WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2021 NUMARASI : 2020/347 2021/409 DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili 16/12/2020 tarihli Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlediği dava dilekçesinde Karasu İcra Müdürlüğünün 2020/646 Esas sayılı icra takip dosyası ile 36.000 TL'lik alacağına karşılık olarak ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, 2018 yılında emekli olduktan sonra davalı kardeşinin yanında çalışmaya başladığını, 11 Mayıs 2021 tarihine kadar çalışmasının devam ettiğini, davalının büyükbaş ve küçükbaş hayvanları ve arılarının bulunduğunu, fındık bahçesi olduğunu davalının tüm bu işlerde çalıştığını, çalışmalarının karşılığı ücretini alamadığını belirterek ücret alacağına ilişkin olarak yapılan icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

Kusur durumu saptanırken, güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi, İşçi sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. 05.03.2013 günü sigortalının, davalı ......

    İşçiye işverence verilen eğitim, işçinin işyerinde mal ve hizmet üretimine katkı sağlaması sebebiyle işveren yararına olmakla birlikte, verilen eğitim sayesinde işçi daha nitelikli hale gelmekte ve ileride daha kolay bulabilmektedir. Bu nedenle işçiye masrafları işverence karşılanmak üzere verilen eğitim karşılığında, işçinin belli bir süre çalışmasının kararlaştırılması mümkündür. İşçinin de verilen eğitim karşılığında işverene belli bir süre görmesi işverene olan sadakat borcu kapsamında değerlendirilmelidir. Verilen eğitimin karşılığında yükümlenilen çalışma süresinin de eğitimin türü ve masrafları ile uyumlu olması gerekir. Buna karşın, işçiye 4857 sayılı İş Kanununun 78. ve devamı maddeleri hükümlerine göre sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında verilmesi gereken eğitimlere ait giderler istenemez. İşçiye verilen eğitimin karşılığında işverence yapılan masraflar o işçiye özgü olmalı ve yazılı delille ispatlanmalıdır....

      alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Kanunun 26.maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. .......

        Anılan Karar gereği daha önce temyiz incelemesi Dairemizce yapılmaktayken; a) İşveren tarafından sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespitine ve işçinin işe iadesine ilişkin davalar (İş Kanunu m.18, 19, 20), b) Feshin geçersizliğine rağmen işe başlatılmayan işçi tarafından açılan güvencesi tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık süre ücreti ve aynı süreye ait İş Kanunu’nun 21/3. maddesinde sözü edilen diğer haklara ilişkin davalar (bu isteklerle birlikte diğer işçilik alacaklarının talep edildiği tüm davalar dahil olmak üzere), c) 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinde öngörülen kaybı tazminatı ile ilgili işçi tarafından Türkiye İş Kurumu aleyhine veya bu kurum tarafından işçi aleyhine açılan davalar ile işçi tarafından işveren aleyhine açılan davalar, d) 4853 ve 5568 sayılı Kanunlar uyarınca işçi tarafından tasarrufu teşvik ve nema alacağı ile ilgili işveren ve Hazine aleyhine açılan davalar, Yargıtay 22....

          Anılan Karar gereği daha önce temyiz incelemesi Dairemizce yapılmaktayken; a) İşveren tarafından sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespitine ve işçinin işe iadesine ilişkin davalar (İş Kanunu m.18, 19, 20), b) Feshin geçersizliğine rağmen işe başlatılmayan işçi tarafından açılan güvencesi tazminatı ile boşta geçen en çok dört aylık süre ücreti ve aynı süreye ait İş Kanunu’nun 21/3. maddesinde sözü edilen diğer haklara ilişkin davalar (bu isteklerle birlikte diğer işçilik alacaklarının talep edildiği tüm davalar dahil olmak üzere), c) 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesinde öngörülen kaybı tazminatı ile ilgili işçi tarafından Türkiye İş Kurumu aleyhine veya bu kurum tarafından işçi aleyhine açılan davalar ile işçi tarafından işveren aleyhine açılan davalar, d) 4853 ve 5568 sayılı Kanunlar uyarınca işçi tarafından tasarrufu teşvik ve nema alacağı ile ilgili işveren ve Hazine aleyhine açılan davalar, Yargıtay 22....

            ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 20/02/2020 NUMARASI : 2019/197 E.- 2020/110 K. DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı asıl işveren T3 nezdinde ihale alan alt işveren Vıp Hazır Yemek Gıda Tem.l Taş ve Güv. San. Ve Tic. Ltd....

            Sayılı kararının emsal teşkil edemeyeceğini, -Davacı tarafın istifa dilekçesindeki ve çıkış mülakat formundaki imzasını inkar etmediğini, imzanın davacıya ait olduğunu ve davacının imzasını kabul ettiğini, -Davacının istifasının ardından başka bir yerinde işe başladığını, davacının başka bir yerinde işe başlamak için istifa ettiğini, -Davacıya asla baskıyla fazla mesai yaptırılmadığını, davacının fazla mesai muvafakatnamelerini imzaladığını, fazla mesai ücretlerinin tam ve zamanında ödendiğini, -İş Kanunu, TBK ve Yargıtay içtihatları uyarınca davanın reddi gerektiğini, yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasını ve davanın müvekkili şirket yönünden tüm ferileriyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME/GEREKÇE: Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2020/99 Esas - 2021/157 Karar DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numaraları yazılı davada verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, yapılan inceleme sonunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı yerinde 01.04.2010- 04.05.2017 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığını, aylık gelirinin net 2.500,00TL olup ilaveten yılda 4 maaş ikramiye, çocuk yardımı, yakacak yardımı, elbise ve kumanya yardımı verildiğini, servis ve yemeğin veren tarafından karşılandığını, maaşların tamamının banka aracılığı ile ödendiğini, yerinde yılda ortalama 400- 700 saat fazla mesai yaptırıldığını, bu nedenle müvekkilinin sağlık sorunları yaşadığını, verene bu durumu ilettiğinde işverenin her zaman istifa edebilirsin beyanı ile karşılaştığını, müvekkilinin yapmış olduğu fazla mesailerin bordrolarda...

            Davanın esastan reddi usule aykırı olacaktır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında akdinden veya Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri mahkemeleridir. İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca, 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz. Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan .işçi ise, bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın mahkemesinde değil görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu