Ancak, davacı şirketin 24.12.2012 tarihli prim ve belge istemine yönelik Kurum işlemine yaptığı itiraz ile 26.04.2013 tarihli itirazlarına Kurumca herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı bu kapsamda idari para cezasına ilişkin olarak yapılan itiraz nedeniyle alınan idari para cezası komisyon kararı dışında prim tahakkuk komisyonu kararının var olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, bu karar ve prim tahakkukuna ilişkin kurum yazılarının davacı şirkete hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin belgeler de anlaşılamamaktadır....
Dosyada fazla mesai alacağına ilişkin uyuşmazlık öne çıkmaktadır. Davacı şehirlerarası otobüs şoförü olarak maaş+sefer primi (harcırah) ile çalışmaktadır. Sefer primi gidilen yolun uzunluğuna göre değişkenlik göstermektedir. Prof. Dr. Sarper Süzek 2010 yılında yayınlanan iş hukuku kitabının 6 baskısının 311. sayfasında primi ücretin eki olarak nitelemiştir. Prim, asıl ücret değildir. Prof. Dr. Nuri Çelik'te 2014 yılında yayınlanan iş hukuku dersleri kitabının 27 basısının 188. sayfasında primi ücretin eki olarak nitelemiştir. Prim, asıl ücret değildir. Somut olayda, gidilen yolun uzunluğuna göre belirlenen primin ek bir çalışmanın karşılığı olduğu tartışmasızdır. Hal böyle iken primi asıl ücret gibi değerlendirip, fazla mesai alacağını maaş+prim toplamına göre % 150 zamlı olarak hesaplamak isabetsizdir. Zaten Dairemiz, maaş+prim usulü çalışan satış elemanlarında fazla mesai alacağının prim katılmadan sadece sabit ücrete göre hesaplanması yönünde kararlar vermektedir. Yargıtay 9....
Vergi Mahkemesi tarafından verilen kararın dava konusu alacakla ilişkili olmadığı, davacı ile emsal nitelikte çalışanlara prim ödendiği, ve önceki yıllarda davacıya dava konusu primlerin ödenmiş olduğu davacının prim ödemesi alabilecek pozisyonda çalışmadığına ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı, davacıya kıdem tazminatına ek olarak 53.273,82 TL ikramiye ödendiğine ilişkin istinaf sebebi olarak gösterilen ödemenin dava konusu alacağa ilişkin yapıldığının ispatlanamadığı, davacının çalıştığı süre kadar 11 aylık ödemeye hak kazandığı, ödemenin yapıldığı tarihte çalışması gerektiğine ilişkin bir koşulun ileri sürülemeyeceği, böylelikle davacının bir yıl için 3 aylık ücreti tutarında hesap olunan primin 11 aylık karşılığı olan 32.348,80 TL prim alacağına hak kazandığı anlaşılmakla davacının 2017 yılının tamamında çalışmış gibi prim alacağına karar verilmesi hatalıdır. Davalının bu yöndeki istinaf itirazı yerindedir....
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır. …” hükmüne yer verilmiş, 29. maddenin “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/147 KARAR NO : 2022/765 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/42 ESAS, 2021/443 KARAR DAVA KONUSU : İş (SSK'ca Belirlenen Eksik İşçilik Prim Tutarına İtiraza İlişkin) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi T10 vefat ettiğini, muris Hamza'nın belediyede işçi olarak çalışırken 13.04.2007 tarihinde emekli olduğunu, ve yaşlılık aylığı bağlandığını, murisin Hizmet-İş sendikası üyesi olduğu,2005- 2007 ve 2007- 2010 yılları arasında belediye ile sendika arasında TİS imzalandığını, prime esas kazançların belediye tarafından 01.03.2005 den sonra SGK ya az bildirildiği, maaşların bankadan ödendiği, TİS de temel ücrete ilave edilecek ücretlerin belirtildiği, 30.07.2019 tarihli dilekçe ile bu durumun düzeltilmesi için davalı belediye başkanlığına ve SGK ya başvurdukları, ancak bir sonuç alınamadığı...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/147 KARAR NO : 2022/765 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/42 ESAS, 2021/443 KARAR DAVA KONUSU : İş (SSK'ca Belirlenen Eksik İşçilik Prim Tutarına İtiraza İlişkin) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi T10 vefat ettiğini, muris Hamza'nın belediyede işçi olarak çalışırken 13.04.2007 tarihinde emekli olduğunu, ve yaşlılık aylığı bağlandığını, murisin Hizmet-İş sendikası üyesi olduğu,2005- 2007 ve 2007- 2010 yılları arasında belediye ile sendika arasında TİS imzalandığını, prime esas kazançların belediye tarafından 01.03.2005 den sonra SGK ya az bildirildiği, maaşların bankadan ödendiği, TİS de temel ücrete ilave edilecek ücretlerin belirtildiği, 30.07.2019 tarihli dilekçe ile bu durumun düzeltilmesi için davalı belediye başkanlığına ve SGK ya başvurdukları, ancak bir sonuç alınamadığı...
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 82'nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır. …” hükmüne yer verilmiş, 29. maddenin “4'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır....
Taraflar arasında prim alacağı yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “prim” ve “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur. Prim, işçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödemeler şeklinde tanımlanabilir. Prim ödemesinden amaç, işçinin dava verimli bir şekilde çalışmaya özendirilmesidir....
Dosya incelendiğinde davacının davalı iş yerinde 10/01/2008- 11/12/2015 tarihleri arasında 7 yıl 11 ay 1 gün çalıştığı, iş akdinin işveren tarafından feshedildiği, davacı tarafından İstanbul 2. İş mahkemesinin 2015/1059 E. Nolu dosyası ile işe iade davacı açıldığı, mahkemenin 2016/395 sayılı kararı ile davacının işe iadesine karar verildiği, kararın 22/11/2016 tarihinde onanarak kesinleştiği, davalı tarafından davacının 07/02/2017 tarihli ihtarname ile işe başlatılmayacağının bildirildiği görüldü. Bu şartlarda davacının 4 aylık boşta geçen süreninde eklenmesiyle hizmet süresinin 8 yıl 3 ay 1 gün olduğu 2016 son brüt ücretinin 5.245,34 XX 180 ocak ücretinin 5.728,58 TL olduğu anlaşıldı. Belirlenen bu ücretlere göre davacının bakiye kıdem ve bakiye işe başlatmama tazminatı alacağı hesaplanmıştır. Davalı vekili tarafından davacının davalı iş yerinde çalışmadığı, bu nedenle prim ücetine hak kazanmayacağı belirtilmiştir....
Davacının, çalışma esasları ile çalışması sırasında tabi olacağı statü yukarıda sıralanan mevzuat çerçevesinde ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup; anılan düzenlemelere egemen ilkeler ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesinde yer alan “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” hükmü de gözetildiğinde; çalışma ilişkisinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelenmeye olanak verecek bir bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı, ücretli öğretmenlerin öngörülen ve önceden belirlenen süre dâhilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarını göstermektedir....