İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1500 E. -2017/59 K. sayı ve 17.01.2017 tarihli kararı ile 21.09.2016 tarihli ödeme emrinin iptal edilmiş olduğunu ,ilk ödeme emrinin mahkeme tarafından iptal edilmesinin akabinde davalı tarafın aynı icra takibi dosyasından müvekkiline ikinci defa ödeme emri gönderdiğini ,müvekkiline 28.03.2018 tarihinde tebliğ edilen bu yeni ödeme emrinin de iptali talebiyle 29.03.2018 tarihinde, 7 günlük yasal süresi içinde, şikayet yoluna gidildiğini şikayetin süresinde olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2020/13367 Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla örnek 10 icra takibi başlatıldığını, ayrıca takibe konu edilen çekte de müvekkilinin ilk ciro yapan lehtar konumda olduğunu ve çeki keşide eden olmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin Bağcılar olduğunu bu sebeple yetkili yerin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu, ödeme emrinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan biri de icra dairesine ait banka hesap bilgilerinin bulunması gerektiğini, müvekkiline gönderilen ödeme emri üzerine herhangi bir hesap bilgisi bulunmadığını, ödeme emrinin gönderilmesi icra takip işlemi olması nedeniyle gönderilen ödeme emrinin iptali gerektiğini, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin sağ orta kısmında toplam alacak olarak 4.828.791,78 TL toplam talep edilirken ödeme emrinin sol orta kısmında ise 5.185.552,92TL toplam alacak talep edildiğini, iki farklı toplam alacak talep edilmesinin kanuna aykırı bu işlem olduğundan ödeme emrinin iptali gerektiğini, yerel mahkemece eksik...
nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK'nın 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir. Somut olayda; kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte borçlu mahkemeye başvurarak zamanaşımı iddiasında bulunmuş olup anılan itirazın takip yoluna göre İİK'nın 172. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerekir....
Borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK.nun 41, 16.maddeleri). Somut olayda; mahkemece alınan bila tarihli ilk raporda alacaklının icra emrinde talep edebileceği işlemiş faiz alacağının 35.344,19 Euro olduğu belirlenmiş olup, raporun 11.12.2018 tarihli celsede taraf vekillerine elden tebliğ edildiği, alacaklı tarafından bu rapora itiraz edilmediği, borçlunun itirazı üzerine 30.04.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda ise alacaklının icra emrinde talep edebileceği işlemiş faiz alacağının 39.746, 42 Euro olduğunun belirlendiği görülmüştür....
davalı tarafa borcu bulunmadığını, ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu, iptali gerektiğini, alacaklısı aynı olan ve aynı alacağa dayanılarak başlatılan her iki icra takibi sonucunda tahsilde tekerrürün gerçekleme ihtimalinin bulunduğunu, davalı tarafın aynı alacaklı ve alacağa dayanarak ikinci takip başlatmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, bütün bu nedenlerle Antalya Genel İcra Dairesinin 2020/150223 esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin ve takibin iptalini talep etmiştir....
İİK'nin 62/1 maddesi hükmü uyarınca, itiraz etmek isteyen takip borçlusu, itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nin 66/1 maddesi hükmüne göre ise, süresi içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Takip dosyasına bakıldığında, ödeme emrinin davalı borçluya 13/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin de itiraz dilekçesini 21/02/2020 tarihinde icra dairesine bildirdiği görülmüştür. Bunun üzerine, icra dairesince 04/06/2021 tarihli karar tensip tutanağı ile, davalının itirazının yasal süresinden sonra (8. gün) yapıldığından itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalının süresinden sonra yapmış olduğu itiraz üzerine takip durmamasına rağmen, davacı tarafından, duran takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı olmadığı sonucuna varılmıştır....
Davacı, Nazilli Gözde Eczanesi hakkında yürütülen soruşturma sonucunda davalı tarafından sahte olarak tanzim edilen reçeteler sebebiyle kurumun 2.180,14 TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, anılan miktarın tahsili için icra takibine geçildiğini ancak yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelemesinde; davacı kurumun, davalı ... hakkında İcra Dairesi'nde ilamsız icra takibi yaptığı, davalıya bu ödeme emrinin 19/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının aynı tarihte bu icra takibine Nazilli Nöbetçi İcra Müdürlüğü aracılığıyla itiraz ettiği ve itiraz dilekçesinin davacı kuruma tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....
Dava, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Ödeme emrine itiraz süresi İİK 62. maddesinde düzenlenmiş olmakla tebliğden itibaren yedi gündür. Ödeme emrine itiraz etmek isteyen borçlu itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirmek zorundadır. Borçlu takibin yapıldığı icra dairesinden başka bir icra dairesine de itirazını yapabilir. Bu durumda itiraz için başka yer icra dairesine yapılan başvuru tarihi itiraz tarihi olarak kabul edilir ve itiraz dilekçesinin esas icra dairesine yedi günlük süre geçtikten sonra ulaşmış olması itirazın süresinde yapılmadığı sonucu doğurmaz. Ne var ki borçlu itiraz dilekçesini posta ile gönderebilir ise de, bu halde itiraz tarihi olarak dilekçenin postaya verildiği tarih değil, posta ile gönderilen itiraz dilekçesinin icra dairesine geldiğinin icra tutanağına işlendiği tarih kabul edilir....
Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden icra takibine devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....
İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyası ile 12.3.2009 tarihinde başlatılan icra takibinde , borçlu vekili icra dairesinin yetkisine ve iflas erteleme davasında 25.11.2008 tarihinde ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi yapılmasının yasaklandığını belirterek icra takibine itiraz etmiş, ancak faturalar nedeniyle 8.029-TL borç bulunduğunu ikrar etmiştir.Akabinde borçlu davalı tarafın şikayeti üzerine Üsküdar 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/463 esas -2010/654 karar sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verilmiştir. Asıl alacağın varlığı yönünden kabule yetkili vekil tarafından yapılan bu beyan davalıyı bağlayıcı olup takibin iptalinin, geçerli bir ikrarı ortadan kaldırmayacağı gözetildiğinde davalı vekilinin asıl alacağa ve faturalara dayalı likit alacağa haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....