Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2019/401 esas sayılı dosya ile sabit olduğundan söz konusu çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasının da yerinde olduğu, çocuk Deniz için geçmişe yönelik ödenen nafakaların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceği, davacı erkeğin dava tarihinden öncesine dayalı iştirak nafakasının kaldırılması talebi olmadığı gibi iştirak nafakasının kaldırılması davalarında dava tarihinden itibaren iştirak nafakasının kaldırılmasına hükmedileceği, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Azaltılması-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-Anlaşmalı Boşanma Davasında Yer Alan Protokol Hükmünün Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının azaltılması taleplerinin reddi ve protokol hükmünün kaldırılması istemi yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; davaların niteliği ve miktarları gereği Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak inceleme yapılmasına karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli kararı ile asıl dava yönünden yoksulluk nafakasının kaldırılması için öncesinde hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğini, bunun yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi için dava şartı olduğunu, dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakasının bulunmadığını, yoksulluk nafakasının zaten evlenmeyle kendiliğinden kalkacağını, birleşen dava yönünden ise iştirak nafakası para biriminin sabit kura bağlanması veya Türk Lirasına çevrilip azaltılmasının talep edildiğini, boşanma 07.02.2018’de kesinleştiğini, o tarihte ABD dolarının 3.77 TL dava tarihi olan 8.7.2019’da ise 5.72 TL olduğunu, Doların Türk Lirası karşısında % 66 değer kazanmışsa da, tacir olan davacı için ülkemiz ekonomik koşullarındaki değişimlerin öngörebilir olduğunu, yabancı paranın Türk Lirası karşısında enflasyon oranında değerlenmesinin olağan dışılığını yitirdiğini, tarafların boşanmayı sağlamak için bu nafakayı ödemeyi kabul ettiğini...

      Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şartları oluşmadığından asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının doğru olduğu anlaşıldığından davacı-davalı erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, yoksulluk davası yönünden, davalı tarafından ise, velayetin değiştirilmesi ve yoksulluk nafakası davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi yanında, davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını da talep etmiştir. Dava dilekçesi ile birlikle yatırılan başvurma harcı, dilekçedeki tüm talepleri kapsar. Başvurma harcı ile birlikte yatırılan maktu karar harcının hangi dava için yatırıldığı anlaşılamamaktadır. Dava dilekçesindeki her bir talep için ayrı ayrı maktu ve nispi harçların yatırılması gerekmektedir....

        , buna göre, yeniden hüküm kurularak davacı erkeğin iştirak nafakasının azaltılması talebinin reddine, karşı davada davalı/k.davacı kadının iştirak nafakası artırılması talebin kısmen kabulü ile, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun oranda artırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ...için aylık 350 TL iştirak nafakasının dava tarihinden aylık 200 TL'e indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava; iştirak nafakasının kaldırılması isteğine ilişkindir. Tarafların Emirdağ Asliye (Aile) Mahkemesinin 27/04/2010 tarihinde kesinleşen 2007/218 esas, 2010/183 karar sayılı ilamı ile çekişmeli olarak boşandıkları, küçük Can Sarı'nın velayetinin annesine verildiği ve Can için aylık 300 TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Elde ki bu dava ile yukarıda sözü edilen ilam ile hükmedilen aylık 300 TL iştirak nafakasının kaldırılması istenmektedir. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK nun 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 5.880 TL sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vasi vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin oğlu ile davalının boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, boşanma ilamı ile 100,00'er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ancak müvekkilinin oğlunun boşanmadan sonra psikolojik rahatsızlığı nedeniyle kısıtlandığını, davacının oğluna vasi olarak atandığını belirterek; kısıtlının çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile ödemekle yükümlü olduğu iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, aylık 100,00 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 50,00 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davalı temyiz dilekçesinde; tarafına ödenen yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasını...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; iştirak nafakasının indirilmesi, nafakanın artırılmasına ilişkin protokol hükmünün iptali ve protokolün 5, 6 ve 7 nolu bentlerinde yer alan hükümlerin kaldırılması ve yeniden düzenlenmesine ilişkin taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu