WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde, kanuna aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2. maddesinde arama karar veya emrinde; aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır....

    Astın, verilen emrin hukuka uygunluğunu sorgulama ve değerlendirme yetkisi bulunmamaktadır. 211 sayılı Kanun 14/2. maddesi gereğince verilen emir hukuka aykırı ise sorumluluk emri verene aittir. Verilen emrin suç teşkil etmesi durumunda ise emri veren ve yerine getirenin sorumluluğu aynı Kanunun İştirak başlıklı 41/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre amirin emri suç teşkil ediyorsa ve ast, amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadı ihtiva eden bir fiile müteallik olduğunu biliyorsa hem emri veren hem de emri yerine getiren sonuçtan iştirak hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Astın cezai sorumluluğu, ancak emrin hizmete müteallik olmaması, suç işlemek maksadıyla verilmesi ve bu maksadın ast tarafından bilinmesi halinde sözkonusu olabilecektir....

      Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir....

        dosyalarından icra takibine geçildiğini, davalı şirket tasfiye memuruna icra emirleri tebliğ cdilmiş olmasına rağmen süresinde ne bir ödeme yapıldığını, ne de bir teminat yatırıldığını, ne de icranın geri bırakılması kararı ibraz edildiğini, takibin kendileştiğini, hem -------- icra müdürlüğü' nün ----------- Esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğumuz iflas yolu ile icra takibi kesinleşmiş hem de aynı icra dairesinden başlatmış oldukları --------- Esas, --------- Esas, ---------- Esas, --------- Esas sayılı dosyası takiplerinde müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, tehiri icra kararı getirilmediğini beyan ederek İİK. 156 ve İİK. 177/4 maddeleri gereği davalının iflasma, gerekli muhafaza tedbirlerinin alınınasına, raf ve ücreti vekaletin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İşte askerlik hizmetinin bu özelliğini nazara alan Anayasamız, “kanunsuz emir” kenar başlığını taşıyan 137. maddede, kanunsuz emrin yerine getirilemeyeceğini ve böyle bir emri alan memurun ne suretle hareket etmesi gerekeceğini belirttikten sonra “Askeri hizmetlerin görülmesi… için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır” dediği gibi, AsCK da amir tarafından verilen emrin yerine getirilmesine ilişkin olmak üzere, şöyle bir hüküm sevketmiştir: “Hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse, bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldür....

            'nin de alım ve satım işlemlerini yaptığı aynı IP numaralı bilgisayardan verildiği ve bu emrin diğer sanıklarca akabinde sisteme iletilen satış emirleri ile karşılandığı sanığın böylelikle sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlemini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak veya azaltmak amacıyla alım işlemi yaptığı hususu dosya kapsamındaki anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçu işlediği gözetilmeden, mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Gereği görüşülüp düşünüldü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20 ve 22. maddelerinde kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6 maddesinde, kanuna aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119/2 maddesinde arama karar veya emrinde, aramanın nedenini oluşturan fiil, aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerlerin adresi ya da eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresinin açıkça gösterilmesi gerektiği belirlenmiş, aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı açıklanmıştır....

                Olay günü hükümlü olan sanığın, cezaevinden hastaneye götürüldüğü sırada katılana söylediği kabul edilen "ben senin emrin altında değilim lan, yaz lan" şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık A.. A.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK'nın 157/1, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanıkların dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, 29/08/2015 tarihli iddianamede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde kendilerinin komiser olduklarını, katılana Güneydoğu bölgesinde terör eylemine katıldığını ve terörist olarak arandığını, polislerin evine arama yapmak üzere geleceklerini, bu nedenle evdeki altın ve mal varlıklarını anlatmasını istedikleri "Eğer bunun dışında başka bir şey çıkarsa senin tutuklama emrin elimizde hemen içeri alırız" dedikleri, ismi... olan bir bayan komiserin evine geleceğini, altın ve paraları ona teslim etmesi gerektiğini söyleyerek menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edilmesi karşısında; sanıkların eyleminin, hükümlerden sonra 02/12/2016...

                    Olay tutanağına göre, ..arasındaki sahil yolu üzerinde çalışma yapan kolluk görevlilerinin, durumundan şüphelenmeleri nedeniyle sanıkların içinde yolcu olarak bulundukları otomobili durdurdukları ve otomobilde yaptıkları aramada, otomobilin bagajında uyuşturucu maddeler ele geçirildiği anlaşıldığından; kolluk görevlileri tarafından yapılan arama işlemine dayanak olan bir arama kararı ya da Cumhuriyet savcısının yazılı emrinin olup olmadığının araştırılması, varsa arama kararı veya yazılı emrin denetime olanak verecek şekilde aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, otomobil ve üst aramalarına ilişkin bir arama kararı ya da yazılı emir bulunmaması halinde, yapılan arama ve bunun sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olup Anayasa'nın 38/6, CMK 206/2-a, 217/2 ve 230/1-b. maddelerine aykırılık oluşturup hükme esas alınamayacağı hususları da dikkate alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak...

                      UYAP Entegrasyonu