Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi dilekçesinde özetle; yerel mahkemece anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiğini ve protokol imzaladıklarını, ancak anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini, davanın çekişmeli boşanmaya dönüştürülmesini talep ettiğini, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2012/14467 Esas, 2012/31520 Karar sayılı kararında "...Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, davacının bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir durumda davaya, çekişmeli olarak devam edilmesi, buna bağlı olarak taraflara delil göstermeleri için imkan tanınması, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve kanunda yer alan boşanma sebebinin gerçekleşip' gerçekleşmediği saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

iştirak nafakasının arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı koca hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

katlanılamaz hale geldiğinin kanıtlanamadığını, anlaşmalı boşanma davasında takdir olunan nafakanın tarafların ortak kabulünde olduğunu ve bir tarafın sırf boşanmayı sağlamak amacıyla katlanamayacağı nafaka yükümlülüğü altına girmesinin iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davacının davasının reddine ve davalı kadın lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının mal varlığını hileli olarak devrettiğini, davacının müteahhitlik yapmaya devam ettiğini ve ekonomik durumunda değişim olmadığını, yoksulluk nafakasının anlaşmalı boşanma davası ile belirlendiğini, müşterek çocukta göz rahatsızlığı olduğunu ve iştirak nafakasının yakın zamanda belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı için ödenen yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye ve müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; tarafların... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/150 Esas ve 2011/492 Karar sayılı ilamı ile 18.07.2011 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 21.07.2011 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasındaki velayet ilişkin davada .......

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması/İndirilmesi - :İştirak Nafakasının İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan yoksulluk nafakasının kaldırılması, kaldırılmasının kabul edilmemesi halinde indirilme ve ortak çocuk yararına iştirak nafakasının indirilmesi davasında ilk derece mahkemesince davaların reddine karar verilmiş, hüküm hakkında davacı erkek tarafından istinaf kanun yolu incelemesi talebi üzerine ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince “davacının istinaf başvurusunun kanuni süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir. Dosya kapsamı ve UYAP üzerinden yapılan incelemede, Ankara 8....

        üzerine kayıtlı malvarlığının olmadığı, davacı-karşı davalı erkek tarafından iştirak nafakasının ve eğitim giderinin kaldırılması ya da indirilmesi talepli davalı-karşı davacı kadın tarafından ise iştirak nafakasının ve eğitim giderinin artırılması talepli iş bu davaların açıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda yukarıda karar özetinde belirtildiği şekilde karar verildiği, mahkeme kararının usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edildiği, taraf vekillerince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

        Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 500 TL yoksulluk nafakasının, davalı kadının boşanma davasından sonra kendi adına kayıtlı olan bir taşınmazını 900.000 TL bedelle satarak zenginleştiği iddiasıyla kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma davası sırasında da davalının bu taşınmaza malik olduğunu, davacının protokolle bu nafakayı ödemeyi kabul ettiğini, boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında bir değişme olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı ile anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildi ise de o an ki kızgınlık ve öfke ile boşanmak istediğini söylediğini, eşini ve çocuklarını sevdiğini ve yuvalarının yıkılmasını istemediğini belirterek kararın iptalini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Davanın kadın tarafından TMK 166/3 maddesinden anlaşmalı boşanma karar verilmesi için açıldığı anlaşılmaktadır. Resen kamu düzenini ilgilendiren haller dışında davalının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda ilk derece mahkemesince tarafların duruşma sırasındaki beyanları esas alınarak TMK 166/3 maddesine göre anlaşmalı boşanma,velayet ve iştirak nafakası hakkında hüküm tesis edildiği usul hükümlerinin doğru uygulandığı, maddi hukukun uygulanmasında hata edilmediği anlaşılmıştır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava İİK'nın 16. maddesine dayalı icra müdürlüğü işlemini şikayettir. Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının müşterek çocuğun reşit olması sebebiyle sona erdiğine dair icra müdürlüğüne talepte bulunmasına karşın icra müdürlüğünce müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılma talebinin nafaka kararını veren mahkemece karara bağlanacağından bahisle reddedildiğini belirterek icra müdürlük kararının kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Boşanma veya ayrılık vukunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir....

          UYAP Entegrasyonu