DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/06/2013 KARAR TARİHİ : 14/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: MAHKEMEMİZİN 2013/335 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI KAPSAMINDA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilem davalı şirketin %15 payına, davalı şirket yöneticisi ... ... ise %85 payına sahip olduğu, davalı şirket müdürü ve ortağı ... ...'...
Sulh Ceza Hakimliğince kayyum atanmasına karar verildiği 20.04.2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 15.04.2016 tarihli karar ile kayyum heyeti arasından yeni yönetim kurulu üyeleri ve başkanının seçildiği, şirketin ticaret sicil kaydının 670 sayılı KHK ile 24.08.2016 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Davacının 05.11.2015 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 15.04.2016 tarihine kadar bu görevinin devam ettiği, dava dışı şirkete 11.04.2016 tarihinde kayyum atanmasına karar verildiği, mahkemece ödeme emirlerine konu prim borçlarının şirket tarafından ödenmesinin mümkün olacağı yanılgılı değerlendirmesi ile davanın kabulüne dair karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının borçlardan sorumlu olduğu kabul edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Taraflar arasındaki kayyum tayini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın feri müdahil ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı feri müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Fer'i müdahil sıfatıyla temyiz isteminde bulunanın mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 57 nci maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 66 ncı ve devamı maddeleri uyarınca yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olup, tek başına temyiz etme yetkisi bulunmadığından feri müdahilin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
nin de çıkarılmasını, yeni isimde anlaşılamaması durumunda kayyum tayini ile başka bir ad konulmasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2022 NUMARASI : 2022/45 2022/415 DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyım Atanması) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; adı geçen küçüğe kayyum atanmasını talep ve dava etmiştir. Davaya bakan Ayvacık Sulh Hukuk Mahkemesi davaya Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağından bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Davaya bakan Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesi davaya Ayvacık Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağından bahisle karşı yetkisizlik kararı vermiş ve dosyayı merci tayini için dairemize göndermiştir. Dosyanın incelemesinde davaya bakan ilk derece mahkemelerinin farkıl BAM'nin yetki alanlarında kaldığı (Bursa-İstanbul) bu nedenle uyuşmazlığın çözüm yerinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesi olduğu anlaşıldığından dosyanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, yönetim planı yapılmak üzere kayyum tayini istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde davalıların, dava konusu anataşınmazda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 5711 sayılı Yasayla değişik maddeleri uyarınca zamanında yönetim planı yapmadıklarını ileri sürerek yönetim planı yapılması için bir kayyumun görevlendirilmesini istemiş, mahkemece davacıya taraf teşkili için verilen kesin süre içerisinde yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dava ; "Kamulaştırma (Taşınmazın tescili istemli)" istemine ilişkindir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Ancak 01/09/2022 tarihinden itibaren Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümü kriterleri yeniden düzenlenmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 1. maddesinde" 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " ile 2. Maddesinde "Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, taşınmaz ve muhtesat bedellerinin tahsili davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" düzenlenmiş olduğundan, istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu, dairemizin görev alanı dışında kaldığı sonuç ve kanaatine varılmış, 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi uyarınca; Dairemizin görevsizliği ile dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1....
sendikal faaliyetlerde bulunulduğu, şirketten ne gibi taleplerde bulunulduğu, iş yerinde nasıl bir örgütlenme yapıldığına dair her hangi bir iddia ve delilin dava dilekçesinde yer almadığını, davacının iş akdinin feshedilebileceği gibi bir durum ortaya çıkınca sendikaya üye olduğunu ve iş akdinin feshinin sendikal faaliyetlerle her hangi bir ilgisi olmamasına rağmen sendikal tazminat talep ettiğini, taleplerinde kötü niyetli olduğunu, ... ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesi gereğince davacının feshin sendikal nedenlere dayandığını ispat etmekle yükümlü ve sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren durumu ortaya koymak zorunda olduğunu, sendikal faaliyetlerin teminatı olan mevzuat hükümlerine yer verdikten sonra, davacının da aralarında bulunduğu 15 işçinin sendikaya üye olmalarından çok kısa bir süre sonra işlerine son verilmesini delil olarak sunduğunu, şirketin dönem içerisinde işçi çıkardığını, Ocak ayında 10, Şubat Ayında 11, Mart ayında 32, Nisan ayında 9, davacının...
taleplerde bulunulduğu, iş yerinde nasıl bir örgütlenme yapıldığına dair her hangi bir iddia ve delilin dava dilekçesinde yer almadığını, davacının iş akdinin feshedilebileceği gibi bir durum ortaya çıkınca sendikaya üye olduğunu ve iş akdinin feshinin sendikal faaliyetlerle her hangi bir ilgisi olmamasına rağmen sendikal tazminat talep ettiğini, taleplerinde kötü niyetli olduğunu, Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu'nun 25. maddesi gereğince davacının feshin sendikal nedenlere dayandığını ispat etmekle yükümlü ve sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren durumu ortaya koymak zorunda olduğunu, sendikal faaliyetlerin teminatı olan mevzuat hükümlerine yer verdikten sonra, davacının da aralarında bulunduğu 15 işçinin sendikaya üye olmalarından çok kısa bir süre sonra işlerine son verilmesini delil olarak sunduğunu, şirketin dönem içerisinde işçi çıkardığını, Ocak ayında 10, Şubat Ayında 11, Mart ayında 32, Nisan ayında 9, davacının da işten çıkartıldığı Mayıs ayında 27 ve...
mükellefiyetler yüklemek tarzında değerlendirilemez ve telakki olunamaz olduğunu, davacı tarafın; müvekkil işverence yapılan feshin sendikaya üye olması sebebiyle olduğu ve 4857 sayılı İş Yasasının düzenlemelerine ters düştüğünü genel ifadelerle iddia etmiş müvekkil işverenlikçe ihtarnamede fesih sebebi açıklanarak, iş akdinin geçerli nedenle feshedileceği yazılı olarak işçiye bildirilmiş yapılan fesih usulüne uygun olup; fesih sebebi davacının sendikaya üye olması değil zira müvekkil şirket davacının sendikaya üye olup olmadığını bilmediğini İş Kanunu madde 20’de açıkça belirtildiği üzere ‘’Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene aittir....