Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu 13.10.2005 tarihli zararlandırıcı olaya dair Kurumun(SGK) kazası tahkikatı ve giderek davacılara kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığına dair bir kaydın bulunmadığı, ayrıca dosyaya rapor sunan kusur bilirkişilerinin hiç birinin güvenlik uzmanı olmadığı anlaşılmaktadır....

    Somut olayda; kazası olduğu iddia olunan 10.05.2010 tarihli zararlandırıcı olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalının maluliyet oranının tespiti ve giderek kendisine kazası sigorta kolundan gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Bu açıklamadan olarak belirtilen husustaki eksiklik giderilmeden Mahkemece neticeye varılması doğru olmamıştır....

      Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesine rağmen Kurumun zararlandırıcı olayı kazası olarak nitelendirmediği ve bunun bir sonucu olarak da davacının Kurumca tespit olunan bir maluliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        Bu ilke gereğince mahkeme olayın kazası olup olmadığının tespiti için özgürce uzman kişi ve kuruluşlardan görüş sormak suretiyle maddi gerçeği tesbit edip vicdani kanaatine göre karar vermelidir. İş kazasının tanımını yapan 506 Sayılı Kanununun 11.maddesine göre; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen ve sigortalıyı bedence ve ruhca arızaya uğratan olay kazasıdır. Yapılacak , olay Kurumca kazası olarak kabul edilmediğine ve davacılara gelir bağlanması için açılan dava olayın kazası olduğunun tespitini de içerdiğine göre, mahkemece yapılacak , murisin ölümüne yol açan kazanın 506 Sayılı Kanununun 11.maddesine göre kazası sayılıp sayılmayacağı konusunda gerektiğinde uzman kişi ve kuruluşlardan görüş sormak suretiyle bir karar vermekten ibarettir.. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          İş kazasının tesbiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında ise Kurum taraf olmadığının”belirtildiği,ilgili bozma ilamında Yapılacak olarak “davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumu’na ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tesbiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise, davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli göremezlik oranının belirlenmesi giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermek” olduğunun açıklandığı, mahkemece Bozma ilamına uyma kararı verilmesine rağmen Bozma ilamının yapılacak kısmında belirtilen hususların yerine getirilmediği anlaşılmıştır....

            İş kazası bildirimi nedeniyle davalının Etimesgut Şehit Nejdet Alıcı Polis Merkezi amirliğinde 13/10/2020 tarihinde alınan ifadesinde 29/09/2020 günü 23.30 sıralarında sağ bileğinde ve sağ ayağında ağrı hissettiğini, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesine gittiğini, kazası geçirdiğini beyan etmediğini, kazası da geçirmediğini, herhangi bir Adli olay olmadığını beyan ettiği görülmüştür. Davacı, dava açılmadan kuruma başvurmuş, medula kayıtlarında raporun kazası olarak gösterilmesi nedeniyle kurum tarafından değişiklik yapılamayacağı belirtilerek talebi reddedilmiştir....

            Davanın niteliği itibarıyla davacının yaralanmasına yol açan kazanın kazası olup olmadığının ve kazası ise, hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesi gerektiği açıktır. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5.madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık...

              Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın ......

                Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın ......

                  Sigortalının davalı şirketin işçisi olduğu, olay günü otomobil pres makinasından bilyeyi çekiç ve keski yardımı ile çıkarmaya çalışırken bilyenin parçalanması sonucu çelik parçalardan birinin gözüne isabet ettiği, olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edildiği, dava konusu olay nedeniyle sigortalıda % 43,2 oranında sürekli göremezlik derecesi tespit edildiği ve sigortalıya kazası sigorta kolundan gelir bağlandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık sigortalıda sürekli göremezliğe neden olan olayın kazası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından olay kazası kabul edilerek davacıya gelir bağlanmış ise de davalı işverenin işyerinde böyle bir olayın olmadığını iddia ederek olayın kazası olmadığına dair tespit davası açıldığını beyan etmesi karşısında bu konunun öncelikle çözümlenmesi gerektiği ortadadır....

                    UYAP Entegrasyonu