Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçe : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çalışma şartlarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı ve sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinde, “İşveren, sözleşmesiyle veya sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz....

    Davalı tanıkları da davacının fesihten önceki iki-üç ay vardiyalı çalışmayı kabul ettiğini ancak işverence yapılan zammı beğenmemesi nedeniyle verilen ücretle vardiyalı çalışmayacağını beyan ettiğini ve vardiyası o hafta için 16.00-24.00 olmasına karşın 08.00-16.00 vardiyasına geldiği, işverence uyarılmasına rağmen 16.00-24.00 vardiyasında çalışmadığından akdine işverence son verildiğini beyan etmişlerdir. Davacı vardiyalı çalıştırılmak sureti ile çalışma koşulları aleyhine esaslı tarzda değiştirilmiş ise de davacı bu nedenle 6 günlük süre içinde sözleşmesini feshetmemiş, vardiyalı çalıştırılmasına itiraz etmediği gibi tanığının beyanı ile de sabit olduğu üzere vardiyalı çalışmayı sözlü olarak ve fiilen kabul etmiş, iki - üç ay kadar süre ile vardiyalı çalıştıktan sonra işverence yapılan zammı beğenmemesi üzerine ... çalışma düzenine dönmek istemiştir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, giydirilmiş brüt ücret tespitinin hatalı olduğunu, davacının akdinin davalı işverence devamsızlıktan dolayı haklı nedenle feshedildiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının fazla mesai ücreti alacağı bulunmadığını beyanla mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; belirsiz alacak davası açılıp açılamayacağına, akdinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediğine, davacının kıdem tazminatı talep hakkının doğup doğmadığına, davacının fazla mesai ücreti alacağı bulunup bulunmadığına, giydirilmiş ücret hesabının doğru olup olmadığına ilişkindir. Davacının iddiası ile tüm tanık anlatımlarına göre yemek yardımının ayni olarak davalı tarafından sağlandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 9....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2020 NUMARASI : 2018/794 Esas - 2020/758 Karar DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 06/09/2016- 15/10/2018 tarihleri arasında kasiyer olarak çalıştığını, akdinin haksız sebeple sözlü olarak feshedildiğini, alacaklarını alamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacak haklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının akdinin devamsızlık sebebiyle haklı nedene dayanarak feshedildiğini, alacaklarının tamamının davacıya ödendiğini belirterek bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "............

      İhbar tazminatı, belirsiz süreli sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. 4857 sayılı Kanun'un 17. maddesinde ; İş sözleşmelerinin a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, d-)İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır yönünde düzenleme bulunmaktadır .Bildirim sürelerine ilişkin 4857 sayılı Kanun'un 17. maddesindeki kurallar nispî emredici niteliktedir. Taraflarca bildirim süreleri ortadan kaldırılamaz ya da azaltılamaz....

        Belirli süreli sözleşmesinin süresinden önce feshi şartına bağlı cezai şartın sonuç doğurabilmesi için öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesinin belirli süreli olup, olmadığının tespiti gerekir. Asgari süreli sözleşmelerinde de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür. İşverence işçiye verilen eğitim, işçinin yerinde mal ve hizmet üretimine katkı sağlaması sebebiyle işveren yararına olmakla birlikte, verilen eğitim sayesinde işçi daha nitelikli hale gelmekte ve ileride daha kolay bulabilmektedir. Bu sebeple işçiye masrafları işverence karşılanmak üzere verilen eğitim karşılığında, işçinin belirli bir süre çalışmasının kararlaştırılması mümkündür. İşçinin de verilen eğitim karşılığında işverene belirli bir süre görmesi, işverene olan sadakat borcu kapsamında değerlendirilmelidir. Verilen eğitimin karşılığında yükümlenilen çalışma süresinin de eğitimin türü ve masrafları ile uyumlu olması gerekir....

          E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- 4857 sayılı İş Kanunu 10.06.2003 tarihinde yürülüğe girmiştir. Kanunun 22. maddesinde, işçi aleyhine ... koşullarında esaslı değişiklik yapılabilmesi için, durumun işçiye yazılı olarak bildirilmesi ve işçinin 6 işgünü içinde yine yazılı olarak söz konusu değişikliği kabulü öngörülmüştür. 25.11.2011 tarihinde yönetim kurulu kararı ile ikramiye ödemesinin kaldırılarak bunun ücretin içinde ödenmeye başlandığı anlaşılmaktadır. 25.11.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile yıllık iki ikramiye ödemesinin ücret içinde ödenmesi işçi aleyhine değişiklik getirmediğinden uyuşmazlık konusu dışındadır. Ancak, aynı davalıya karşı açılan ve Dairemizce temyiz incelemesi aynı gün yapılan diğer işçilerin dosyalarında, 2006 yılı öncesinde işverence yılda 3 kez ikramiye ödemesi yapıldığı saptanmıştır....

            Dosya içeriğine göre sözleşmesi 15/08/2014 tarihli fesih bildirimi ile işçi tarafından İş Kanunu’nun 24/II-b maddesi gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. Davacı asil 10/12/2015 tarihli celsedeki beyanında; işverence kendisine hakaret edilmesi üzerine sözleşmesini feshettiğini ifade etmiştir. Bu nedenle davacı, “işverence, kendi şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söylemesi” gerekçesi ile sözleşmesini feshetmiş olduğundan, fesih gerekçesi ile bağlı olduğu gözetilerek haklı sebebi kanıtlaması gerekmektedir. Bununla birlikte, davacı tarafça, sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde, işverence, davacının şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söylediği gerekçesi ile sona erdiği kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, açık fesih gerekçesi karşısında, Mahkeme kararında da belirtildiği üzere, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi gerekçesiyle işçi feshinin haklı olduğu kabul edilemez....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/4121 KARAR NO : 2021/1122 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İNEBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2019 NUMARASI : 2017/763 ESAS - 2019/159 KARAR DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işyerinin T4 imal edilen fabrika olduğunu, davacının aylık ücretinin asgari ücret olduğunu, mesai saatleri ile öğle yemeği paydosu ve ara dinlenme saatlerinin taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmesinde ayrıntılı olarak yazılı olduğunu ve başka bir sözleşme bulunmadığını, fabrika binasının mülkiyetinin İnebolu Belediyesine ait olup, müvekkil şirketin kiracı olarak faaliyet göstermekte iken şirketin kesinleşmiş yargı kararı gereğince taşınmak mecburiyetinde kaldığını, fabrikanın yeni adresi, faaliyet tarihi, servis saat ve güzergahlarının işçilere imza karşılığı tebliğ edildiğini, davacının tebliği almaktan imtina...

              Somut olayda, dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden ... davalı şirket aleyhine açılan ... 1. İş Mahkemesinde görülmekte olan 2014/28 esas sayılı dosyada davacı işçi vekili olarak yer almıştır. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi talep edilmemiş ise de, temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Bu durum bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkarmış olup, Mahkemece diğer mahkemelerde de davalı şirket aleyhine davası olmayan ve davanın tarafları ile ilişkisi bulunmayan başka bir bilirkişi seçilerek yeniden rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu