bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç iş günü içinde bildirilmemesi nedeniyle iş kazası sayılmamasına" karar verildiğini belirterek, 27/09/2010 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası niteliğinde olduğunun ve müvekkilin malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şayet, kaza bir trafik-iş kazası ise davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun " İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI İLE HASTALIK BAKIMINDAN İŞVERENİN VE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN SORUMLULUĞU" başlıklı 21. maddesinin 4. fıkrası olup, anılan düzenlemede, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir....
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını ancak dosyada vekil eden kurumun uyap ortamına fer'i müdahil kaydedilerek gerekçeli karar da da fer'i müdahil olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davanın hizmet tespiti davası olmadığını iş kazası tespiti davası olduğunu bu sebeple müvekkili kurumun dosyada davalı sıfatına sahip olduğunu, ancak mahkemece fer'i müdahil olarak kabul edilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacı murisinin 25/09/2019 tarihinde maruz kaldığı ve ölümüyle sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespiti davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar tüm taraf vekillerince istinaf edilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 30/04/2019 NUMARASI : 2018/306 Esas - 2019/145 Karar DAVA KONUSU : İŞ KAZASI OLDUĞUNUN TESPİTİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının murisi eşi Taner Sarı'nın TTK Kozlu müessesesine ait iş yerinde çalışırken çalışma saatleri içerisinde rahatsızlanarak vefat ettiğini, davacının ölümünün davalı işverene ait iş yerinde olması nedeni ile iş kazası olduğunun açık ve net olduğunun, davacının davalı SGK ya başvuru yaparak iş kazası ölüm geliri bağlanması talebinde bulunduğu ancak davalı kurumun iş kazası kabul etmeyerek taleplerini reddettiğini belirterek davacı murisi Taner Sarı'nın ölümünün iş kazası sonucu olduğunun tespiti ile davacıya tespit tarihini takip eden ay başından itibaren ölüm maaşı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
----süresinin olay/kaza tarihinden itibaren ------ aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa edildiği, -----karar numaralı ----- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının, ---- ; ----- aya kadar uzayabileceğine ay birliği ile mütalaa edildiği, Geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik zararı;------- rant adı verilen formülle hesaplama yapıldığında; Davacı ---- geçirmiş olduğu kaza sonucu; geçici iş göremezlik zararı;---- geçici iş göremezlik dönemi zararının ---- olduğu, kaza tarihinde prime esas kazancının bulunmuyor olması nedeni ile --- tarafından yapılan bir ödemeden söz edilemeyeceği, Davalı ----- sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 Kusurlu olduğunun kabulü ile talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının ---- olabileceği,------mahkemenin karar vermesi halinde; Daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybının ise --- maluliyet oranı sonrası ----şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %75 Kusurlu olduğunun kabulü ile talep...
İş Mahkemesi'nin 2016/762 Esas sayılı dosyasında görülen maddi ve manevi tazminat istemli dava dosyası kapsamında dinlenilen tanıkların davacının iş kazası geçirdiğini açıkça beyan ettiklerini, davalı kuruma başvuru yapılarak iş kazasının tespitine yönelik talepte bulunduğunu, yeterli bilgi ve belge bulunmadığından bahisle iş kazasının tespiti yönündeki taleplerinin reddedildiğini, davacının, maruz kaldığı kazanın iş kazası olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ceza yargılamasına ilişkin dosya ile sigorta müfettişi tarafından düzenlenen rapor tüm içeriğiyle dosyaya katıldıktan; ceza yargılaması sonucu kesinleşen maddi olgular ve aynı zamanda güvenlik görevlisi olarak çalışan kişinin, yolcu taşımaya uygun olmayan kamyonetle servis şoförü olarak görevlendirildiği yönü de gözetilmek suretiyle; iş kazasının gerçekleştiği alan ile işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm davalıların 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi uyarınca iş kazasının oluşumunda kusurlarının bulunup bulunmadığı ve kazanın oluşumundaki etki oranının tespiti gereği üzerinde durulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2020 NUMARASI : 2018/1198 ESAS, 2020/118 KARAR DAVA KONUSU : İŞ KAZASI TESPİTİ KARAR : Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda Mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/04/2012 günü davalıya ait inşaat işyerinde çalışırken 4. kat asansör boşluğundan aşağı düşerek yaralanması ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren vekili, davacının yanında çalışmadığını, çalışan işçilerinin sigorta kaydını yaptığını, davacıyı tanımadığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi raporunun hatalı varsayımlara dayandığını, kararın yanlış hukuki değerlendirmeler içerdiğini, olayın iş kazası olmadığını, davacının görevlendirilmediği halde müdahale ettiğini belirterek, mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, iş kazası tespiti talebine ilişkindir. İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesinden ( 5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden ) kaynaklanmaktadır....
Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan 5521 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur: a) Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b) Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu'ndan kaynaklanmalıdır. Somut olayda, davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisi bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla davalı, davacı işçinin işvereni değildir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın iş akdinden veya İş Kanunu'ndan doğmadığı giderek davada, yukarıda sözü geçen Yasa'nın 1. maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir....