HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2083 KARAR NO : 2020/2605 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HAVZA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/05/2019 NUMARASI : 2019/33 ESAS - 2019/180 KARAR DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının alacak kalemi, alacağının bulunmadığını, faiz, faiz türünüve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, davacını nizin almadan ve mazeret bildirmeden iş egelmediini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2083 KARAR NO : 2020/2605 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HAVZA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/05/2019 NUMARASI : 2019/33 ESAS - 2019/180 KARAR DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının alacak kalemi, alacağının bulunmadığını, faiz, faiz türünüve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini, davacını nizin almadan ve mazeret bildirmeden iş egelmediini, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2276 KARAR NO : 2022/1213 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSKİLİP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2019/543 ESAS - 2021/116 KARAR DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin davalıya ait iş yerinde esasen 2009 yılında çalışmaya başladığını,ancak sigorta girişinin 09.07.2011 tarihinde başladığını,çalışılan süre içerisinde 08.00- 18:00 saatleri arasında çalışan müvekkilinin gün içerisinde yarım saat yemek molası kullandığını,yol ve yemeğin işverence karşılandığını,asgari ücretin 200 tl fazlası ücret ile çalıştığını,asgari kısmı aşan tutar elden ödendiğini,02.07.2018 tarihine kadar ayakkabı imalat ustası olarak çalışan müvekkilinin çalışması bahar ve yaz aylarında 20:00 a kadar devam ettiğini,yılın tamamında ise ayda en az 5- 6 kez bu çalışmasının 22:30- 23.00 sularına kadar devam...
Davalı-işçi tarafından davacı-işveren aleyhine açılan sendikal tazminat istemli işe iade davasının kabul ile sonuçlanması üzerine, davacı-işverence davalı-işçiye sendikal tazminat açıklaması ile 31.752,16 TL net ödeme yapıldığı, bu ödemenin 6.156,16 TL' sinin fazladan yapıldığı iddiası ile, davacı işveren tarafından davalı-işçi aleyhine icra takibi yapılmıştır. Yerel mahkemece ''aldırılan bilirkişi raporu esas alınarak davalı-işçiye yapılan 31.752,16 TL' lik ödemenin, 25.401,73 TL' sinin sendikal tazminat, 7.214,87 TL' sinin de boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu, bu tespite göre işverenin, işçiye fazladan ödeme yapmadığı'' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı-işveren, borcunu ifa etmek düşüncesiyle davacıya sendikal tazminat alacağına ilişkin ödeme yapmıştır. Davalı-işçi iyi niyetli olarak bu ödemeyi kabul etmiştir. Davacı-işveren, fazladan ödeme yapmış olsa bile, davalı-işçiye güven vermiştir....
Buradan hareketle, yargılama sırasında alınan 06/08/2015 günlü raporla, davalı işveren % 50, sigortalı % 50 kusurlu bulunurken; 02.11.2015 günlü 2. raporda davalı işverene % 60, dava dışı sigortalıya % 40 kusur verilmiş, sigortalı tarafından işveren aleyhine ... 3. İş Mahkemesinin 2015/177 Esas sayılı dosyasından açılan maddi manevi tazminat istemli davada aldırılan raporda ise davalı işverene % 80, sigortalıya % 20 oranında kusur izafe edilmiş, Mahkemece sigortalının işveren aleyhine açtığı davada aldırılan kusur raporu hükme esas alınmıştır. Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, tazminat davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir....
Gerekçe: 1-Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır....
Gerekçe: 1-Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır....
Gerekçe: 1-Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır....
Gerekçe: 1-Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır....
Gerekçe: 1-Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır....