Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/132 E.,2014/181 K. sayılı kararıyla 172.547,00 TL asıl alacak ve 520,00 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verildiği, kararın borçlu tarafından tehiri icra talepli olarak temyiz edildiği, itirazın iptali davasında ilam konusu tüm alacak kalemleri ve ferileri de göz önüne alınarak dosya hesabı yapıldığı, belirlenen alacağı karşılayacak değerde teminat mektubunun dosyaya sunulduğu, teminat mektubuna rağmen 11/05/2014 tarihli icra emrinin mükerrer tahsilata yönelik olarak düzenlendiği iddia edilerek icra emrinin iptali ile takibin geri bırakılmasının borçlu tarafından talep edildiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibine ilişkin dosya üzerinden (4-5) örnek icra emri düzenlenerek takibe devam edilmesine yasal engel bulunmamaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, icra dosyasından gönderilen icra emrinin iptaline ilişkin kararın temyiz edildiğini, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan temyiz incelemesi temyiz sonucunda takibin iptali halinde müvekkilinin telafisi zor durumlara düşebileceğini, bu nedenle ödeme emrinin iptalinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra emrinin iptaline ilişkin karar kesinleşmeden düzenlenen ödeme emrinin iptali şikayetidir. İzmir 17....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
Mahkemece, itirazın temelini teşkil eden ödeme emrinin iptal edilmesi karşısında davanın konusuz kaldığı fakat ödeme emrinin usule uygun olmadığını gören davalının salt ödeme emrinin iptalini sağlama imkanı varken ayrıca itirazda da bulunarak işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalının vekalet ücreti ile yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından sürsinde temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davalarında dava koşullarından birisi de usulüne uygun icra takibinde bulunulması ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesidir. Dosyada yapılan incelemede davaya konu icra takibindeki ödeme emrinin ... 1. İcra Mahkemesi'nin 2014/44 E. - 84 K.sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle itirazın iptali davasına konu usulüne uygun bir ödeme emri bulunmadığı anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü 2016/39956 E. Sayılı dosya ile tarafımızdan ödeme talep edilmesi hukuka, mevzuata ve takip konusu ilama açıkça aykırı olup işbu kötü niyetli fahiş talepli icra emrinin iptali gerekmektedir. açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulü ile İstanbul 14.İcra Müdürlüğü 2016/39956 Esas sayılı takip dosyasında icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayetin konusunu oluşturan icra emrinin dayanağı olan İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/242 E. 2019/339 K. Sayılı ilamının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/3799- 2022/234 E.K sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verildiğini, icra emrinin dayanaksız hale geldiğini, icra emrinin bütünü ile iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklının ilamsız icra takibi başlatması ödeme emrinin iptalini gerektirmez. Dava dilekçesinde, ödeme emrindeki % 19,5 oranındaki faize itiraz, takibin ilamsız icra takibi olduğu gözetildiğinde itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekmekte olup, icra mahkemesinin bu itirazı değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Yine, İİK'nın 149/c maddesinde itiraz yerinin icra mahkemesi olduğu belirtilmiş ise de, böyle bir düzenleme olmadığı gibi, bu husus ödeme emrinin iptali sebebi değildir. Ayrıca, ihtarnamede tebliğ şerhi bulunmaması sebebiyle ödeme emrinin iptali istenmiş ise de, takibin ilamlı olmaması nedeniyle hesap kat ihtarı tebliğine gerek olmadığından, bu durum da ödeme emrinin iptalini gerektirmez. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Somut olayda, borçlu vekili azledildiğinden, icra emri tebliğinin borçlu asile yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kaldı ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması, asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Zira, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. O halde, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesinde süresiz şikayet yoluna başvurabilir (İİK.nun 41, 16.maddeleri). Somut olayda Mahkeme'ce, kıdem tazminatına işlemiş faiz yönünden icra emrinin bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken icra emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2020/652 ESAS- 2021/27 KARAR DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, 08/12/2020 tarihinde tebliğ edilen 02/12/2020 tarihli icra emrinin hukuka aykırı olduğunu, icra emrinin takip talebine uygun düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, takip talebinde 33.000,00 TL yazılmasına rağmen icra emrinde dayanak ilama aykırı olarak 133.000,00 TL şeklinde yazıldığını, takip talebine ve dayanak ilama aykırı düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....