Dava şartı husunun, ihtilafın esasının halinden önce ve öncelikle resen dikkate alınması gereken şart olmakla; davacı vekili tarafından arabuluculuk görüşmelerinde tutanağa geçen beyanlarında açıkça işe iade talebinin görüşme kapsamından çıkartıldığı, son tutanağa işe iade hususunun yazılmasının sonucu değiştirmeyeceği, davacı vekilinin ilk oturumda açıkça ileri sürdüğü talebi sonucu işe iade konusunun arabuluculuk aşamasında görüşülüp müzakere edilmediği, arabuluculuk tutanakları incelendiğinde bu durumun sehven yapılan maddi bir hata olmadığı; zira davacı vekili tarafından işe iadenin müzakere kapsamından çıkartılmasına dair açık ve ayrıntılı beyanda bulunulduğu, Davacı vekilinin arabuluculuk huzurunda vermiş olduğu beyanın hiç bir tereddüt ya da duraksamaya mahal vermeyecek şekilde açık olduğu, her ne kadar son tutanakta sanki işe iade ve işe iade sonrası boşta geçen süre ücreti ve işe alınmama tazminatı konusunda müzakere edilmiş şekilde yazılmış ise de son tutanak incelendiğinde tarafların...
İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9‑232E, 2009/278K.). İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir....
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
İş Mahkemesi'nin 2016/646 Esas sayılı dosyasıyla açılan işe iade davasının kabulüne karar verildiğini, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 4 aylık işe başlatmama tazminatı ödenmesine karar verildiğini, istinaf başvurusu reddedildikten sonra Samsun 6 . Noterliği'nin 23/11/2017 tarihli ihtarnamesi ile işe iade başvurusunda bulunduklarını, davalının Tekkeköy 1....
Davalı vekilince işe iade başvurusunun davalı şirkete yapılması gerektiği davalı vekiline yapılan tebligatın geçerli olmadığı ileri sürülmüştür....
Dosya içeriğine göre davacı işe iade kararı kesinleştikten sonra işe iade başvurusundan önce, yani henüz işe başlatılıp başlatılmayacağı belli olmadan 01.12.2010 tarihinde icra takibine başlamış, takipten sonra 02.12.2010 tarihinde ise işe başlatılmasını talep etmiştir. Bu durumda takip tarihinde başvuru olmayıp başlatılmamada bulunmadığından muaccel bir alacaktan söz edilemez. İtirazın iptali davasının reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır. " gerekçesi ile davacının işe iade başvurusunda samimi olmadığı belirlenmiştir....
İş Mahkemesi'nin 2013/144 esas sayılı dosyasıyla işe iade davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davacının işe iadesine, 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile 4 aylık işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı vekili tarafından gönderilen ihtarnameyle işe iade başvurusunda bulunulduğu, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, davalının davacıyı Isparta'daki işyerindeki işe davet ettiği, işe iade talep tarihi itibariyle davalının Samsun'da işyerinin bulunmadığı, davacı açısından çalışma şartlarında esaslı değişiklik yapıldığından işe davetin kabul edilmemesinin yerinde olduğu, davacının işe başlatmama tazminat talep hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin davalı Belediye ile dava dışı Doğa Organizasyon Şirketine karşı açtığı feshin geçersizliği ve işe iade davasında davalı Belediye yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, davalı Belediyenin işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret alacaklarından sorumlu tutulmadığı ve kararın bu şekilde kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde, davalı Belediyenin işe iade kararının mali sonuçlarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacı kesinleşen işe iade kararı sonrasında işe iade yükümlülüğü bulunan dava dışı Doğa Organizasyon Şirketine usulüne uygun olarak işe iade başvurusunda bulunmadığından işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Buna göre, davacının işe iade kararının mali sonuçlarına hak kazanması da mümkün değildir. Mahkemece, davalı Belediyenin işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret alacaklarından sorumluluğuna hükmedilmesi hatalıdır....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde işe iade kararında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları gereğince, işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda, işverence yapılan fesih 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....