ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Hakan'a geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 13.09.2018 (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı-davalı anne, velayeti babada bulunan ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesi için velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemiyle dava açmış, davalı-davacı baba ise iştirak nafakası istemli karşı dava açmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2020/365 ESAS, 2021/445 KARAR DAVA KONUSU : YOKSULLUK NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında boşandıklarını, yaklaşık 9 yıl fiili evlilik sürdürdüğünü, ancak 15 yılı aşkın bir süredir davalıya nafaka ödediğini, müvekkilinin babasının dükkanında asgari ücretle çalıştığını, müvekkilinin 2013 yılında tekrar evlendiğini, o evliliğinde de 2019 yılında boşandığını,2. eşine de müvekkilinin 550 TL nafaka ödediğini, davalının kendisine ait bir resim atölyesinin olduğunu, resim atölyesini 3. kişilerin adına açtığını, kendi hesabına işlettiğini, davalının...
YOKSULLUK NAFAKASIYOKSULLUK NAFAKASI ŞARTLARI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 176 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalının 21.10.2003 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve müvekkili lehine aylık 100.000.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; takdir edilen nafakanın, aradan geçen zaman içerisinde müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda olduğunu iddia ederek; aylık nafaka miktarının 300.00 YTL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili davalı ile davacı arasında görülen boşanma davasında müvekkilinin yoksulluk nafakası talebi olmadığını ve bu yönde bir karar verilmediğini, yalnızca müşterek çocukları Esma yararına iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak kararın yazılması sırasında maddi hata yapılarak sehven iştirak nafakası yerine yoksulluk nafakası olarak yazıldığını, aslen hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olduğunu, bununla birlikte aradan geçen zaman içinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek; asıl davanın reddi ile karşı davaları bakımından ise iştirak nafakasının 450 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
e için hükmolunan iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 100,00 er TL arttırılarak aylık 200,00 er TL'ye yükseltilmesine, çocuklar ... ve ... için hükmolunan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 50,00 şer TL arttırılarak aylık 100,00 er TL'ye yükseltilmesine ” sözcük dizisinin çıkarılarak yerine, “Davanın kısmen kabulü ile Mahkememizin 2005/532 esas, 06/483 karar sayılı ilamı ile davacı kadın için hükmolunan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 50,00 TL arttırılarak aylık 200,00 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuklar ..., ... ve ...'...
Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı adına, …'ın sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2015 yılı kurumlar vergisi, 2015/Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül dönemlerine ilişkin geçici vergi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacının, sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiği ileri sürülen ... hakkında dava konusu dönemlere ilişkin olarak yapılan cezalı tarhiyatların, adı geçen şahsa, iştirak nedeniyle davacı adına kesilen cezalara ait ihbarnamelerin tebliğ tarihi olan 14/04/2021 tarihinden sonra, 21/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, asıl fail olan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile .....Aile Mahkemesinin ...sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuklar ........ın velayetlerinin anneye verildiğini, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 750'şer TL iştirak nafakası belirlendiğini, çalışmış olduğu.....'nin iflasına karar verildiğini, belirlenen iştirak nafakasını ödeme gücü kalmadığını belirterek; iştirak nafakasının kaldırılmasına veya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Yine uzman raporundaki beyanlar dikkate alındığında dava tarihinden kısa bir süre sonra küçüğün fiilen baba ile yaşamaya başladığı, 24.06.2021 tarihinde de geçici velayetin babaya verildiği görülmekle iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğrudur. Ancak dava tarihinden sonra çocuğun bir süre daha anne yanında kaldığı dikkate alınarak iştirak nafakasının uzmandaki beyanlar gözetilmek suretiyle 26.01.2021 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken tarih belirtilmeksizin kaldırma kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile bu davalı bakımından dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona eren iştirak nafakası nedeniyle davacı hakkında takip bulunması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır. 6100 Sy HMK nın 114/1-h maddesi uyarınca açılan davada hukuki yarar bulunması ise Dava şartlarından olup aynı kanunun 115....
Diğer taraftan, her dava açıldığı tarih itibariyle karara bağlanır. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK'na göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair talepler hakkında, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde karar verilmesi gerekir. Somut olayda; iştirak nafakasının artırılmasına yönelik asıl dava; 12.04.2011 tarihinde açılmıştır. İştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkin dava ise 20.03.2012 tarihinde açılmış, 31.05.2012 tarihli kararla iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin asıl dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece; dava tarihinden geçerli olmak üzere nafakaların indirilmesine karar verilmiştir. Oysa, nafakaların indirilmesine, birleşen dosyanın açıldığı 20.03.2012 tarihinden itibaren karar verilmesi gerekirdi....