Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oysa Adana İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu alacaklı tarafından da kabul edilip yetkili Tarsus İcra Müdürlüğünce borçluya yeniden ödeme emri gönderilmiş olduğuna göre artık Adana İcra Müdürlüğündeki icra takibiyle ilgli olarak dava şartının varlığından söz edilemez. Yetkili Tarsus İcra Müdürlüğünce çıkarılan ödeme emrine yönelik itiraz bakımından ise açılmış bir itirazın iptali davası bulunmamaktadır. Eldeki dava yetkisiz olduğu tarafların kabulünde olan Adana İcra Müdürlüğündeki takiple ilgili olduğu halde mahkemece dava konusu olmayan Tarsus İcra Müdürlüğünün 2003/3837 sayılı takip dosyası hakkında hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir. Bu durumda mahkemece yetkili icra müdürlüğünde girişilen takibe yönelik itiraz hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, Adana İcra Müdürlüğündeki takip dosyası yönünden ise dava şartının gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Hakkında 9.6.2003 tarihinde başlatılan icra takibinde, borçlu şirket tarafından ödeme emrinde alacaklı adresi gösterilmediğinden ödeme emrinin iptali isteminde bulunduğu, ... İcra Tetkik Mahkemesinin 1.10.2003 tarih 2003/17 Esas 2003/22 Kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, karar kesinleşmeden takip alacaklısının aynı takip üzerinden 30.10.2003 tarihinde borçlu olarak ... ... Hizmetleri San. Ve Tic. Ltd. Şti., ... Kahya, ... ve Av. ... göstererek yeni bir ödeme emri çıkarttığı ve bu ödeme emrine gösterilen tüm borçluların 12.11.2003 tarihinde itiraz ettiği, takip alacaklısının alacağını 31.12.2003 tarihinde davacıya temlik ettiği, bundan sonra davacının davalı aleyhinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıya alacağı temlik eden ... ... İcra Müdürlüğüne verdiği 9.6.2003 tarihli ilk takip talebinde sadece ... ... Hizmetleri San. Tic. Ltd....

      İcra takip talepnamesine uygun olarak düzenlenip gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından 04.03.2011 tarihinde süresi içinde itiraz edildiği halde itiraz dilekçesinin UYAP üzerinden kayıt edilmiş olmasına rağmen icra dosyası içine alınmadığı için mahkemece itiraz edilmemiş gibi değerlendirme yapılarak tahliye kararı verilmiş ise de; borçlu tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine İİK.'nun 269. maddesi uyarınca icra takibinin durduğu, itirazın kaldırılmasına karar verilmeden tahliyeye karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takibine yönelik itirazın iptaline dair olduğunu, itirazın iptaline dair davanın ön şartının müvekkilinin usulüne uygun ödeme emri tebliği ile yasal süresinde itiraz ettiğini ve bu itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin ödeme emrine itiraz ile birlikte ödeme emri takip dayanağı belgelerin kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle ve bu hal sonucu talep edilen alacağın miktar ve şartlarını denetleyemediğinden itiraz ettiği ve bu usulsüz tebliğ işlemine karşı da İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin ... E, ... K.sayılı dosyasından şikayette bulunduğunu, bu şikayetinin anılan mahkeme dosyasından verilen karar ile reddedildiğini, vaki istinaf talebi üzerine de İzmir Bölge Asliye Mahkemesi 8....

          Yargılama sırasında davalı şirket vekilinin mahkemenin yetkisine itiraz etmesi üzerine davacı vekili 19/09/2012 havale tarihli dilekçesi ile mahkemenin yetkisine yapılan itirazı kabul etmiş, daha sonra 20/09/2012 tarihinde de .....İcra Müdürlüğüne başvurarak davalı borçlu şirketin icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazı kabul etmiştir. ....Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından .... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yetkisizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/597 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir. Bu arada .......İcra Müdürlüğü, davacı alacaklı vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı kabul etmesi üzerine icra dosyasını .... İcra Müdürlüğüne göndermiş, icra dosyası....İcra Müdürlüğünün 2012/5274 esasına kaydedilmiş, bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine de davalı itiraz etmiştir. Yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak icra takibinde bulunulması dava şartıdır....

            İcra Müdürlüğünün ......

              Buna göre borçlular ödeme emrine itiraz ederse, bu itiraz alacaklıya hemen tebliğ olunur. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek (m. 68-70) veya mahkemede itirazın iptali davası açmak (m.67) zorundadır (m. 264,2 c.1 ve c.2). İcra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini redderse, alacaklının, bu ret kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede borçluya karşı alacak davası açması gerekir (m. 264/2, c.3) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, syf. 913 vd.). Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından veya talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi nedeniyle düşmesi veya HMK'nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması ya da davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK.nun 264/4)....

                Ancak ödeme emrine itiraz süresi içinde açılacak menfi tespit davası ile ilamsız icra takibinin itirazla durdurulmasından sonra açılacak menfi tespit davasında hukuki yararın mevcut olup olmadığını tespit etmek ise zordur. 1-Ödeme Emrine İtiraz Süresi İçinde Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapması halinde borçlunun şikayet ve itirazı kural olarak takibi durdurmadığı. için borçlunun itiraz süresi içinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Alacaklının genel haciz yoluyla ilamsız takip yapması halinde ödeme emrini alan borçlu ödeme emrine itiraz süresi içinde ödeme emrine itiraz edebilir veya menfi tespit davası açabilir veyahutta her iki yola birlikte başvurabilir....

                  Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, icra takibinin durdurulması, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez. Öte yandan, İİK'nun 264/2. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için, itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede, icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek veya mahkemede iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır. Bu (7) günlük süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, 7 günlük süre işlemeye başlamaz....

                    İcra Dairesine ait 2016/... Esas sayılı takip dosyasının aslı celp edilmiş, dosyanın incelenmesi sonucunda davacının davalı aleyhine takip başlattığı, davalı vekili tarafından icra dosyasına 19/07/2016 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiklerini, ancak takibin durdurulmadığını ve takibin durdurulması gerektiğini beyan eder dilekçe sunduğu ve icra müdürlüğü tarafından 01/12/2016 tarihinde icra takibinin tebligat neticesinin beklenilmesine ve itirazın süresinde olması halinde takibin durdurulmasına karar verildiği görüldüğü ancak dosya içerisinde herhangi bir ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasının olmadığı görülmüştür. Mahkememizce dosya aslı içerisinde ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair mazbatanın olmaması nedeniyle ......

                      UYAP Entegrasyonu