Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı şirket, faturaya dayalı olarak, davalı şirket aleyhine19.08.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, ödeme emri davalı şirkete 01.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu (davalı) şirket vekili 02.10.2013 tarihli itiraz dilekçesiyle borca ve faize itiraz etmiş, aynı gün icra hukuk mahkemesinde, dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptali için dava açmış, bu sırada alacaklı vekili 21.10.2013 tarihinde temyize konu itirazın iptali davasını açmış, itirazın iptali davasının yargılaması devam ederken, icra mahkemesince 26.12.2013 tarihli ilamla, ödeme emriyle birlikte dayanak belge örneklerinin borçluya gönderilmediğinden bahisle, ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle huzurdaki itirazın iptali davası da reddedilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun açılmış bir icra takibinin bulunması gerekir....

    Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderilmediğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır. Bu durumda icra emrinin iptali gerekmez. Mahkemece, yazılı gerekçelerle bu yöne ilişkin şikayetin reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Borçlunun diğer şikayet nedenleri hakkında inceleme yapılmaması ise, temyiz edenin sıfatı nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır....

      Davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra emri ekinde takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmediğini ve borcunun olmadığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptali talebinde bulunduğu, HMK’nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir. O halde mahkemece öncelikle dava dilekçesinde ileri sürülen hususların HMK 33.maddesi uyarınca hukuki nitelendirilmesinin yapılarak işin esasının incelenerek yargılama yapılması gerekmektedir. Her ne kadar dava dilekçesinde borca itiraz ile birlikte icra emrinin ve takibin iptali talebinde bulunulmuş ise de; Dairemizce HMK 33.maddesi uyarınca yapılan hukuki nitelendirmede takibin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi olması nedeniyle dava, borca itiraz ile birlikte ödeme emrinin iptali ve takibin iptali olarak nitelendirilmiştir....

      altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya ayrı icra emri düzenlenerek tebliğ edilmesi gerektiği, somut olayda, 142.341,08 TL asıl alacak ve bu alacağa işlemiş avans faiz alacağı yönünden itirazın iptali ilamına dayalı olarak takibe devam edilmesi gerekirken bu alacak kalemi yönünden de icra emri düzenlenmiş olmasının hatalı olduğu, bu husus ilama aykırılık teşkil ettiğinden mahkemece icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken icra emrinin tümden iptaline karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle, mahkemece icra emrinde belirlenen asıl alacak ve faizi yönünden icra emrinin iptali ile düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken icra emrinin tümden iptaline yönelik karar isabetsiz olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/02/2011 tarihli kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, ancak davacı yanca davaya konu icra dosyasından yeni bir ödeme emri gönderilmeksizin iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, esastan da müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre İzmir 16. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8874 E. sayılı dosyasında davalı adına çıkarılan ödeme emrinin İzmir 10. İcra Mahkemesi'nin 2010/990 E. sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra yeni bir ödeme emrinin davalıya tebliğe çıkarılmadığı, davalının iptal edilen ödeme emrine yönelik itirazının yok hükmünde olduğu gerekçesiyle konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Adi Ortaklığı adına çıkartılan icra emrinin iptali şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne; hükmün 1 nolu fıkrasında belli "Davanın kabulü ile ... 1. İcra müdürlüğünün 2016/4794 sayılı dosyada icra enirinin ... Palet Ambalaj ve Orman ürünleri ... ve ortakları ile ... ve ... adına yeniden düzenlenmesine ve borçlu şirket vekiline İcra emrinin tebliğine," dair kararın, hükümden çıkarılmasına, yerine "......

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;İcra emrinin iptali talebi ile açılan eldeki davanın Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesindeki davadan önce açılması nedeni ile derdestlik itirazının yerinde olmadığı, icra emrinde hesap numarasının bildirilmemesinin sonradan ikmali mümkün bir eksiklik olması nedeni ile icra emrinin iptalini gerektirmediği, İİK.nın 32.maddesine göre icra emrinde faiz başlangıç tarihinin belirtilmesinin zorunlu olmadığı, icra emrinde takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, icra emri tebliğ mazbatasında dahi takip dayanağı belgelerin yazılı olduğu, ödeme emri tebliğ tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin 7 gün olması nedeni ile davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesi ile icra emrinin iptali talebinin ve usulsüz tebligata yönelik şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

            Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmesine davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın katedildiğini, gönderilen ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalılar tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali, takibin devamı ile davalılar aleyhine %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin iptali için 20.10.2017 tarihinde Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/940 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını, ödeme emri ile birlikte takip dayanağı belgelerin tebliğ edilmediğini, müvekkillerine tebliğ edilen ödeme emrinin açıkça 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 58 inci ve 60 ıncı maddesi hükümlerine aykırı olduğunu, Bursa 7....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/132 E.,2014/181 K. sayılı kararıyla 172.547,00 TL asıl alacak ve 520,00 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verildiği, kararın borçlu tarafından tehiri icra talepli olarak temyiz edildiği, itirazın iptali davasında ilam konusu tüm alacak kalemleri ve ferileri de göz önüne alınarak dosya hesabı yapıldığı, belirlenen alacağı karşılayacak değerde teminat mektubunun dosyaya sunulduğu, teminat mektubuna rağmen 11/05/2014 tarihli icra emrinin mükerrer tahsilata yönelik olarak düzenlendiği iddia edilerek icra emrinin iptali ile takibin geri bırakılmasının borçlu tarafından talep edildiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibine ilişkin dosya üzerinden (4-5) örnek icra emri düzenlenerek takibe devam edilmesine yasal engel bulunmamaktadır....

                İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, icra dosyasından gönderilen icra emrinin iptaline ilişkin kararın temyiz edildiğini, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan temyiz incelemesi temyiz sonucunda takibin iptali halinde müvekkilinin telafisi zor durumlara düşebileceğini, bu nedenle ödeme emrinin iptalinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra emrinin iptaline ilişkin karar kesinleşmeden düzenlenen ödeme emrinin iptali şikayetidir. İzmir 17....

                UYAP Entegrasyonu