Yeterli ekonomik gücü olan tarafın çocuğun ihtiyaçlarına uygun miktarda iştirak nafakası vermesi isteğin aşılması kuralına aykırılık oluşturmaz. Çünkü iştirak nafakası isteğe bağlı olmayan ve re'sen verilmesi gereken bir nafaka türüdür. Farklı düşünüyorum....
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası kesinleştiği halde kadın yararına 150 TL yoksulluk, çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının kesinleşmiş olduğu gözetilmeden bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438)....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi dikkate alındığında mahkemece boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı yeterli bulunmadığı gibi davacı tarafça yoksulluk - iştirak nafakalarının her yıl Tefe- Tüfe oranında artırılması talep edildiği halde bu talep hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi de doğru görülmediğinden, davacı kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin 8 nolu hüküm fıkrası ile 6 nolu hüküm fıkrasının iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, HMK'nun 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına TMK'nın m.175 uyarınca aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takdir edilen yoksulluk nafakası ile iştirak nafakalarının boşanma kararının kesinleştiği tarihten bir yıl sonra geçerli olmak üzere her yıl Tüfe-Üfe ortalaması oranında artırılması gerektiği...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalının iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası konusunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna müracaat edilmeyerek kesinleştiğinden, bu hususlara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalının kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının...
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 .bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan " ve hükmün kesinleşmesinden itibaren " sözcüklerinden sonra gelen " ... için 200 TL , ... için 200 TL. olmak üzere toplam 400 TL. iştirak nafakası" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına yerine "... için 100,00 TL. iştirak nafakası " sözcüklerinin ve rakamının yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.05.2013 (Per.)...
Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı-davalı erkek vekili; iştirak nafakası miktarının fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı kadın vekili; iştirak nafakası miktarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya ve bozma ilamının amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat istekleri, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönünden, davalı kadın tarafından ise, tümü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek tahkikat aşamasında velayet altında bulunan müşterek çocuklar için iştirak nafakası talebinde bulunmuş mahkemece isteğin süresinde yapılmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davacı erkek vekili tarafından 27.08.2019 havale tarihli dilekçe ile gerekçeli kararın 3 nolu hükmünde iştirak nafakası yazılacağı yerde maddi hata sonucu yoksulluk nafakası yazıldığını, boşanma protokolünde o nafakanın da iştirak nafakası olarak düzenlendiğini,yazım hatası yapıldığını, 3 nolu hükümdeki yoksulluk nafakası ibaresinin iştirak nafakası şeklinde düzeltilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, 19.9.2019 tarihli tashih şerhi ile gerekçeli kararın 3 nolu bendindeki yoksulluk ibaresinin iştirak olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/1 maddesinde "Hükümdeki yazı ve hesap hatası ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebilir." hükmü yer almıştır....
Açıklanan sebeplerle kadının düzenli bir işte çalışıp çalışmadığı hususunda dosya kapsamına göre çelişki mevcut olduğundan, mahkemece kadının düzenli bir işi ve gelirinin olup olmadığı, var ise gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususlarında araştırma yapılması (TMK m. 175) gerekirken, eksik inceleme ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....