Savcılığına intikal ettiğini, soruşturmanın halen devam ettiğini, müvekkili elinden rızası hilafına çıkan çeklerin kimliği belirsiz, kişi veya kişilerce daha sonra üzeri doldurulup sahte imzalarla keşide edilip, ciro edilmek suretiyle kullanıldığını, iş bu çeklerden olan davaya konu çekin tahsil için icra takibine konulduğunu, çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, çekin keşidecisi olan davacının dava dışı cirantalarla birlikte borçlu olduğunu, takibin itirazsız kesinleştiğini, davacı ve diğer borçluların davalıyı dolandırdığını, bu nedenle C. Savcılığına şikayette bulunduklarını, davacının basiretli tacir gibi davranıp çek iptali davası açması gerekirken bunu yapmayıp, müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....
Şirketi yetkilisi ... ... imzası ile verildiği, ancak beklenilen mal gelmediği gibi çeklerin factoring şirketlerine temlik edildiğini öğrendiğini, davalıların elindeki çeklerin Yönetmeliğin 22.maddesine göre alacağın tevsik edici belgeye bağlanması gerektiğini ileri sürerek çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davadaki davalılar vekilleri davanın haksız olduğunu, dava konusu çeklerin ve faturaların davacı şirketin defter kayıtlarında mevcut olduğunu belirterek ayrı ayrı davaların reddini istemişlerdir....
Davacı taraf, haciz baskısı altında borçlu olduğu miktardan fazla ödediğini iddia etmektedir. İstirdat; geri alma, İstirdat davası ise; borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödenen paranın geri alınması için açılan dava türüdür. Davacı taraf "davalı tarafa bu miktar borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödeme yaptığını" iddia ettiğinden, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2014/20553 E. , 2015/11664 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, dava istirdat davasıdır....
Bu durumda aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edebilir ve itiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer hâlde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması hâlinde borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir (İİK. m. 72/2). Alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür (İİK. m. 72/3). Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır....
İcra Müdürlüğünün 2011/6845 esas sayılı dosyalardan borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iptali ve iadesi, ilgili senetlerin dava sırasında ödenmek zorunda kalınması halinde ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 7.491,52 TL bedelin tahsili ile Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün 2011/6845 esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının tespiti konusunda hüküm oluşturulmasına rağmen, davacının Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/7302 esas sayılı dosyasına ilişkin talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Anılan bu düzenlemeye aykırı olarak karar verilmesi doğru bulunmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Tekstil Konf.Turz.Gıda San.ve Tic.Ltd.Şti. nin elinden rızası dışında çıktığını ve çekin iptali için bu kişi tarafından çek iptali davası açıldığını, açılan davada ödeme yasağı kararı verildiğini, bu ödeme yasağı kararı nedeniyle, davalı tarafça çekin bankaya ibrazı anında hesapta yeterli bakiye bulunmasına rağmen ödemenin yapılmadığını ve bu davalı tarafça ödeme yasağı nedeniyle, ödeme yasağını veren mahkemeye başvurmadan ihtiyati haciz kararı aldırdığı, BK 117 maddesi gereğince, kendilerine kusur atfedilemeyeceğinden, cebri icra zoruyla kendilerinden tahsil edilmek istenen çek bedeli 118.488,69 TL dışında kalan faiz, komisyon, tazminat, harç, vekalet ücreti, masraf vs. tüm alacak kalemleri toplamı olan 19.250,00 TL kadar davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile istirdatına, %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile arasında 2012 yılı özel ... hizmeti alım sözleşmesi imzalandığını, dava dışı ...’un trafik kazası sonucu 13/07/2011 tarihinde tedavisinin yapıldığını ancak hasta için sehven 2 fatura kesilmesi nedeni ile davacı tarafından protokolün 11.1.16. maddesine göre 10.000,00 TL para cezası kesildiğini, borçlu olmadığının tespiti ile 10.000,00 TL’nin fiili ödeme gününden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, davalı ... şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminat bedelini, sigortalısı olan davacı aleyhine alkol nedeniyle rücu istemiyle başlattığı icra takibine ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) ile davanın devamı sırasında ödenen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, menfi tespit ile birlikte alacağın tahsili halinde istirdadına ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş; davanın devamı sırasında, davalının başlattığı icra takibi kapsamında, ödeme yaptığını belirterek bu bedel için istirdat kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafın talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip konusu alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
Mahkemece, sözleşme hükümlerine göre davacının akitten dönme hakkını kullanmasının doğru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı ile arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin iptaline, davacı şirketin bu sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, borçlu olmadığının tespiti yanında ödemek zorunda kalacağı paranın istirdadını da İİK.nun 72. maddesine göre talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında akdin geçerliliğini kaybettiği belirlenmiş ve davacının borçlu olmadığının tespitine karar veRilmiş ise de, davacının diğer talebi olan istirdat istemi hakkında bir hüküm oluşturulmamıştır. Bu durum HUMK.nun 74.maddesine aykırılık teşkil ettiği için hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 15.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
icra takip dosyasına istinaden 13.343,62- TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, B-Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ İLE, asıl alacağın % 20'si olan 2.668,72- TL kötü niyet tazminatının davalı şirketten alınarak davacıya VERİLMESİNE, " karar verilmiştir....