WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, itirazın iptalinin talep edilebileceği bir durma kararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. ...İcra Müdürlüğü’nün 2008/3012 E. sayılı dosyasında takip alacaklısı olan davacının, borçlu olan davalılar hakkında ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalılara 03.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların ödeme emrine 05.12.2008 tarihinde ve süresinde itiraz ettikleri, 15.12.2008 tarihinde icra müdürü tarafından “Tebligat parçası dönmediğinden itiraz hususunun tebligat parçası döndüğünde değerlendirilmesine” karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, takibin durdurulmasına yönelik bir karar verilmediği, itirazın iptalinin talep edilebileceği bir durma kararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. İcra ve İflâs Kanunu hükümleri gereğince, borçlunun 2010/7575-18031 yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmesi ile, icra takibi kendiliğinden durur(İİK.m.66)....

    İcra Müdürlüğü'nün 2010/22236 Esas sayılı dosyasından kapak hesabı yapılmasını istediklerini, icra dairesince ilam yok sayılarak ilamdaki 22.500 TL asıl alacak yerine takipteki asıl alacak ve ferilerinin esas alınarak kapak hesabı yapıldığını, icra dairesince yapılan kapak hesabının fahiş olduğunu ileri sürerek 16/06/2014 tarihli kapak hesabının iptaline karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece; ilamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, gerek icra dairesi gerekse icra mahkemesinin ilamı yorumlayamayacağı, tasarrufun iptali ilamında 22.500,00 TL'sına hükmedildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir....

      E. sayılı dosyasından açılan dava hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu dava ve ödeme emrine itiraz tarihi ile karara konu dava tarihi arasında İİK'nun 67. maddedeki 1 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davasıdır. İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Davacı alacaklıya ödeme emrine itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Bir yıllık hak düşürücü süre davacının davaya konu icra takibi ile ilgili ilk itirazın iptali davasını açtığı 18.04.2013 tarihinde başlar, eldeki dava 02.04.2014 tarihinde açılmış olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

        Sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile 77.926,93 TL asıl alacak yönünden itirazın kaldırılmasına, asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek %15'i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizine ve asıl alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir. İcra müdürlüğünce yapılan 16.05.2013 tarihli kapak hesabında itirazın iptali davasında hükmedilen inkar tazminatı ile yargılama giderleri alacağa eklenmiş, borçlu tarafından itirazın iptali kararı uyarınca aynı takip dosyasından takibe devam edilemeyeceği ve icra takibi yönünden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği belirtilerek icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuştur.İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesine engel yoktur, bu husus mahkemenin de kabulündedir....

          Sayılı dosyası ile 06.04.2017 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ödeme emrine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı tarafın yetkiye itiraz etmesi akabinde dosyanın 2018/8018 E. numarası ile Bursa 8. icra Müdürlüğüne tevzi edildiğini, yeni yetkili icra dairesince borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, 30.07.2018 tarihinde borçlu vekilince borca ve faize itiraz edildiğini, davalı borçlunun İstanbul 8....

            İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 23/02/2023 tarihi itibari ile toplam borcun (kapak hesabının) bildirilmesi istenilmiş , kapak hesabının gönderilmesi üzerine davalıya ... 20. İcra Müdürlüğün ......

              İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde davacı tarafından ödenmeyen elektrik tüketim bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, daha sonra icra takibine konu borcu ödediği, davacı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali amacıyla huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki itirazın iptali davaları takip hukuku kaynaklı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve alacağın varlığını maddi hukuk kuralları çerçevesinde belirlemeye yarayan kendine özgü davalardır. Dava ile takip arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle dava konusu, ancak takip talepnamesinde yazılı alacak dayanağı, tutar ve benzeri talepler olabilir ve kural olarak ispat vasıtaları da bu çerçevede değerlendirilir....

                Alacağın varlığı bu şekilde belirlendikten sonra kapak hesabı yaptırılarak davalı tarafa depo emri tebliğ edilmiştir. Davalı taraf depo emrine uymamış ancak alacağı mal vermek suretiyle ödemek istediklerini, bu amaçla sulh görüşmeleri yürüttüklerini beyan ederek süre istemiştir. Esasen bu beyan borcu kabul anlamına da gelmekte olup, 350.TL'lik cüz'i fark sebebiyle başkaca araştırma yapılmasına da lüzum bulunmamıştır. Davalı tarafın depo emrine uymaması derhal iflas kararı verilmesi için yeterli ise de asıl olanın alacağın tahsili olduğundan davalı tarafa bir kereye mahsus olmak üzere süre verilmiştir. Davalı taraf süre içince borcu ödeyememiş, bir anlaşma sağlanamamış ve depo emrine uymamış olduğundan iflas kararı verilmesi için gerekli şartlar oluşmuştur. Eldeki dava aynı zamanda itirazın iptali talebini de içermektedir....

                  Temyiz Sebepleri Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde;İcra inkar tazminatının gecikme faizinin ve icra vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, borçluya icra emri gönderildiğini, icra emri gönderilmediğinden icra vekalet ücreti hesaplanamayacağına dair bilirkişi raporunun hatalı olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. Borçlu vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde:Müvekkilinin ödeme yaptığı tarihte itirazın iptali kararına dayalı icra emri gönderilmediği için icra vekalet ücreti talep edilemeyeceğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, rapordaki icra müdürlüğü kapak hesabındaki 332.475,52 TL'nin çok üstünde 345.852,86 TL alacaklı olduğuna dair tespitin yerinde olduğunu müvekkiline iade edilmesi gereken tutarın eksik hesaplandığını iddia etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, memur muamelesini şikayete ilişkindir. 2....

                    Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu