Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesi 2019/34 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerekirken bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalı olduğunu, zira 2019/34 Esas sayılı dosyasında müvekkilin davalı işyerinde geçirmiş olduğu kazanın kazası veyahut meslek hastalığı olarak kabulü halinde davacı müvekkilinin maluliyeti belirlenecek ve belirlenecek kusur oranına göre maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı doğmuş olacağını, bu hali ile henüz müvekkilin işyerinde geçirmiş olduğu kazanın kazası olarak tespiti yapılmaksızın bu dosyada hüküm kurulması hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar kusur oranlarının tespitinin kazası nedeniyle açılabilecek tazminat davalarında tespit edilebileceğinden bahisle güncel hukuki yararın bulunmadığı gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de bilindiği üzere kazası davalarında zamanaşımı 10 yıl olarak uygulanmakta olup, 2019 yılında açılmış kazası tespiti davasının henüz İlk Derece Mahkemesinde görülmekte olduğu, devamında İstinaf...

Köyü Sağlık Ocağı İnşaatı işyerinde çalışmaya başladığını, aynı gün çatıdan düşmek suretiyle kazası geçirip malul kaldığını, Kuruma başvuruda bulunduğunu ancak sigortasız olarak çalıştırıldığı için sigortalılığının tespit edilemediği gerekçesiyle kaza ile ilgili bir tespit yapılamadığını belirterek 18/10/2014 tarihinde geçirdiği kazanın, kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II-CEVAP Davalı Kurum vekili, davacıya ilişkin olarak diğer davalı tarafından yapılmış sigortalılık bildirimi bulunmadığını, iddia edilen olayın kazası olarak kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, davalı ... davaya cevap vermemiştir. III-MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi, davanın kabulü ile; davacının, davalıya ait işyerinde çalışırken 18/10/2014 tarihinde çatıdan düşmesi şeklinde geçirdiği kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir....

    Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....

      Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; kazası nedeniyle göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....

        İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir. İş kazasını meslek hastalığından ayıran en önemli husus kazasının ani meydana gelen bir olay olmasıdır. Ani olayın gerçekleşmesinden sonraki bir vakitte sigortalıda bedenen veya ruhen zararlar meydana gelebilmektedir. Burada önemli olan husus meydana gelen zarar ile ani olay arasında illiyet bağının olup olmadığı meselesidir. Kanunda kazası tanımlanırken dıştan gelen bir etkinin varlığından bahsedilmemiştir. Bu nedenle sigortalının kalp krizi veya beyin kanaması geçirmesi ile intihar etmesi de kazası kapsamında değerlendirilmektedir....

        Bu noktada öncelikle yapılması gereken ; davacılara 13.10.2005 tarihli zararlandırıcı olayı Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar etmesi, bu ihbar sonucunda olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde ise bu kez Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açmaları için önel vererek tespit davasını eldeki tazminat davası için bekletici sorun yapmak,ihbar sonunda zararlandırıcı olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise bu kez davacılara kazası sigorta kolundan kendilerine gelir bağlanmasını istemeleri için önel vermek, bu safahatlar sonunda anılan olayın kazası olduğu hususları tereddütsüz olarak ortaya konulursa bu kez işin esasına girip özellikle 3.10.2005 tarihli olayı içlerinde trafik- güvenliği uzmanı da bulunan güvenlik uzmanlarına İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları da gözeterek irdelemeleri için tevdi ederek buradan çıkacak sonuca göre tüm delilleri bir arada değerlendirip...

          Somut olayda, davaya konu olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edilip edilmediğinin anlaşılmadığı ve davacının sürekli göremezlik derecesinin Kurum içi prosedürler izlenerek tespit edilmediği anlaşılmış olup, söz konusu hüküm bu yönleri ile usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak , Sosyal Güvenlik Kurumuna davaya konu olayın kazası kabul edilip edilmediğini sormak, edilmemiş ise Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel verilmesi, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre; olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kurum'a müracaatının sağlanarak ve usulüne uygun şekilde sürekli göremezliğinin tespitine ilişkin karar alınarak kesinleştirilmesi; itiraz halinde yukarıda belirtilen prosedüre göre sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesinin ardından oluşacak sonuca göre bir karar vermektir....

            Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın davacı ...’ın sağlığında Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurusu olmadığından bahisle kazası olarak tespit edilemediğinin Kurumca bildirildiği anlaşılmıştır. İş Kazasından Kaynaklı Tazminat davalarının görülmesi için ön koşul zararlandırıcı olayın Kurumca kazası niteliğinde olduğunun tespit edilmesidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Mahkemece, davacının yargılama sırasında vefatı nedeniyle mirasçılarına, murisin 16/11/2009 tarihinde maruz kaldığı olayın kazası olduğunun tespitine ilişkin dava açması için önel verilmiş ise de; önelin süresinde yerine getirilmemesi üzerine kesin süre verilip sonuçları davacı tarafa ihtar edilmeksizin davanın reddi yoluna gidildiği anlaşılmıştır....

              Dosya kapsamından; davacılar murisi sigortalının 26/12/2002 tarihinde kazası geçirdiği, davacılar murisinin 24/03/2004 tarih 10565 varide no lu tahsis talebi ile göremezlik geliri tahsisi için Kurum'a müracaatta bulunduğu, Kurum'un davacılar murisinin göremezlik oranını %0 olarak belirlemesi nedeniyle tahsis talebini reddettiği, davacılar murisinin 01/06/2012 tarihinde geçirmiş olduğu ikinci kazası sonucu vefat ettiği, davacılar tarafından sürekli göremezlik geliri bağlanmasına ilişkin Kurum'a 13/06/2013 tarihinde müracaatta bulunulduğu, bu talebin Kurum tarafından reddedildiği, Mahkemece yapılan yargılama esnasında muris sigortalının göremezlik oranını kazası tarihi olan 26/12/2002 tarihinden itibaren %12.2 olarak tespit eden ... 1.İş Mahkemesi'nin 2009/525 Esas sayılı maddi tazminat istemli dava dosyası kapsamında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nun 15/11/2012 tarih ve 948 sayılı kararı esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....

                İş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle, geçici göremezlik, 506 sayılı Yasa'nın 16 ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, kazası yada meslek hastalığı sonucu geçici göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında kazasının olduğu, yada meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten, tedavisinin bitimine kadar, geçici göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa'nın 89. maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre, bir ödenek verilir. Sigortalının göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur. Ancak kusur durumu ve zararın oluşumuna veya artmasına sigortalının katkısına göre % 50 ye kadar geçici göremezlik ödeneği azaltılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu