Taraflar, açılan boşanma davası sonucunda anlaşmalı olarak boşanmışlardır.Anlaşma ve tarafların kabulü gereği protokol hükümlerinin tesdiki ile ilama aynen geçirildiği boşanma kararı ile bellidir. Tarafların yükümlülüklerine ilişkin yaptıkları bu protokol, hukuki niteliği itibariyle genel sözleşme hükümlerine tabidir. Tarafların serbest iradeleriyle yaptıkları bu sözleşmedeki edimler arası denge sonradan bozulur ve ifa aşırı derecede zorlaşırsa uygulanamayan bu protokolün hakim müdahalesi ile uyarlanması mümkündür. Ancak, davacı dava dilekçesi ile boşanma kararında yer alan protokol hükümlerinde iştirak nafakası bulunmadığı ve çocuk ile ilgili yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediğinden söz ederek bu hususa ilişkin talep ve dava hakkını saklı tutup iştirak nafakası kalemini ilgilendiren mali yükümlülükler yönünden dava tarihinden itibaren aylık 3.500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....
Toplanan deliller,boşanma ilamı, tanık beyanları,anlaşmalı boşanma davasında sunulan ve nafakanın bu miktarda kabul edildiğine ilişkin protokol tarihi, bu tarihte de davacının kayıtlı çalışmasının bulunmaması, davacının buna rağmen aşamalarda o tarihlerde ekonomik durumunun yeterli olduğuna ilişkin beyanı,önceki boşanma davasında verilen kararın ve nafakanın kesinleştiği tarih ile eldeki dava arasında geçen süre,davacının boşanma ilamına yönelik kanun yollarından vazgeçtiğine ilişkin sunduğu dilekçe tarihi birlikte değerlendirildiğinde; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu,kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı,yeterli,denetime açık,hükme elverişli,dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı davacı yanın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1- b-1 md.gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2010/349 E.-2010/403 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıklarını, bu karar ile 2006 doğumlu müşterek çocuk Sude lehine aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ve nafakanın her yıl %20 oranında artışına karar verildiğini, müvekkilinin boşanma sürecinde psikolojik sorunlar yaşadığını, söz konusu kararı müzakere edemediğini, müvekkilinin devlet memuru olarak görev yaptığını, devlet memurlarına her yılın ilk 6 ayı %3, ikinci aylık ayı %3 zam verildiğini, maaşının artış oranı ile nafakanın artış oranı karşılaştırıldığında arada büyük fark olduğunu, Adalet Bakanlığının her ay ödediği 210 TL fazla mesai ücretinin kaldırılması nedeni ile maaşında düşüş meydana geldiğini, ayrıca Van şehrinde yaşanan depremler neticesinde maddi zarara uğradığını, bu nedenle müşterek çocuk lehine takdir edilen ve halen ödenmekte olan 348 TL iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesi ve yıllık %20 olarak belirlenen nafaka artış oranının yıllık memur maaş artış oranına endekslenerek...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı erkek tarafından açılmış yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığı taktirde uyarlanması ve aylık 500'TL ye indirilmesi istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı kadın tarafından açılmış yoksulluk ve iştirak nafakasının yükseltilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/358 Esas 2014/427 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, mahkeme kararının 26/09/2014 tarihinde kesinleştiği davacı için aylık 700,00 Dolar yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 300 Dolar iştirak nafakasına hükmedildiği, mahkeme kararının 26/09/2014 tarihinde kesinleştiği, davacı erkeğin nafakaların kaldırılması olmadığı taktirde Türk Lirasına uyarlanarak indirilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere; her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın protokol ile kararlaştırıldığını ve anlaşmalı boşanma üzerinden henüz 1 yıl dahi geçmediğini belirterek davanı reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için takdir edilen 1.000 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda; iradın azaltılması için ya tarafların mali durumunun değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir....
aylık 1.000,00 USD tutarlı iştirak nafakasının Türk Lirası cinsinden ve aylık 2.000,00 TL olarak belirlenmesini talep ve dava etmiş; 10.05.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ek olarak belirlenen aylık 500,00 USD eğitim giderinin de öncelikle kaldırılmasını, olmadığı takdirde aylık 500,00 TL'ye indirilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 31.03.2011 tarihinde protokol düzenleyerek anlaşmalı olarak (TMK m.166/3) boşanmışlardır. Dava anlaşmalı boşanma hükmü ile karar altına alınan parasal hükümlerin kaldırılması ve indirilmesine yöneliktir. Davacı erkek boşanmadan sonra eldeki dava ile protokolde geçen ve mahkemece hükme bağlanan iştirak ve yoksuluk nafakalarının indirilmesi ortak çocukların bakıcı ücretleri ile özel okul, kurs ve diğer eğitim giderlerine yönelik hükmün kaldırılması ile ortak çocuklar ve davalı kadın lehine hükme bağlanan sağlık sigortalarına yönelik hükmün kaldırılması veya makul bir bedelle sınırlandırılmasına yönelik iş bu davayı açmış mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılma talebinin reddine, yoksulluk nafakasının 250 TL'den 100 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuklar için hükmedilen 250'şer TL iştirak nafakasının 200'er TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyası incelendiğinde; 18.10.2010 tarihli "Protokole" dayalı anlaşmalı boşanma olduğu, davacı Mesut'un duruşmada imzalı beyanı ile protokol gereğince 250 TL yoksulluk nafakası ve müşterek 3 çocuk için 250'şer TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 1.000 TL nafakayı ödemeyi kabul ettiği, dosya kapsamına göre davacının kuaför dükkanı işlettiği, mahkemece; davalı kadın ve müşterek 3 çocuk için 250'şer TL olmak üzere toplam 1.000 TL nafakaya karar verildiği, hükmün 02.03.2011 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 15.12.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalı ve müşterek çocuk için boşanma neticesinde belirlenen toplam 1.000,00 TL’lik yoksulluk ve iştirak nafakasının dava tarihi olan 20.03.2015 tarihinden itibaren davacının askerlik hizmetini yaptığı 20.10.2015 tarihleri arasında tedbiren durdurulmasına,bu tarihler arasında davacının nafaka ödeme borcundan muaf tutulmasına; 20.10.2015 tarihinden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakasının yeniden düzenlenmesine, bu kapsamda 20.10.2015 tarihinden itibaren davalı için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakası olmak üzere aylık toplam 600,00 TL nafakanın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; anlaşmalı boşanma neticesinde hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının azaltılması istemine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla ve eksik harç ikmal ettirilmekle, asıl dava yönünden yoksulluk nafakasının kaldırılması için öncesinde hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğini, bunun yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi için dava şartı olduğunu, dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakasının bulunmadığını, yoksulluk nafakasının zaten evlenmeyle kendiliğinden kalkacağını, birleşen dava yönünden ise iştirak nafakası para biriminin sabit kura bağlanması veya Türk Lirasına çevrilip azaltılmasının talep edildiğini, boşanma 07.02.2018’de kesinleştiğini, o tarihte ABD dolarının 3.77 TL dava tarihi olan 8.7.2019’da ise 5.72 TL olduğunu, Doların Türk Lirası karşısında % 66 değer kazanmışsa da, tacir olan davacı için ülkemiz ekonomik koşullarındaki değişimlerin öngörebilir olduğunu, yabancı paranın Türk Lirası karşısında enflasyon oranında değerlenmesinin...