Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Somut olayda; dava dilekçesinde, işe iade davasının kesinleşmesinin ardından süresi içinde dava dışı alt işveren şirkete, işe iade talebini içeren ihtarname gönderildiği belirtilmiş, ancak bu ihtarnamenin örneği sunulmamış, tarih ve sayısı bildirilmediği gibi konu hakkında mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Davacı tarafça, işe iade için işverene başvurulmamış olması halinde fiili çalışmanın sona erdiği 01.01.2010 tarihindeki fesih geçerli hale gelecek ve alacak talepleri bakımından hesaplamaya esas ücret, ilgili dönemdeki ücret olacaktır. Ayrıca boşta geçen süre niteliğindeki dört aylık süre, hesaplamaya esas hizmet süresine eklenilmeyecektir....
Noterliğinin ihtarnamesi ile işe başvuru talebinde bulunduğu, işe başvurması için kararın tebliğinden itibaren 10 iş gününü geçirdiği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18.maddesine göre işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları talep edemeyeceği, bu alacakların tahsili ile ilgili icra müdürlüğündeki takibe yapılan itirazın iptali için açılan davanın da reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: İşe iade davası sonunda işçinin başvurusunun süresinde olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Somut olayda, işe iade kararının Yargıtay 9....
-2- Karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini bir ay içinde işçiye bildirmesi gerekir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...