Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına ve bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm verilmiş bulunmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, menfi tespit davası sırasında paranın icra dairesine ödenildiği bildirilmemiş böylece davaya istirdat davası olarak bakılamamış ise daha sonra açılacak istirdat davasında bir yıllık hakdüşürücü süre menfi tespit davasının kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda, davalıya ödemenin 14.5.2004 tarihinde yapıldığı, menfi tespit davasının kararının 08.01.2010 tarihinde kesinleştiği, davaya konu icra takibinin başlatıldığı tarih ile menfi tespit davasının kesinleştiği tarih arasında 1 yılı aşkın süre geçtiğinden davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      MAHKEME: "Dava itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davasıdır. Aynı konu ile ilgili Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/309E sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunmaktadır. Menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından Yargıtay 19.HD'nin 2015/5790E 2015/14906K sayılı ilamında da belirtildiği gibi her iki davanın talep sonucu da farklı olduğundan derdestlikten söz edilemez ise de itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş" gerekçesi ile; "Davacı tarafça açılan davanın HMK.nun 114/1- h ve HMK.nun 115/2....

      K A R A R Davacı, menfi tespit davasına ilişkin dava dilekçesinde, abonelik sözleşmesi gereğince borcun icra takibine konu olduğunu ve borç miktarının da 8.863.52 YTL olduğunu belirtmiştir. Davalı-karşı davacı tarafından açılarak bu dosya ile birleştirilen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesine ait olan 2005/660 esas sayılı itirazın iptali davasına konu olan ... 2.İcra müdürlüğüne aat 2005/1121 esas sayılı icra takip dosayasında ise takip miktarı 8.018.205.002 Tl olduğu gibi, takip tarihi de (1.4.2005), menfi tespit davasının açılma tarihinden (28.2.2005) sonradır. Birleştirilen menfi tespit ve itirazın iptali davalarının dayanağı bulunan icra takiplerinin farklı olduğu anlaşılmakla, incelenmesine gerek görülen, menfi tespit davasına ilişkin dava dilekçesinde belirtilmiş olan (esas numarası belirtilmeyen) icra takip dosyasının eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 21.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....

          Mahkemece, toplanan deliller, tüm dosya kapsamına göre tasarrufun iptali davasının kabulü ile; ... İcra Müdürlüğünün 2011/498 sayılı dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere ... ada, 5 parsel sayılı taşınmazdaki 5 no’lu bağımsız bölümde bulunan taşınmazda davalı ... tarafından diğer davalı ...’a 21.02.2011 gün ve 1939 yevmiye ile temlik edilen hisse üzerine haciz ve satış yetkisi tanınmasına, menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı (birleşen dosya davacı) ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile ayrı bir dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir....

            Mahkemece, davanın, davalı idarenin davacının verdiği eğitimi karşılığında davacıya fazla ödendiği ileri sürülerek eğitim ücretinin geri tahsil işlemine ilişkin idari işlem ve eylemden kaynaklandığı, bu nedenlede davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İYUK'a göre idare mahkemelerinin görevlerine, idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan iptal (işlemin iptali) ve tam yargı (idarenin eyleminden kaynaklanan zarar) davaları girer. Hukuk Mahkemelerinde görülebilecek menfi tespit ve istridat davaları idari yargı alanına girmez. Somut olayda; davacı, davalı idarece kendisine gönderilen ve hataen fazla ödendiği iddia olunan 2952 TL'nin iadesine ilişkin yazının tebliği üzerine, eldeki menfi tespit davasını açmış olup, işlemin iptalini istememiştir. Bu durumda görevli mahkemeler Adliye Mahkemeleridir. İdari Mahkemeler görevli değildir....

              Uyuşmazlık; davacının borca itirazı ile duran icra takibi için itirazın iptali davası açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olup olmadığı noktasındadır. Hukuki yarar dava şartlarından olup (HMK m.114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gereklidir. Davalı vekilinin duruşmada alınan beyanı ile davalı (alacaklı) tarafından da iş bu menfi tespit davası açıldıktan sonra itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Baki Kuru'ya göre, Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c....

                Mahkemece, benimsenmiş olan bilirkişi raporunda davacının davalıya olan borç miktarının tespit edildiği de dikkate alınmak suretiyle, davacıya borçlu olmadığının tespiti talebini açıklaması ve buna ilişkin harcını yatırması için önel verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır." gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada, mahkemece, davacı vekilinin; ''bizim menfi tesbit talebimiz yoktur, ihraç kararının iptalini istiyorum'' şeklindeki beyanı üzerine ihtarnamelerin gerçeği yansıtmaması nedeniyle davanın ihraç kararının iptali istemine yönelik olduğu, davacının ihtarnamelerin gerçeği yansıtmamasını menfi tespit olarak nitelemesinin davanın ayrıca menfi tespit davası olduğu anlamına gelmediği, hukuki nitelendirmeyi hakimin yapması gerektiği, bu anlamda açılmış ayrı bir menfi tespit davası bulunmadığı, esasen menfi tespit talebi olsun olmasın ihtarnamelerin gerçeğe uygunluğunun zorunlu olarak tespit...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT-TAPU İPTALİ-TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; menfi tespit ve tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu