Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminata ilişkin olarak kurulan hükmünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının maddi tazminat talebinin reddi, yargılamam sırasında ortaya çıkan katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklandığı ve davacının dava açarken bu hususu bilebilmesi mümkün bulunmadığı halde, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

    Mahkemece maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminata ilişkin olarak kurulan hükmünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının maddi tazminat talebinin reddi, yargılamam sırasında ortaya çıkan katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklandığı ve davacının dava açarken bu hususu bilebilmesi mümkün bulunmadığı halde, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

      Mahkemece maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminata ilişkin olarak kurulan hükmünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının maddi tazminat talebinin reddi, yargılamam sırasında ortaya çıkan katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklandığı ve davacının dava açarken bu hususu bilebilmesi mümkün bulunmadığı halde, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

        Mahkemece maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminata ilişkin olarak kurulan hükmünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının maddi tazminat talebinin reddi, yargılamam sırasında ortaya çıkan katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklandığı ve davacının dava açarken bu hususu bilebilmesi mümkün bulunmadığı halde, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

          Mahkemece maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddi ile manevi tazminata ilişkin olarak kurulan hükmünde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının maddi tazminat talebinin reddi, yargılamam sırasında ortaya çıkan katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklandığı ve davacının dava açarken bu hususu bilebilmesi mümkün bulunmadığı halde, maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

            Mahkemece olayın kazası olduğunun tespitine ilişkin mahkeme kararının 24.11.1997 tarihinde kesinleştiği her iki davanın bu tarihten itibaren on yıl geçmeden açıldığı gerekçesiyle davalının zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek davacının maddi zararı SGK'ca bağlanan gelirle karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalıya ait ...Trafo Merkezinde tablocu olarak çalışırken 28.9.1993 tarihinde terörist saldırı sonucu yaralandığı, sağ ön kol opere kırığı (ulna kırığı) nedeniyle Osteosentes ameliyatı yapıldığı, 7.10.1994 tarihine kadar raporlu kalıp 7.10.1994 tarihinde işbaşı yaptığı, 13.1.1997 tarihinde " kazasının tespiti" davası açtığı, ... 3. İş Mahkemesinin 1997/123 Esas nolu dosyasında görülen dava sonucu mahkemece 24.9.1997 tarihinde verilen karar ile olayın kazası olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen kararın 24.11.1997 tarihinde 10....

              Mahkemece hükmüne esas alınan hesap raporunda, olay tarihinden itibaren maddi zarar hesaplandığı halde, geçici göremezlik ödeneğinin hesaplanan maddi zarardan indirilmediği anlaşılmıştır. Varılan bu sonuç ise hatalıdır. Gerçekten, kazası yada meslek hastalığı nedeniyle geçici göremezlik, 506 sayılı Yasa'nın 16. ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, kazası ya da meslek hastalığı sonucu göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında kazasının olduğu ya da meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten, tedavisinin bitimine kadar, geçici göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa'nın 89. maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre, bir ödenek verilir. Sigortalının göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur. Ancak kusur durumu ve zararın oluşumuna veya artmasına sigortalının katkısına göre %50 ye kadar geçici göremezlik ödeneği azaltılabilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Asıl ve Birleşen davanın davacı murisinin, kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, asıl ve birleşen davanın davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve nedenlerine göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının kazası sonucunda vefatı nedeniyle, yakınları tarafından açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 16.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır. Maddi tazminata gelince; davalı tarafça kazası nedeniyle davacıya 12.500,00-TL ödeme yapıldığı ileri sürülmüş, davacı vekili ise, yapılan ödemenin, kazasından sonra ve akdinin sona ermesi nedeniyle işçilik alacaklarına ilişkin olduğunu ve miktarını bilmediğini ileri sürmüştür. Gerçekten davacının 30.09.2009 tarihli dilekçe ile davalı işyerinden istifa ettiğini, bildirdiği ve aynı tarihli ibraname ile de işvereni ibra ettiği anlaşılmaktadır....

                    Somut olaya gelince; zararlandırıcı olay ve dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu ile karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, kazası nedeniyle sağlık bütünlüğü bozulan sigortalının eşinin manevi tazminat talep etme hakkının bulunduğu düşünülse dahi, olayın özelliğine, yaralanmanın niteliğine, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına ve özellikle sigortalının yaralanmasının ağır bedensel zarar oluşturmamasına göre davacı eş yararına manevi tazminat verilemeyeceğinin anlaşılması karşısında davacı eşin manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu