esas ve karar sayılı ilamıyla ikinci kez gönderilen icra emrinin iptaline karar verildiğini, bu karar kesinleşmeden vekil sıfatıyla kendisine üçüncü bir icra emri gönderildiğini, takibin dayanağı olan ilamın mahkeme ilamı olmaması nedeniyle icra emrinin müvekkiline tebliğ edilmesinin gerektiğini, vekil sıfatıyla kendisine yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ayrıca dayanak belgelerin icra emriyle birlikte tebliğ edilmemesi nedeniyle icra emrinin iptalinin gerektiğini, kesinleşmiş bir hesap özeti bulunmadan ilamlı takip yapılamayacağını belirterek takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kat ihtarı ve ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmediğini ve tebligat kanununa uygun olarak tebliğ edilmediğini, icra emrinin ekindeki belgelerin tebliğ edilmemesinin icra emrinin iptalini gerektirdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, icra emri tebliğinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emrinin ve takibin iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 8.İcra Müdürlüğünün 2020/13810 Esas sayılı takip dosyası ile davalı - alacaklı tarafından, davacı - borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 22/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 29/03/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir....

    aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, alacaklı tarafından borçlu ... ve şikayetçi ... aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.03.2013 tarih ve 2011/136 E.-2013/102 K. sayılı ilamı ile kabul edilerek alacaklı aleyhine 3.531,85 TL karar ve ilam harcına, 1.032,95 TL yargılama giderine ve 31.531,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, alacaklının belirtilen bu ilamdan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla talebi üzerine, icra müdürlüğünce şikayetçi ...'a örnek 4-5 icra emri gönderildiği ve icra emrinin şikayetçiye 15.05.2013 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin, tasarrufun iptali ilamının taşınmazın aynına ilişkin olduğunu ve kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tasarrufun iptali ilamının kesinleşmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Şikayet dilekçesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamıyla; Her ne kadar davalı alacaklı şikayetçi borçlu hakkında B. Çekmece 1. İcra Müd 'nün 2021/5511 esas sayılı dosyasında toplam 1.647.694,00 TL için yapılan ilamsız takip yapmış ise de ; şikayetçi borçluya gönderilen ilk ödeme emrinin '' Barbaros Hayrettin Paşa Mah. 2302. Sok. E Blok Sit....

      ücretinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu icra dosyası, ilam gereği düzenlenerek takibe konulduğunu, maddi tazminat taleplerinin, mahkemenin kabul ettiği kısım yönünden ilama uygun olarak düzenlendiğini, ilama aykırı hiçbir alacak kaleminin takibe konu edilmediğini, bununla birlikte icra emrinin taraflarınca hazırlandığı ve kapak hesabının da buna göre yapılacağı kabul edilse dahi icra müdürlüğünce icra emrinin kontrolünün yapıldığı ve bu şekliyle davacı tarafa tebliğ edildiğinin açık olduğunu, bu anlamda müvekkillerinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, yine davaya konu icra takibinin dayanağı olan İstanbul 5....

      UYAP Entegrasyonu